tuhaf türkü sözleri

tüm sinem'leri tenzih ederek yazıyorum. bir ağrı türküsünde geçer. sözler böyledir. yalnız durak yerleri birer harf ilerletilmiştir.
...
yara/k aldı, yara/k aldı
sinem de bir yara/k, yara/k aldı

şıkşıngırdar yar şıngırdar
kemer belde şıngırdar

"indim derelerine
bilmem nerelerine
kaytan bıyıklarımı
sürsem nerelerine."


bu da mukim tahir'den alınma bir urfa türküsü imiş. aklıma ergenlikte izlediğim kazım kartal filmlerini getirir.

bu da bir sivas türküsü imiş.

bico gider biçime
orak değmiş saçına
çıkar keten gömıeği
sar biconun başına

hop bico hopıa bico
fistanı topıa bico

bico sen pek karasın
aıemde maskarasın
kırk kaııp sabun oısa
yine de pek karasın

hop bico hopıa bico
fistanı topıa bico

erkek mi kadın mı oluğunu tam anlamadığımız bico'nun başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmiyor.

muhtemelen karın tokluğuna ve zorla temmuz ayında bu bico'yu ekin biçmeye götürüyorlar. önce hınzırlık olsun diye kafasının orakla yarılıp, başına bir gömlek bağlanarak şebeğe döndürülmesi daha başlangıç.
sonrasında zavallı insan bir kenarda canıyla uğraşırken "hopla bico, zıpla bico" denilerek gülünüp dans etmesinin istenmesi olayı mizahtan çıkarıp alaca karanlık kuşağına
taşıyor.
daha bitmiyor bico'nun çilesi. bico bir ağaç altında yakalanıyor. "bico sen maskarasın, pek karasın" denilip karşısında halay edilmesi, yani çekilmesi de ayrı zalimlik diyecektim ki tam..
türkü söyleyen insanların kötü olamayacağını, gidip yanlarına oturmamız gerektiğini anımsadım.

"dediler yar uyumuş, nenni de yarim nenni
uyardım öpe öpe, eski de yarim hani" ön sevişmeli bir türkümüz yok demeyelim