türklerin sebepsiz şekilde kendilerini üstün görmesi

hayatında ilk kez yurtdışına çıkmış olsa dahi özellikle türkiye'den gelenlerin avrupa, ingiltere ve amerika dışındaki birçok ülke vatandaşına sebepsiz bir şekilde yukarıdan bakma durumdur. ayrıca bu karakterdeki kişilerin türkiye'de altında çalıştırdıkları kişilere öküz gibi davranması da tesadüf değildir. bu davarlar kendilerine ikramda bulunan garsonlara teşekkür etmeyi bilmez, hatta bu sınıftaki tüm çalışanlar onlar için görünmezdir. sürekli etrafına birşeyler bahşediyormuş gibi davranırlar. aslında yaşanan verdiği paranın karşılığında bir hizmet almasıdır. bir ortadoğu ülkesi vatandaşı olduğunu unutarak özellikle ortadoğuluları, asyalıları ve güney amerikalıları insan yerine koymayacak şekilde ukela davranmakla sadece iticiliğinizi evrenselleştiriyorsunuz.

ortadoğu vatandaşı kısmında gittim ben, ırkçılık kadar yanlış geliyor bana insanın kendi ülkesini aşağılaması. her ülkede var bu tarz insanlar, siz sadece çok yakından gördüğünüz için nefret dolmuşsunuz.

yurtdışında sırf bu yüzden türk gördüğüm an kaçıyorum o bölgeden.

20 euro verip mekanı satın aldığını sanan mı dersin, 2 şişe biraya dötü başı dağıtan mı dersin...

aynı kefeye koyulmamak için kaçıyoruz işte.

sanki dünyaya bir faydamız olmuş gibi marur bir duruş eşliğinde yediği üç kuruşluk yemek karşılığında mekanı rehin aldığını sanan tiplerin klasik duruşu. bazıları bu duruşu osmanlı'ya bağlıyor ama osmanlı dünyaya ne vermiş abi? türkleri islamiyet ile tanıştırdı diyorlar da kusura bakmayın bu tanışmış haliyse sıkıntı var demektir. kadına, hayvana, çoluğa-çocuğa eziyetin, tecavüzün bu kadar yaygın olduğu bir coğrafya hakikaten islamiyetten nasibini alamamıştır zaten.

en çok kendi insanımızı görüp deneyimleme şansına sahibiz; bu yüzden uç örneklerin bizi genelleme yapmaya zorladığını düşünüyorum.
insan olarak davranışlarımızın medeni bir halde olduğu söylenemez, eğitim ve kültür taşıyabilirse taşır, bizi daha uygar gözükmeye.
turizmle uğraştım, yüzlerce ingiliz gördüm onlarla konuşma imkanım oldu kimi çok nazik davranırken kimi de kaba olabiliyordu elbette.tur operatörleri ile söyleşirdik bazen, inanılmaz şeylere tepki gösterip olay çıkarabildiklerini anlatmıştı: çünkü onlar en iyisini hak ediyorlardı(!) .turcu, kendi milletinden olmalarına karşın çareyi onlara ‘hepsi deli’ demekte bulmuştu: yüzlerine söylediğinde nasıl olsa anlamıyorlardı türkçeyi.
fransızlar’ın konuşabildiği halde ingilizce değil de kendi dillerinden ifade etmeye çalıştıklarını çoğu kimse bilir.anlayamaz şekilden şekile girersiniz son ana kadar bir kelime ingilizce söz söylemezler.
ya da ruslar gürültülü ve etrafı önemsemez şekilde davranabiliyor gördüğüm kadarıyla bazen.
örnekler çoğaltılabilir; burada (bkz: umberto eco) dan (bkz: prag mezarlığı) okunabilir,çok ilginç tasvirlerle görebilirsiniz kültüre göre kalıplaşmış davranışları.hepsinde kendini üstün görme tartışmasız vardır mesela.
etrafın huzurunu bozan gittiği yere para ödediği için,içindekileri (tüm nesneleri ve insanları ile birlikte) satın aldığını sananlar, çabasız paraya kavuşmuş, etraflarında ‘ye kürküm ye’ çerçevesinde değerlendirilmiş oldukları için kendilerine bir kimlik inşaa edememiştir,kendilerini ve geldikleri yeri üstün bulurlar. bu; tuttukları takım,siyasi görüşleri, dinleri ya da milliyetleri olabilir.

milliyetçilik türklere has bir akım degil yalnız. bir fransızla ingilizce konuşmaya calıs bakalım. türk biliyorsa konusur. ırkçılık batıya özgüdür. doğuya değil.

