islam'da kabaca üç temel akım var:

1- mutezile: bunlar akılcıdır. kuran'ı dahi akla uygun yorumlamayı savunur. bunlar islam'ın daha güçlü akımları tarafından kafir ilan edilip kanlı bir şekilde yok edilmiştir. günümüzdeki modernist ya da tarihselci denilen ilahıyatçıların bu akımın devamı olduğu söylenebilir. halkta karşılığı kalmamıştır.

2- hariciler: bunlar islam'ı en katı yorumlayan gruptur. ne yazıyorsa o kardeşim düsturundadır. bilim ve sanata "dini" sebeplerle karşıdırlar ve bütün modern değerlere de kafirlik olduğu gerekçesiyle karşıdırlar. günümüzdeki selefilik, vahhabilik buradan gelir. en güncel örneği de ışid.

3- ehl-i sünnet: bunlar ise ikisinin arasında orta yolcu. aman ağzımızın tadı kaçmasın ali rıza efendi modunda takılırlar. bu akım aklı küçümsemese de itikad konularında haricilere daha yakındır. akıl konusunda da sorgulayıcı değil teslimiyetçidirler. yani "allah öyle yaptıysa öyledir, sorgulamak gereksiz hatta tehlikelidir" anlayışı var. en önemli kolu da eşarilik.

işte bu üçüncü akım, gazzali ve selçukluların nizamiye medreseleriyle islam dünyasında hakim akım haline geldi. diğer akımlar ya tebliğle asimile edildi ya da şiddet kullanılarak bastırıldı. bu akımdan önce anadolu'daki islam orta asya gelenekleriyle harmanlanmış, özünde iyi insan olma felsefesi olan kucaklayıcı bir müslümanlıktı. bunların temsilcileri bektaşilik, mevlevilik falandır. bilim ve sanata karşı olmadıkları gibi icra da ederlerdi. yunus emre gibi halk ozanlarında dahi bu tarz müslümanlığın esaslarını görürsünüz. hatta şanslıysanız dedenizde ninenizde bile bunu görebilirsiniz. fakat özellikle 80 darbesi sonrası köyler dahi nakşibendi tarikatlarına adeta teslim edildi. o insan sevmeyen, kötü bakışlı, çıkar cep telefonunu diyen dayılar işte o neslin ürünü. maalesef.

fakat bu kapsayıcı, bilimle, sanatla, hayatla kavgacı değil kucaklayıcı olan bu anlayış, maalesef nizamiye medreseleri üzerinden yayılan ehl-i sünnet anlayışıyla yok oldu. bugün mevlevilik deyince mevlana'nın bir iki sözü ya da turistik olarak yapılan sema gösterisinden başka bir şey aklımıza gelmiyor fakat bir zamanlar bu anlayışın anadolu'ya hakim olduğu unutulmasın. ben bu akımı 12. asır rönesansı'nda dini temelli de olsa bilgi ve sanat üreten kiliseye çok benzetiyorum. o birikim sayesinde avrupa'nın rönesans yapabildiği unutulmasın. islam dünyasında neden çıkmadığı da şimdi belki daha iyi anlaşılır.

ek bilgi için bkz:

imam gazzali
septem artes liberales

gazzali'nin yayılmasında önemli katkılarda bulunduğu ehl-i sünnet anlayışı* ise tamamen teslimiyetçi ve kadercidir. isyan ve sivil itaatsizlik yoktur. devletin bekası için din korunmalıdır anlayışı hakimdir. haliyle iktidarlar açısından da son derece faydalı bir araç olarak görülmüştür. bu akımın anadolu'ya yerleşmesi çok hızlı olmadı aslında fakat özellikle 19. yy'dan itibaren nakşibendilik ile birlikte kırsal kesimlere kadar nüfuz etmeye başladılar.

hakkını her daim arayıp osmanlı'ya dahi ayaklanmış anadolu köylüsü gitti, yerine kaderci, isyanı günah sayan, devlet büyükleri için ölen-öldüren, uslu mu uslu adeta "vur kafasına al ağzından lokmayı" diyebileceğimiz bir halk geldi. özellikle son dalga olan nakşibendilik, mantar gibi türemesi, biraz da ulaşım-iletişim araçlarının gelişmesiyle çok kısa zamanda tümden zehirledi bu coğrafyayı. zehirlemekle de kalmadı, devletin içine de çöreklendiler. bugün ülkücüler kendini nimetten saysa da devlette, bürokraside borusu öten grup nakşibendilerdir. said nursi'nin kendisinin de bir nakşi olduğunu belirteyim. onun kurduğu nurculuk da nakşiliğin bir koludur aslında. fethullah gülen cemaatinin de nurcuların bir kolu olduğunu unutmayın. milli mücadele sırası ve sonrasındaki dini isyanların alayının nakşibendiler tarafından yapıldığını da ekleyeyim. bunların en önemli taktiği ise kendilerine yapılan saldırıları islamiyete yapılıyormuş gibi göstermektir. sözlükte iki gündür avaz avaz bağıran cemaat destekçilerinde bile bu nevaleyi görebilirsiniz. hani diyorsunuz ya "yine mi mağdursunuz" diye, evet işte bunların taktiği budur. ne kadar tehlikeli olduklarını anlatmaya gerek yok, tarih yazıyor.

