sadrazam ikarus'un sol kanadı yazar profili

ilk defa sigarayı iki ay boyunca bırakmıştım. tam 6 yıldır içiyorum ve ilk başladığım günden beri günde 1 ila 1,5 paket içiyorum. neyse iki ay boyunca hiç içmedim. canım bile istemiyordu.

tam bu zamanlar çalışırken molalara tercihen hep tek çıkmaya çalışırdım. bir arkadaşımın sevgilisi de sigara içiyor ama o eleman içmiyordu. kız da tek çıkmak istemiyor ite kaka beni de zorla peşinden sürüklüyordu. hadi diyordum eleman içmediği için içeride uyumayı tercih ediyor bari kız tek kalmasın. iyi niyetimi s... zaten ben. sanane a..k...
bu o molalarda iç be bir tane iç be bir taneden geri baslamazsin ya diye diye verdi gazı. içmedim. ama canım da istiyor hani.

işte tam o günlerdeeee ikinci ihanet süreci peydah olmuş sanki bileklerim abdülaziz gibi boydan boya kesilmişti.
bilen bilir ki türlü çalkantılı bir hayatım olsa da beni üzecek tek şey memleket meselesidir.
işte o günlerde bu sefer kız teklif etmeden ben istedim.
"bi sigara verir misin!"

en başta başlayan kafamızı s..m. hayırlı geceler.

bir roytırs haberine göre 8 bin (sayıyla 8000) evet 8 bin pekekeli türkiye'ye af kapsamında getiriliyor.
neredeyse bir kolordu seviyesinde. evet 8000 bu arada.
bu dahiyane adım için trikopis'i mezarında ters çeviren sayın devlet beye ve reisullahımıza teşekkür ediyorum.
www.reuters.com/business/me...

(bkz: araştırmanı öneririm kardeşim)
tam bir aktravesti cümlesidir.

en son selahattin demirtaş'tan özür dilemişti. sayılır mı ?

şimdi ırkçı bir şaka yapılırdı da kara mizah damarıma hakim olmaya çalışıyorum.*

en son 55m2 eve 1.8 milyon istediklerini okuyunca hass.. çektim kendilerine.
ben evdeki kedileri salona kapatsam hayvanlar yaşayamaz* 55m2 nedir ? hani derler ya iti bağlasan durmaz diye öyle bir şey. millete böyle müjde verenler yine milleti bu duruma dusurenlerdir.

bir yerden para bekliyordum gece gelmiş. gözümü hesabınıza para girişi olmuştur bildirimiyle açtım. ilaç gibi geldi açıkçası.
ve bir yıldır falan takip ettiğim bir sma hastası çocuk vardı. her ay düzenli destek olmaya çalışırdım.
para da gelince ibanı kopyalamak için ınstagrama girdim. ama o da ne ? gereken miktar toplanmış ve çocuğun tedavisi başlamış.
sabah sabah keyiflendim.

iyi ya da kötü bir yorum yapamam. nötr kalıyorum bu konuda.
ama sanki bir yerden sonra aile kurmak gerekiyor ya. ne bileyim insan nereye kadar böyle gidecek diye ara sıra sorguluyor kendini.
sevgi arayışım yok. hiç olmadı zaten. biri beni sevsin akşam gelince kapımı güleryüzle açsın diye hiç düşünmedim. şu anki halimden gayet memnunum. fakat ara ara geliyor işte lan bir cocugun olsa fena mı olur düşüncesi.

sonra boşver ya dışarıda çok güzel çiçekler var koklamadan solarsam olmaz sanki diye düşünüp yine vazgeçiyorum.

lan aile aslında baskıcı olacak ya. 20 dedin mi evlendirecekler. çok bir şey göremeyeceksin dışarıda düz insan olup ölüp gideceksin. bok vardı da bu kadar çok şeyi tecrübe ettik. şimdi de vazgeçemiyoruz. vallahi bizden adam olmaz evet.

bizim ülkede orta dogu diktatörlerine karşı anlamsız bir hayranlık var. hatta napolyon hitler falan derken onları da katalım. herhalde bu hayranlığın temel sebebi binlerce yıldır karizmatik liderler ve otorite kurma kültüründen kaynaklı.

kaddafi gerçekte saçma sapan pan arabist yayılımcı politikaları olan bir kişilikti. kendini büyük görüp çad ile yapılan toyota savaşında kuskuyu eline almasıyla sonuçlandı. boş yere binlerce insan öldü.
yabancı ülkelere ziyarete gider gittiği yerde medeni bir şekilde konaklamak yerine bedevi çadırı kurdururdu bu deli.
hatta el kaide olayları sonrası uluslararası terörizmi ve batıyla yapılacak savaşı da teşvik ve finanse etmiştir ki bunu da gizlememesi, medyada açıkça dile getirmesi sonunu getirmiştir.

