1.
silindirli içten yanmalı motorların egzoz manifoldunun hemen çıkışında yanma gazlarını bir türbinden geçirilerek türbinin dönmesi sağlanır. bu türbin turbonun kompresörüyle aynı şafta bağlıdır. yani türbin dönünce kompresör de döner.
kompresör de emme manifolduna fazladan temiz hava sıkıştırır, yani havanın basıncı artmış olur. böylelikle motora yakıtı yakabilmesi için daha çok hava sevk edilmiş olur ve motorun çıkış gücü (output power) arttırılır.
fakat bir problem vardır. adyabatik sistemlerde havanın basıncı arttırılırsa hava ısınır, ve ısınmış havanın yoğunluğu düşer. yani aynı hacimde çok daha az oksijen molekülü bulunur. dolayısıyla motorun yanma odasına (silindire) şöyle bol bol oksijen basılamaz.
bunun önüne geçmek için de turboşarj'ın kompresör çıkışına bi rısı eşanjörü sistemi takılır ve buna da intercooler denir.
intercooler, turboşarjın kompresöründen çıkıp yüksek basınçla ve sıcak bir şekilde emme manifolduna girmek üzere olan havayı soğutur, ve basınçlı ama soğuk havaya çevirir.
böylelikle, motorun silindirlerine yüksek basınçlı ve daha çok oksijen içeriği olan hava basılmış olur.
yani silindir hacmi 2.0 litre olan bir motordan, sanki 3.6 litreymiş gibi bir performans alırsınız.
hani demiştim ya, egzos gazı tübini çevirir, türbin de kompresörü çevirir, kompresör de motora fazladan hava basar diye. bunun anlamı şu: ne kadar yüksek devir, o kadar çok egzos gazı demek. ve doğal oalrak o kadar çok turbo katkısı demek.
işte bu yüzden turboşarj'lı bir araba sürerken vitesinizi yükseltmeye yakın performansı artar, çekiş artar ve araba büyük bir sürüş keyif verir.
şu parça:
kompresör de emme manifolduna fazladan temiz hava sıkıştırır, yani havanın basıncı artmış olur. böylelikle motora yakıtı yakabilmesi için daha çok hava sevk edilmiş olur ve motorun çıkış gücü (output power) arttırılır.
fakat bir problem vardır. adyabatik sistemlerde havanın basıncı arttırılırsa hava ısınır, ve ısınmış havanın yoğunluğu düşer. yani aynı hacimde çok daha az oksijen molekülü bulunur. dolayısıyla motorun yanma odasına (silindire) şöyle bol bol oksijen basılamaz.
bunun önüne geçmek için de turboşarj'ın kompresör çıkışına bi rısı eşanjörü sistemi takılır ve buna da intercooler denir.
intercooler, turboşarjın kompresöründen çıkıp yüksek basınçla ve sıcak bir şekilde emme manifolduna girmek üzere olan havayı soğutur, ve basınçlı ama soğuk havaya çevirir.
böylelikle, motorun silindirlerine yüksek basınçlı ve daha çok oksijen içeriği olan hava basılmış olur.
yani silindir hacmi 2.0 litre olan bir motordan, sanki 3.6 litreymiş gibi bir performans alırsınız.
hani demiştim ya, egzos gazı tübini çevirir, türbin de kompresörü çevirir, kompresör de motora fazladan hava basar diye. bunun anlamı şu: ne kadar yüksek devir, o kadar çok egzos gazı demek. ve doğal oalrak o kadar çok turbo katkısı demek.
işte bu yüzden turboşarj'lı bir araba sürerken vitesinizi yükseltmeye yakın performansı artar, çekiş artar ve araba büyük bir sürüş keyif verir.
şu parça:

devamını gör...