türkiye'de bone ve kadın çorabıyla kahve demlenmesi

türkiye’de bazı işletmelerin artan maliyetler nedeniyle filtre kahveleri, filtre kağıdı yerine 'bone ve kadın çorabıyla demlediği' tespit edildi.

-hürriyet

kadın çorabı nasıl filtre kağıdından daha ucuz oluyor diye düşündüren durum.
anladığım kadarıyla kağıdı 1 kere kullandıkları halde çorabı 500 kere kullandıkları için bu yola başvurmuşlar.
bununla birlikte dışarıda filtre kahve 100 liradan aşağı değildir.
tçibo filtre kahve 1kg 300 lira.
filtre (veya espresso) için yaklaşık 10gr kahve gitse, maliyeti bardak başına 3 lira oluyor. sütle birlikte 5-6 lira olsun. daha fazla değil.
5 liralık kahveyi 100 liraya satıyorlar ama 3 kuruşluk kağıdın hesabını yapıyorlar.
tez kellesi vurula.

tçibo'nun filtre kağıdı 50 kuruş. hem de 1 taneyle kaç bardak kahve çıkar.
ayrıca yıkanabilir filtreler de var. kadın çorabı nedir allasen.

diyanet islerinin derhal caiz midir değil midir açıklaması yapması gerekiyor.

bir de şu kullanılmış kadın iç çamaşırı satışı muhabbeti var. ne kadar giyilmişse o kadar fiyat artıyor falan. bunda da kullanılmış olanıyla fiyat oynuyor mu acaba. bu konulara daima açıklık getirilsin ona göre kahve sevmeyen ben kahveye başlayabilirim.

giyilmiş kadın çorabı kullanıyorlarsa bedavaya geliyordur filtre.

e daha güzel işte bir de giyilmiş çorapsa...

hangi kafeler bilen var mı ?

kadın çorabıyla demlenen kahveye ekstra para verebilecek insanlar biliyorum.

olum aslında karlı iş ha…

prosuk gtnden toplanmıṣ, irlanda sahilinde nemlenmiṣ, maldivler'deki yatlarda kurutulmuṣ, sumatra- kenya harmanı kahve içiyorum diye hikaye atarken naylon mu içiyormuṣ aziz millet?

arz talep de olabilir,sadece isletmeye yuklenmemeli.

kahveye oldukça hoş notalar kazandıracağı kesin bir demleme yöntemi.
vaginal mayadan bira üreten firmayı hatırlatmıştır.

yeni birşey değil ki bu . ha yukarıdaki belirtildiği gibi kullanılmış kadın çorabıyla demlenildiği özellikle belirtilirse , yeni bir fetiş coffee shop konsepti doğar , buralar yıkılır , demedi demeyin .

babaanne donuyla yapmadıklarına şükredin. maliyeti 5-10 liralık bir fincan kahvenin 100 liraya satılabilmesi yeterince tatmin edici olmasa gerek.

çizmeden şarap içerken itiraz edecektik...

boneler pamuklu, ince çorap da iyi süzer. bilemedim.

iki ihtimal var ya kullanılmamıştır ya da temizdir.
temizse çok sorun yok, kullanılmış ise 2 seçenek var
eğer genç güzel bir hanım efendi ise sorun yok, üstüne ekstra para verecekler vardır, diğer ihtimali yok sayıyorum midem bulanmasın diye.

kullanılmamışsa sıkıntı yok.

sozlugun yarisinin kokulu kadin ayagi fetisisti olduguna dair supheler uyandiran baslik.

sevdiğim kadının çorabıyla yapacaklarsa no problem.

hayatım bu işletmede kadın çorabıyla kahve yapıyorlarmış, rica edersem çorabını çıkarabilir misin?
hem teninin mis kokusu aroma katar kahveme...

evet. ancak bu şartlar altında olabilir. yoksa işim olmaz.

of çok azgınım, gerçekten. hafif ağrıyan boğazım ve akan burnuma rağmen çılgınlar gibi azgınım. normal bir güne nazaran daha beterim hatta ki mevzu da ilgimi çekmedi değil. zamanında düşündüğümüz, kız arkadaşlarımıza açtığımız mevzular bunlar.
buraya konu hakkında sapkın bir şeyler yazmak istemiyorum ama. küloda, çoraba doyduğumdan değil de, ne bileyim bu sefer istemiyor canım. belki de ilk defa bu tarz bir başlık, içimdeki açlığı kaşımıyor, beni yazma konusunda güdülemiyor. vay canına, çok ilginç.
düzgün yazar olalım iki dakika madem.

annesi yoğurdu, salçayı tülbentle süzen insanlarla dolu bu sözlük. "temiz bir tülbentle" diyolar hani tariflerde falan da. rahat olun o yüzden. temiz bir çorap veya külot sorun olmaz gibi. hele ki kullanılmamışsa... sürekli kullanıma bağlı bir pislik olmasın yeter ki. onun dışında konsept korkutmasın sizi. isterse kefen beziyle süzsünler. bi şey olmaz.

neyse bi 31 çekip tazeleniyorum ben. yazarken azdım gibi. ilk fırsatta tekrarlamalı.^^ bu muhabbetleri tabii ki, eylemi değil. yoksa külotla çay demlemek işin bokunu çıkarmak oluyor. bunun muhabbetiyse, kızın bunu yapabilme potansiyeliyse çok azdırıcı. olayın hayali, mmm mis. kızın, donunu çıkarıp bardağın ağzına yerleştirip gerdirmesi, budur ya. tezgahın altındaki dolaba değdikçe ürperen çıplak kasıklarını yerim onun ben. hareketlerindeki o öz güveni, yaratıcılığı ham yaparım. üstünde alelade bi ev tişörtü, altı tamamen çıplak bir şekilde bana çorabıyla kahve demlediği görüntüsünü zihnime hapseder, senelerce azarım buna. aşkım benim.