bizdeki siyasi tarihten yoksun aveller de sanıyor ki ülkesinin kaynaklarını kendi halkına aktarıyor birleşmiş milletlerde racon kesiyor diye sonu geldi. abi sonunu getiren şey kendini dokunulmaz sanmasıydı.

kıbrıs savaşında türkiye'ye destek verse de sonrasında aleni bir şekilde türkiye düşmanlığı yapmıştır. kürtler katlediliyor yalanının bir ortakçısı da kaddafidir mesela.

ayrıca öldükten sonra da halkını zengin etti palavrasinin sadece bir tiyatro perdesi olduğu ayyuka çıktı.
halk aç, fakirken kendisi sarayda altın mobilyalara sahipti. savaş sonrası yağmalandı tabi.
halk düşmanlığı bahanesiyle tutuklamalar, hapishanede işkenceleri, yargısız infazlar derken libya halkı da cia'nın elinde düştü tabi. denize düşen yılana sarılır en nihayetinde.

kendisi hakkında ilginç bir bilgi vereyim. çağrı filmini kendisi finanse etmiştir. hatta yeterli figüran bulunamayınca libya ordusunun askerleri filmde oynatilmistir.

böyle yani. saddam gibi kendisine sempati duymak tarihsel cehalet turnusolüdür. allah şifa versin.

dibine kadar yaşanan hayattır.
sevgi gibi pozitif duyguları hep uçlarda yaşadık.

lan hayatımda hiç üzüntü duymadığım kendimi tam anlamıyla bağımsız hissettiğim hep böyle özgür olacagim yanılgısına kapıldığım dönemdir hatta.

ailemden neredeyse para almadan yaşadım.
ve her akşam bar-park-ev üçgeninde geçerdi.

ve sen.. okuma bahanesiyle gelip file çorap mini şortlu şeyda<333 seni de unutmayacağız.

bitti işte. yıllar geçti. hala aklıma geldikçe böyle hayatın a..k.. ya dedirtiyor.

normalde vermem. hatta elin kolun tutuyor git çalış deyip terslemişliğim bile çoktur.
fakat ne zaman ki allah sevdiğine kavuştursun sözünü duyarım o zaman istemsizce veriyorum. içimde bir nokta cız ediyor o an.

uzun uzun duygusal şeyler yazamam. o eski enerji yok artık.
fakat ihtimaldir ki benim gibi insanlar yalnız ölecektir.

genellikle alevi olmayan, konu hakkinda bilgisi olmayan birtakım o.. çocuklarının mum söndü ile ilişkilendirme eğilimi gösterdiği kültürdür.*

evet alevilik bir mezhep değil bir kültürdür.
baba tarafım alevi. bugüne kadar hiçbir kötülük ya da yobazlık görmediğim gibi bu insanları yargılayan insanların arasında ailesinden önce mahalledeki fakir çocuklara bayramlık alan tek kişinin de babam olması enteresandır.

açıkçası hayatım boyunca hiç cemevi görmedim. dedem ise iddiaların aksine camiden çıkmayan bir insandı. hatta rahmetli alzaimer olup her kaybolduğunda camide bulurduk onu.
ki islamiyetin ilk donemlerinde de cami falan yoktu. el yordamiyla mescid yapilir ibadet toplu yapılacaksa orada yapılırdı. aynı mantıkla cemevleri de birnevi mescittir.

arap ozentileri gibi yozlaşmadıklari için dislaniyorlar belki de.

ve evet hz. ali'nin bir elinin kalem bir elinin kılıç tutmasindan ve cesaretinden dolayı bizde yeri özeldir.
fakat evvela türk olduğumuzu da unutmayız.

siyonistlerin, insanlıktan nasibini almamış kişi yada kullanışlı aptal olarak söylediğim söz.

100 yıl önce peygamberin mirasını emperyalistlerle iş tutan peygamber torunlarına karşı korumaya çalışan zavallı türk askerini hastane yataklarında süngüleyen şerefsizlerin torunları beni ilgilendirmiyor.
unutmayınız ki filistin'in bugünkü halinden de islamcı bir terör örgütü olan hamas sorumludur.

etrafı aynı soydan olan onca arap ülkesi onları düşünmüyorken kendi halkimin sorunlarini bırakıp ben mi onlara sahip çıkacağım ?
türk'ün meselesi olsa olsa kudüs olur. filistin olmaz.
ayrıca anti semitik düşüncenize ters olarak ben yahudileri düşman olarak gören bir zihniyete sahip değilim. türkiye'nin ortadoğudaki tek istikrarlı devlet olan israille iyi politikalar yürütüp ortaklık kurmasindan da yanayım.

