türk marksistlerin kronolojisi

bahsettiğim çoğunluk. azınlık olarak düşünenlere sözüm yok, gerçek inançlı sosyalistler, dönmeyenleri takdir ederim, katılmam.

1917-1923; ilk başlangıcına sovyet devrimi diyebiliriz.
1923-1960; az sayıda entelektüel insanlar arasında yayılmış. en kaliteli insan kaynağının olduğu zaman.
1960-1972; halka ilk yayılış. (bkz: deniz gezmiş)in idamı ile bitiyor.
1972-1980; kgb ye tam bağımlılık ve ihtilal yapma girişimi.
1980-1990; yeniden toparlanma hayali.
1990-1995; ne olduğunu anlamıyorlar. sovyetler çökmüş. başsız kalan tavuk gibi dolaşıyorlar.
1993-2000; mikro milliyetçilerin kuyruğuna takılmaları. başka yapacak şeyleri yok.
2000-2020; mikro milliyetçilerin yularının amerika geçişi ile dolaylı olarak ücretsiz amerikan askerliğine geçiş.

ne tarih ama 1989 da ücretsiz sovyet askeri, 2001 de ücretsiz amerikan askeri. geçiş 12 yıl.
ne döndüler!

ha cevap yazarsanız; 1990 ların orasından beri dümenini girdiklerinizi tek tek yazarım.

marksizm farklı bir şey, marksist olduğu, kendisi veya birilerince iddia olunanlar farklı şeylerdir. lenin, stalin, mao, castro, che veya tito, enver hoca -ki daha başkaları da sayılabilir- marksizme inanmış devrimci kahramanlardır. kendi ülke gerçekliklerinde doğru/geçerli gördüğü analiz saptama ve devrimci adımlarla, ülkelerinde devrimi iktidara taşımışlardır. kendi ulusal deneyimleri ve öngörülerini marksist kuram pratiğine katmışlardır. ( ama diyelim lenin maoist değildir, mao'da leninist değildir.veya her ikisi de diyelim enver hocacı değildirler. olmaları da gerekmez. ama her ikisi de marksisttir. varsa kısmi hatalarıyla hatta.)
türk marksistler de, ülkelerinde işçi sınıfı hareketinin iktidarı için, kimi ömrü boyunca, kimi inandığı bir dönem, hareket içinde olmuşlardır. bir dönem marksizme inanan herkes, ömrünün geri kalanınca da marksist kalmaz, kalmayabilir, kendisi öyle sansa dahi olmayabilir. bunun kuramla marksla marksizmle hareketle ilgisi yoktur. ( böyle sanılırsa marks bile marksist sayılamaz çünkü.)
kuram ayrı bir şey; hareket, örgütlenme ve pratik ayrı bir şeydir. örgüt/eylem yani pratik her zaman kuramın yerine geçmez, ola ki başarılı olsa dahi geçmez.. ola ki başarısız olsa dahi onu kuramdışılığa itmez.
pratiğe bakarak kuram yeniden yazılmaz.
iddialı başlık, kendince tarihlerle, türkiye sosyalist hareketine tarihler atıp saptamalarda bulunmuş ancak, en azından kendi yaşadığım ve tanık olduğum dönem için saptamasının kesin yanlış olduğunu söyleyebilirim. 72-80 kgb'ye tam bağımlı ve ihtilal girişimi yapmaya çalışan bir marksistlik ne duydum ne gördüm. zaten dünyanın hiç bir yerinde maaşlı ajan tarzı marksist ve maaşlı ajanlarla ihtilal yapmaya çalışan marksist bir devlet/anlayış olmaz/olamaz. bunu iddia eden marksı da marksizmi de kavrayamamıştır.
yazar kendince yanlış bulduğu birilerini sözüm ona eleştirme adına, türkiye sosyalist hareketinin bir dönemini tek kalemde haksız ve asılsız yere suçluyor.
hasbelkader marksizmle ilgilenen herkes tarih yazmak zorunda olmadığı gibi, kimi öznel deneyim ve yaklaşımları herkesi marks yapmayacağı gibi, bir kuramcı veya herkesi/her dönemi tanımlayabilecek bilgeliğe de ulaştırmaz.

klasik liberal analizi. her liberal analiz gibi cevap vermeye değmez.

adam uzun uzun yazmış yukarıda, kalkıp liberallikle falan suçlamışlar :d

türk marksistleri için söylenenler marksizm'i kötülümez. marksizm bütün dünyada taraf bulmuş bir ideolojidir. sadece marksizm değil türk halkının inandığı her ideoloji anlamını kaybetmiş. ne türkçüler türk,ne dindarlar dindar bu ülkede!!!
bize ne yapmamız gerektiği hakkında bilgiler veren,bizi yetiştiren adamı 12 eylül sonrası meyhanede dansöz oynatırken gördü bu gözler ve ben onun için bir ülkücünün arkasından ateş etmiştim. iyi ki vuramamışım...

ay kıçım...

başlık altında olumsuz yazanlara cevaptır.