türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmak

hayatının devlet tarafından yasaklar ile pahalılık arasında mahvedilmesini izleyerek geçirmektir.

güzel olan herşey ya yasaktır ya da çok pahalıdır *

sigara mı içeceksin? pahalı.

kaçak ya da sarma mı içeceksin? yassah hemşerim.

alkol mü kullanıyorsun? pahalı.

kaçak da yassaah hemşerim.

sex mi yapacaksın? evlenmeden yassah hemşerim kerhaneler bile kapalı.

evlilik? o da pahalı.

özetle türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmak en basit güzellik ve keyiflerden, ya yassahlar ya da pahalılık yüzünden uzak olmaktır. yani özetle ot olmaktır diyebiliriz*

%90 fakir olmaktır.

eski türkiye'de gurur kaynağıydı. şimdi bambaşka.

hobi seçenekleri arasında sadece kola + çekirdek çitlemek mevcuttur.

şey mi dostum; dert sahibi insan.

dünya üzerinde cehennemi yaşamaktır.

kendimi b*ktan değersiz görüyorum.

direk başkanına göre en kötü ihtimal içinde olmaktır. bayrağından sonraki en önemli değeri olan pasaportunun itibarı, başkanına bağlı partinin belediyelerince yerle yeksan edilmiştir. bu partililer halâ halktan deveyi hamuduyla götürmekte serbest serbest gezmektedirler. cumhuriyetin savcılarının güçleri olayda hiç suçu olmayan iki bebenin koluna kelepçe vurmaya yetmiştir.

basınca karşı dirençli olmak demektir.

göçebe olsak daha rahattık. ya da eski çağlardaki gibi cezayire gidip korsan falan olsak. avrupaya vize dahi çıkartamıyorsun, o kadar boktan bir ülkesin ki...

ortadoğu halkları hariç kalan tüm dünya ülkelerinde, araplar , pakistanlılar ve afganlarla bir olmaktır.

11 tanıma baktım ve karar verdim.
sorun vatandaşlıkta degil sizler biraz şeysiniz (herkes kendine begendigi en agir hakareti alsin, benim edeceklerime hazir degilsiniz)

isteyenin gidebilecegi fakat bir yerlerinin yemedigi vatandasliktir.

boş kümesiniz ve size isvec, finlandiya vatandasliigi verilse orasi icin bile aglarsiniz cunku hayatta sosyal medya kullanmaktan, sizlanmaktan baska yeteneginiz yok.