edit: azerbaycan ermeni savaşında ermeni tarafini tutan, sözde soykırımı tanıyan, mavi vatan konusunda rumlarla anlaşma yapan yine filistin yönetimidir. geçmişte onlar şöyle böyle yaptı demiyorum çünkü bugün de aynısını yapıyorlar.

eski bir bürokratın şu sözü hep hafızamdadır*
"allah bu ülkede sagcisindan solcusuna herkese iktidar versin, komüniste de versin. zira komünistlerin de faşistlerin de bir devletçilik geleneği bir devlet anlayışı vardır. ama islamcılara bunu nasip etmesin. keza islamcıların bir devlet geleneği olmadığı gibi bildikleri tek şey yağma ve talandır."

maalesef bir kuşağı ülkesinden kaçmayı istettirecek kadar milat olmuştur kendileri. halbuki serbest bıraksalar halk kokainli toplu seks partileri falan da vermeyecekti. ama islam'ın da içini boşalttılar toplumsal ahlakın da.
virüs gibiler. dikkat ederseniz el attıkları hiçbir yerin içi dolu değil. sadece içi boş hamaset.

yakın zamana kadar imrendiğim babalardır.

istisnai bir durum hariç evlenmeyi hiç istemedim. yapamam yani sürekli aynı kişinin kaprislerini çekmek, sürekli taleplerini karşılamaya çalışmak, özel alanın kalmaması, hesap vermek falan benim için kabul edilebilir şeyler değildi hiç olmadı da.

ama hep bir çocuğum olsun istedim. onun sorumluluğunu fazlasıyla kaldırırım bak bir tane olması da şart değil 3-4 allah vere 5. şakam yok.
bakarım da hayata da çok donanımlı hazırlarım.

özetle evli kalmayım ama çocuğum olsun isterdim.

sonraaaa.. bir gün bir single mommy ile tanıştım. tam bir vamp kadın. şu hayatta takılması, hem cinsel hem sosyal açıdan olsun muhabbet açısından olsun en çok zevk aldığım ikinci kadın olabilir. benden 11 yaş büyük ama son derece alımlı ve donanımlı bir insan olur kendisi.
-inanıyorum ki ahirette sırf bu karı kız düşkünlüğüm yüzünden zebanilerin elinde poseidon mızrağı değil elektrikli vibratorler olacak.-

neyse efenim. birinci buluşma tanışma, ikinci takılma üç dört falan derken bunun çocuğuyla da tanıştım. babasının yanından gelmiş annesinde kalma sırası. tabi çocuk beni annesinin normal bir arkadaşı olarak biliyor ki onun yanında hiçbir aşırı davranışımız flortoz tavırlarımız olmadı.
abi çocuğa baktım. obez, hiperaktif, sinir bozucu, yaramaz, uyuzluk çıkaran, rahatsız etmeyi seven, futbol delisi 13 yaşında bir velet.

sonra dedim ki ya lanet olsun böyle bir çocuğumun olma ihtimali varsa hiç olmasın s..ler diye karar kıldım. inanılmaz derecede sinir bozucu ya anlatamam. zorunlu s..ten piç doğar derler ya sanki biraz öyle. aman allahım evlerden ırak.

günaydın sözlük. bu sabahta vücudum biraz daha yaşlanmış bir şekilde uyandım.
yaşlanıyoruz be şaka maka.

sadece 5 yıl oncesini düşünüyorum. 5 yılda ne değişebilir ki ? ama çok şey değişiyormuş.
o eski fit vucudum yok, eskisi gibi gür saçlarım da yok hatta ön kısımda açılma bile var, yüzüm de biraz çökmüş.
sadece 5 yıl önce... karşı cinsle ilgili hiç çabalamasam bile haftada en az iki farklı kişiyle takılırdım.
gece yarisindan güneş doğana kadar sevişirdim 5 yıl önce. şimdi 2. hadi bilemedin 3. turdan sonra dönüp uyuyasım geliyor.
randıman düşmüş. yazık olmuş bana. ah benim kadersiz talihim. ne oldu sana ?

tanrım çüküm düşmeden tipim iyice bozulmadan al beni yanına. yakışıklı olmasak da her zamanki gibi karizmatik olayım. karizmatik öleyim. viagra kullanan 70'inde pavyon vlog'u çeken ya da camide çok pişmanım temalı bir yaşlılık görmek istemiyorum.
seçim şansım varsa bir kadının kollarında ya da bir savaşta ölmek istiyorum. yaşlı yatağında başında akbaba gibi dikilen akrabaların eşliğinde ölmeyi kendime yediremem. valla bak başını ağrıtırım oraya gelirsem. olmadı böyle beni dünyaya tekrar gönder daha düzgün öleceğim diye!

(bkz: si vis pacem)