birde buna dayanarak diğer ırkları küçümseyen bir kesim söz konusu. ırkçılığı boşverin tekerlemeler söyleyeni duydum azınlık grupları aşılamaya çalışmak amacıyla. evet bende türk olduğun için mutluyum. köklü geçmişimize hayranım. ancak bu bir üstünlük değil. her millet kendi ırkını sever. sadece bu kadar. yurtdışındaki türküler için çok söz söylenmiş ama türkiyedeki kendini bilmezlerin de onlardan kalır yanı yok. yabancı gördüklerinde kendilerini paralarlar ama yontmaya çalışırlar. taksicilerden tutun, esnafa bakın hepsi 5 para etmez adamlar. başkasının yerine utanmak bu olsa gerek. rezil insanlarsınız.

kendi vatanımızda kendimizi ikinci sınıf vatandaş hissetmeye başladık ne üstünlüğü?

en büyük aşağılık kompleksine sahip milletlerden birine edilen tuhaf itham.

cem yılmaz bile defalarca işledi bu konuyu.

sebepsiz bir şekilde kendi ırkını veya dinini üstün görmesen bu coğrafyada ne sebeple hayatta kalacaksın? bu yükü çekmeyecekler için müthiş bir (bkz: gamification)

olmayan durum.

aksine turklerin geneli kendilerini ustun gormez. bireysel olarak cogunluk mutevazidir. toplu olarak bakilinca da bati karsisinda muthis bir eziklik var.
bizden adam olmaz, bu ulke adam olmaz laflarini duymayan var mi?

burası türk ülkesi, burada ortak millet ismi türk'tür, etnik bölücülük yapmayın bir çatı altında toplanalım demek kendini üstün görmek midir? bunu fransız, ingiliz, alman, yunan, ermeni yapmıyor mu? hepsi yapıyor. üstelik onlar bunu vahşetle yapıyor. dünyanın en üstün ırkı biziz diyerek yapıyor! soykırım yaparak yapıyor! kurban olun türk'e! kurban olun türk'ün merhametine alçak gönüllüğüne! tarihte onlarca devlet onlarca inparatorluk kurmuş, zafer üstüne zafer kazanmış şanlı bir ulus olmalarına rağmen dünyanın en az kibirli uluslarından biridir türkler!

(bkz: bir türk dünyaya bedeldir)

malum kesim bunu dibine kadar yaşıyorken, diğer kesim hep bir şeylere yetememe, eksik kalma, hissetme durumunu yaşıyor. kendi ülkemizin şehirlerini bile doğru düzgün gezemiyorken, diğer ırkları kendi yerinde görme, tanıma hak getire. bunlar hep sıkışmışlıktan.

(bkz: milliyetçilerin sebepsiz şekilde kendilerini üstün görmesi)

[ 'türklerin herhangi bir sebebi olmadığı halde kendilerini üstün görmeleri ' cümlesi biraz daha iyidir.]

toplumlar ya da toplumların fertleri sahiplendikleri mitolojiler dolayısı ile kendilerini diğer insanlardan üstün görebilirler. sık rastlanılan bir durumdur. bu tür narsistik durumlar daha sonradan kendi kendilerini etkisiz hale getirselerde kalıplaşmış cahillik sorunun tekrar edip durmasına sebep olur. aslında (bir takim faşist politikalar haricinde) toplu halde narsistik krizler geçirmeyi gerektirecek bir durum ya da bir sebep ortada yokken mitoloji denilen meretin yan etkileri kendilerini hemen gösterebilmektedir. mitolojilerin ne ve nasıl olduklarını, dindarları ve milliyetçileri neden hastalıklı varlıklarmış gibi davranmaya sevkettikleri konusu mitoloji başlığı altında, ayrıca incelenebilir.

o kadar büyük ve küllerinden defalarca doğmanın tarihi başka milletlerde yokta ondan...
ayrıca diğer milletlerde ki anlayışları bilmeden kimse sallamasın.

asagilanmislik hissinden kaynaklandigini düsündügüm var olan durum. ailelerimiz bizleri birer birey olarak yetistirmiyorlar. 35 yasina kadar annesinin babasinin evinde kalip, eli yeni ekmek tutan adamin/kadinin özgüvemi mi olur allasen? yabancilarda boyle bir durum yok. 18'inde saliyorlar disariya ve bu gencler ayaklarinin üstünde duruyorlar, özgüvenlerini kazaniyorlar.