tutamayan amatör balıkçı

hep balık tutmak istemiştir, balık tutanlara özenmiştir, alır eline 3.50'lik başlangıç seviyesi oltasını bir dünya malzeme ile doldurur çantasını, (sahteler, 8, 9 numara iğneler, çapariler), her duruma hazırlıklı kameraman arkadaş cevat kelle'dir o artık. hırs yapar düşler kurar fazla tuttuğu balıkları eşe dosta, dağıtma hayalleriyle. tutamadığında sinirlenir hırs yapar, daha malzeme alır, 2 saatlik balığa 6 saat ekler, evdeki deli gibi bekler. lakin hayat yaşadıkça öğrenilen bir okuldur. denizde balık olduğu sürece her türlü tutulabileceğini, ne için hangi ipi kullanacağını, nerede neye atacağını her şeyin önemlisi, bu işin balık değil zevk işi olduğunun farkına varır.

işin ekipmanda değil marifette olduğunu er veya geç öğrenecek balıkçıdır. elbette sinirlenmeden heveslendiği şeye oltasını kırmadan devam ederse tabii...

meraya, balıklara, sezona; her balık için gerek yem, misina, sahte ve avlanma biçimine hakim olmak kolay iş değil dayıcım. ben balıkçı ailede doğdum, küçüklüğümden beri balık tuttum ama beni salsan tek başıma, 80'lik dedem olmadan bir ufak balık tutamam. o ise bu yaşı başına rağmen, kasnak olta da versen sana en kötü bir mırmır çıkarır.

eğer benim gibi sabrı yoksa zıpkına başlasın dediğim arkadaş. ama bence pes etmeden devam etmeli. her şeye rağmen güzeldir balık tutmak, en kötü bir deniz havası alıp eve dönersiniz her vakit...