türkiye'nin afrika politikası

batılı eski sömürgeci elit devletlerin entelektüel, kültürel ve "gelişmişlik" anlamında türkiye'yi, kendilerinden "aşağı" görmesi, uzun yıllar oyalaması ve ardından dışlaması bir yana, diğer yandan doğulu büyük devletlerin kurdukları federasyonlarda liderlik savaşları istemedikleri için türkiye'nin federasyonlara dahil olamamasının sonucu olarak türkiye kendi politikasını belirleyerek, dünya'nın unuttuğu ve gözden çıkardığı afrika kıtasının devletlerini, kalkındırıp, ticaret hacmini yükseltip, sıkı dostluklar kurmanın peşine düşmüştür.


bu konuda yapabileceğim en büyük eleştiri, yeterli alt yapımız olmadan böyle bir işe girişmiş olmamız, ayrıca işin içinde derin bir çıkar ilişkisi söz konusu, afrika halklarının sahip olduğu yeraltı kaynakları malum. eğer türkiye bu süreç içerisinde ilkeli ve profesyonel olarak çalışmak yerine, afrika halkını sömürürse, hatta sömürmeye tenezzül ederse (bu iktidardan beklerim), batılı devletlerin 400 yıllık sömürgecilik ihalesi türkiye'nin elinde patlar.


ancak olurda bu risklere dikkat edilirse bu politika bizi ve afrikayı aynı anda kalkındırabilir ve batılı devletler afrika halkının kalkınması süreci içinde geniş çaplı psikozlar yaşayabilirler ve hemen dünya'yı savaşa götürerek kendi kirli sömürgecilik geçmişlerini bir 100 yıl daha unutturmak isteyebilirler, ancak eskisi gibi savaşabilecek durumda olduklarını sanmıyorum, çünkü yıllarca içinde yaşadıkları refah onları peluş ayılara dönüştürdü.


özetle türkiye' nin afrika politikası küçümsenemeyecek bir politika, çünkü çin gibi süper güçler bile küresel olarak yeni pazar arayışı içindeler ve gözlerine afrika'yı kestirmiş durumdalar. bunun nedeni ise kısaca avrupalı büyük şirketlerin üretim olarak çin'e bağımlı kalmalarını farketmeleri ve üretim gücünün tekrar batıya kaydırmaya başlamaları. trump ve macron'un yaptığı açıklamalar bunların en büyük kanıtı.


eğer türkiye'de yönetim el değiştirirse, umarım muhalefet bu politikayı geliştirmekten vazgeçmez.

100-200 sene evvel avrupalının yaptığı şey ile aynı. kolonyalizm. tabi biz her alanda olduğu gibi burada da geriden takip ediyoruz trendi...

sen önce kendini kalkındır yiğenim dediğim politikadır.

vize kaldırmaktan ibaret olan politikamsı.

gayet doğru yolda olan politikadır. tabi sözlüğün ultra profesyonel dış politika yorumcularına göre türkiye antalya körfezinden basını çıkarsa türk askerinin orada ne işi vardan öteye gidemediği için bence devletin bu profesyonellere kulak vermesi gerekir.
fransa'nin nasıl agresiflestiginden bu politikanın başarısı asikar. piyasayı çin'e terk etmek ya da afrikaya teşvikle gidecek girişimcilerin önünü açmak... işte tüm mesele bu.

adamların kimsesi yok ilgi gösterene hürmet ediyorlar. para mara verir diye. bizim ne politikamız olabilir. üstteki yazarın dediği gibi her kuşu öptük...