işte kaderci, teslimiyetçi, şarlatanların para, oy ve emek deposu haline gelmiş olan anadolu halkının kısa tarihidir bu.
devamını gör...
din simsarlarının ve siyasal islamcıların para cukkalayıp ülkeyi batırmasının ana nedenidir.
devamını gör...
peki şu an dünyada islamı doğru yaşayan ülke hangisidir diye sorsam.
devamını gör...
bu kişinin ya da kişilerin din algısıyla alakalı arkadaşlar. kişi dini namaz kılmaktan, oruç tutmaktan ibaret sayarak tam anlamıyla müslüman olmuş olmuyor maalesef ki. bu durum tıpkı 20 soruluk sınavdan 2,3 soruyu cevaplayarak başarılı bir şekilde geçmeyi beklemek gibi bir şey.

islam dini bilindiği üzere kuran-ı kerim ve son peygamberimiz hz. muhammed (sav)'in sünnetinden yola çıkarak yaşadığımız bir din. islam dinine mensup olmuş bu müslüman kişiye allah peygamberimiz aracılığıyla 23 sene süren bir zaman diliminde dinin nasıl yaşanması gerektiğine dair kuran-ı kerim'i vahyetmiştir. kuran-ı kerim'de bir rivayete göre 6666, bir rivayete göre ise 6236 âyet bulunmaktadır.

ve şöyle bir düşünürsek sizce bu kadar âyet sadece "namaz kıl, oruç tut, zekat ver, tesettür üzere ol, helal gıdalarla beslen, helal yoldan kazanç sağla" gibi emirlerde mi bulunuyor? tabiki hayır. din her yönüyle (toplumsal sorumluluklar, ahlaki gereklilikler, ibadet ve inanç bilinci), her ayete ve inanılması gereken şartlarıyla ( imanın 6 şartı, islamın 5 şartı, 32 farz vb.) birbirinden ayrılmayan bir bütündür.

ebû hureyre (ra)'dan rivayetle peygamberimiz (sav) : " müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlâkı en güzel olandır. en hayırlılarınız da, hanımlarına karşı en hayırlı olanlarınızdır. " buyurmuştur.
(tirmizî, radâ, 11)

hz. aişe (ra)'dan rivayete peygamberimiz (sav) :" allah, zariftir/rıfk sahibidir; zarafeti/kolaylık gösterilmesini sever. kolaylıkla yapılan işlere, güçleştirilen işlere veya başka şeylere vermediği sevabı verir." buyurmuştur.
( müslim, birr, 77)

"muhakkak ki sen pek yüce bir ahlak üzeresin. "
(kalem - 4 )

2. hadiste anlatılmak istendiği gibi bir mümin sadece ibadet üzere olmakla yükümlü değil, toplum içinde güzel ahlak ve kolaylaştırıcı, zorlaştırmayıcı vasıflarda da olması gerekir. toplum içinde başka bir mümin kardeşinin hakkına girmemeli, toplum kurallarına zıt düşücek fiillerde bulunmamalı, insanları din kisvesi altında dinden soğutmamalı, güzel ahlak üzere, yumuşak huylu, sabırlı olmalı, argo kelimeler, küfürlerde (dini kötü lanse edicek herhangi bir fiilde) bulunmamalıdır.

peygamberimiz (sav) : " kolaylaştırınız! zorlaştırmayınız! müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz." buyurmuştur. ( buhârî, 3:72)

"ey îmân edenler! bir topluluk, (başka) bir toplulukla alay etmesin; olur ki (onlar), kendilerinden daha hayırlı olabilirler! birtakım kadınlar da (başka) kadınlarla (alay etmesinler)! belki (onlar da) kendilerinden daha hayırlıdırlar. kendinizi (birbirinizi) de ayıplamayın ve birbirinizi (kötü) lâkablar ile çağırmayın! îmandan sonra fâsıklık ismi (günahla anılmak), ne kötüdür! artık kim (bu kötü amelinden vazgeçerek) tevbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir!"
(hucurat, 11)

kısaca islam bütün gereklilikleriyle bir bütündür. aynı zamanda islamın gerekliliklerine tam anlamıyla vakıf olamayan müslümanlar yüzünden (ahlaksız davranış, yobazlık, ötekileştirme, ırkçılık vb.) din karalanmamalı, yanlış tanımlamalarda bulunulmamalıdır. her müslüman dini güzel temsil etmekle yükümlüdür pek tabii ama temsil etmekte hata yapanlar yüzünden de dinden soğunmaması, dinin yanlış tanımlanmaması gerekir. islam dini murat'ın, selim'in yaşantısından ibaret değildir. kuran'ın bir çok yerinde "akletmez misiniz?" ayetleri geçer. soğumadan, ötekileştirmeden önce akledelim.

" kitab'ı okuduğunuz halde insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? akletmez misiniz?"
( 2 / bakara - 44 )
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"türkiye'de islamın çok yanlış yaşanılması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim