türk dizilerinin insanı senarist olmaya yönlendirmesi

dizinin konusu ne olursa olsun araya giren iki kişi arasındaki aşk saçma sapan diyaloglar yeni çıkan dizilerden 1 bölümünü bile izlediğinde ne kadar kalitesiz senaristliğin ne kadar basit olduğunu anlıyorsun

hiç bir merak unsuru eklenmemiş gizemsiz dosdoğru dizilerdir. asla bir iç çatışma yoktur. sadece çevresel dış çatışmalarla işi götürmeye çabalarlar.
bir insan sadece iyidir. kötüler de sonuna kadar kötüdür.
ironi yoktur. az çok kimin başına ne gelecek tahmin eder ve sıkılırsınız.
bazen kötü haber seçkilerinden sıkılıp bir dizi açıyorum. sesi kapatıp kılık kıyafete dekora manzaraya bakıyorum. allahtan bu konuda o kadar kötü değiller.

bence bu senaristlerin başarısızlığı değil, ülkenin gelişmişlik ve sosyokültürel seviyesi ile alakalıdır. türkiye'de televizyona çekilen dizilerin hammaddesinde ihanet, aldatma, aşk, zengin kız fakir oğlan ya da tersi, pata küte adam vuran mafyalar olmasının sebebi, türk halkının bu saçmalıklarla tatmin olması; ötesinden katiyen bir halt anlamaması ve anlamak için çaba göstermemesidir.
türkiye'de sipariş üzerine senaryo yazılır, senarist abim aç kalmamak için istenileni yazar.