türkiye'nin bir orta doğu ülkesi olması

çok acı bir gerçektir. coğrafya olarak neyse de zihniyet olarak denilebilir ki son yüzyılın içinde en orta doğulu olduğumuz zaman bu zamandır. orta doğu lafını sevmeyenler de var. avrupa kendisine göre konumlandırıp vermiş bu adı. yani onlara göre orta doğu. ama bilim üreten onlar, üretim araçlarını ellerinde bulundıran onlar, tabii ki konumlandırma avrupa'ya göre olacak. maalesef ki değişmiyor kaderi coğrafyaların. avrupa yüz sene önceki gibi ileride, orta doğu yüz sene önce olduğu gibi cadı kazanı, afrika yüz sene önce olduğu gibi aç. değişim nedir, nereden başlar? ben milliyetçiyim, yön seçmesem de sağa yakınım diyebilirim. ama şu bir gerçek ki büyük değişimler hep devrimle başlamış. ama iyiye ama kötüye. sanayi devrimi gibi, cumhuriyet devrimi gibi, iran devrimi gibi. bir ışık olması gerek. milletin ona doğru koşacağı bir ışık. aksi takdirde millet hep olduğu yerde öylece bekleyecek.

çok sevdiğiniz avrupalılar türkiye'yi middle east olarak görüyor.

katılamadığım görüştür. türkiye de en az insanı gibi nevi şahsına münhasır bir ülkedir. ne tam asya ne de tam avrupa. özgün.

türk kültürü, aslında orta doğu'dan(güneybatı asya) ziyade uzakdoğu(doğu asya) kültürüne daha yakındır hatta türk kültürü=çağdaş batı kültürü+uzakdoğu kültürü'dür.
türkiye asla bir ortadoğu ülkesi değildir... zaten bizler latince yazıyoruz arapça değil..

hâlâ avrupa'daki insanların %95' inin türkiye'deki ulaşımın deveyle yapıldığını sanmasıyla bu görüş sağlamlaşır. hatta çöl olduğunu düşünenler bile var.

her ne kadar kabul etmek istemesek de coğrafik olarak orta doğudayız
ha kafa olarak olmayabiliriz ama onuda geçtiğimiz 20 yılda kaybettik

ortadoğu kültürle ilgili olmayan coğrafi bir tanım. israil ve kıbrıs da bu tanımın içine dahil. ne arapça konuşuyorlar ne deveye biniyorlar. kaldı ki ülke arapça tabelalar ve araplar tarafından istila edilmiş durumda. itiraz argumanı da boşa çıkıyor bu nedenle. siz hele bir önce ülkeyi araplara teslim eden iktidarı değiştirin.

ülkelerin niteliğini belirleyen coğrafi konumundan çok kültürel etkenlerdir. içinde yaşayan insanların yüzü nereye dönük buna bakmak gerekir.

bugün batı medeniyeti kendi içinde tartışmalıdır ancak bir çok noktada bizden ilerde olduğu da kaçınılmaz bir gerçektir.

bilimsel araştırma yapma ve araştırma geliştirme faaliyetlerinin düzeyi açısından bakarsak batıya değil doğuya yakın olduğumuzu düşünüyorum.

1 gercek. cografi acidan da ortadogu ulkesi zaten.

türkiye bir köprü ülkesi olmasına ve hem batı hemde doğu tesirli bir coğrafyaya sahip olmasına karşın eğitim seviyesinin düşüklüğü ve izlenen dinsel -dogmatik politikalardan ötürü doğu etkisinin ağır bastığı bir ülke olmaya başlamıştır.

zaten.

ortadoğulu olmaktan dolayı çok üzülmek, bu yüzden yatağa yüz üstü uzanıp ağlamak falan... yani batı nefis bir şey, avrupa çok tatlı bir kıta ama yani öyle bir zoka yutmuşuz ki tek eylemimizin pasif bir öz nefret olması asıl üzücü olan şeydir bana kalırsa.

bazı şeyler maalesef bu şekilde cereyan ediyor diye bir daha yaşanmayacak biricik bir hayatı ortadoğulu olmaktan dolayı çok üzülerek geçirmek de fazla saçma ya.

neyse.

ortadoğu kavramı bile ideolojik bir dille tanımlanmış batı'nın faşizan tarih anlayışı ile alâkalı bir dayatma.

kime göre ortadoğu? batı'ya göre ortadoğu, bize göre bu coğrafya orta doğu falan değil. olsa olsa yakın doğu olabilir.

ama coğrafi kavramları bile batı'nın adlandırdığı şekilde anlamak ve yorumlamak zihni köleliğin bir sonucudur.