uğradığınız en büyük ihanet

eski sevgilim olan şahıs tarafından, 4 kere tekli 2 kere grup yaparak yakalanmasıyla vukuu bulan olay. ama hala çok seviyorum.

bu tanıma (bkz: wtf) diyebiliyor muyuz? diyebiliyorsak demek istiyorum.

en baştaki yazarın uğradığı ihaneti okuyunca, bizim başımıza gelen ihanet değilmiş dedirtendir..

bir şirketin çok istediğim ve uğruna gani gani emek harcadığım bir pozisyonunda bir dizi mülakatı başarıyla geçip iş teklifi aldıktan sonra işe giriş işlemlerim için çağrıldığım gün iş yerine gittiğimde benimle çalışmak istemediklerini söylemeleri, kusura bakmayın diyip göndermeleri.

benimle çalışmak istemiyor olmanızı anlayışla karışlıyorum ama madem benimle çalışmak istemiyordunuz, neden işe giriş işlemlerimi başlatmak için beni çağırdınız?

yaşadığım en büyük ihanet şimdilik budur. kim bilir, belki de bu gelecekteki daha büyük ihanetlerin habercisidir. benim bundan çıkardığım ders ise şudur: şayet yazılımcı, doktor, mühendis vs. bir mesleğiniz yoksa sırtını devlete yaslayacaksın, kafan rahat olacak, maaşın tıkırında yatacak, kıdem kazanıp yükseleceksin, tatilin, iznin vesairelerin her şeyin belli olacak!

çikolatalı gofreti ikiye bölen kardeşimin büyük payı kendine alması...

söylemem.
sözlük çöker.

askere giden eski sevgilimin onu beklerken omuzunda ağladığım kızla evlenip uzerine çocuk yapması.

buradan ne film ne dizi senaryoları çıkar şimdi.

ilk tanımın karşısında arkadaş kazığı oldu kıymık...

yıl 2015. 3 senelik sevgilimle bir ayrılık yaşadık, aradan yaklaşık 8-9 ay geçti tekrar konuşmaya başladık. o üniversitede bense sınavlara hazırlanıyorum. ayrılan bendim o yüzden bi tık üstünlük ondaydı. dedi ki bizim tekrar barışabilmemiz için aynı şehirde olmamız şart ne yap ne et burayı kazan yoksa ben yapamam dedi. tamam dedim kazanıcam. o ara ygs geçmiş lys ye hazırlanıyorum başladım ben harıl harıl çalışmaya onun yanına gidicem çünkü. diğer sınav da geçti artık sonuçların açıklandı ben tercihimi yaptım artık tercihlerin açıklanmasını bekliyoruz. biz bu arada flört gibi bişeyiz hala sevgili değiliz. sınavdan sonra bu bana artık eskisi gibi yakın davranmamaya, soğuk yapmaya başladı. buluşmaları bahanelerle erteliyor falan. kendi kendime diyorum noldu şimdi neden böyle davranıyor kafayı yicem. bir gün dayanamadım sordum başkası mı var diye var ya da yok seni ilgilendirmez diyor. ama nasıl güveniyorum ona kesin yoktur ya diyorum. bir gün yan yanayken bir kızla mesajlaştığını gördüm kim diye sordum. işte bizim üniyi kazanmışta o da burdan, üni hakkında sorular soruyor yardımcı oluyorum dedi. başka birini bulamamış mı dedim bende ordan bi tartıştık. fazla uzatmadım ama. günler geçti tercihler açıklandı. aman tanrımmmm onun şehrini kazanmışım ama ben nasıl mutluyum beraber olucaz yine güzel günler bizi bekliyor diye düşünüyorum. aynı şehri kazandığımızı haber verdim hemen sevinçle dediği tek şey hayırlı olsun oldu. aradan birkaç gün geçti bi kız arkadaşımla buluşucam. zat-ımızla her zaman gittiğimiz kafede buluşalım dedim ben kız arkadaşıma anlaştık. ben erken gitmişim biraz kafenin terasına çıktım köşede bi masa boştu gittim oturdum eşyalarımı yana bıraktım kafamı kaldırıp etrafa bakındım bir de ne göreyim 2 masa önümde paşamız başka bir kızla sarmaş dolaş oturuyor. kızı tanımıyorum. bana arkaları dönük onlar beni fark etmiyor. başımdan aşağı kaynar sular döküldü. kız arkadaşım geldi kalkalım diyor hayır diyorum oturucam o beni görecek. ama tabi beyimizin gözü hiçbir şeyi görmüyor. dayanamadım daha fazla kalktık, giderken göz göze geldik kafamı çevirip basıp gittim. bir daha konuşmadık hiç. olaylar burda da bitmiyor. üni açılacak bileti almışım , bi baktım aynı otobüsteyiz 5 koltuk önümde oturuyor. allahım 22 saat sürüyor yol. molalarda sürekli onu görüyorum. e aynı ünideyiz gene görücem diye düşünmekten kafayı yicem artık. neyse yol bitti herkes kendi yerine yurduna dağıldı. arkadaş çevresi edindim. kafelerin bir arada olduğu uzunca bir sokak var, ve biz bi kafeyi mesken edindik sürekli oraya gidiyoruz. allahım sonradan bu oğlanla sarmaş dolaş gördüğüm kızda burda takılmaya başladılar. ama nasıl bir kabus. ne keyfim var ne huzurum gördükçe ağlıyorum. üniversite hayatım zaten 2 yıllıktı 1 yılı bunun yüzünden çöpe gitti. en son dedim tutuğğğ kendine gel hayatını zindan etme. bu da öyle geçti gitti.

edit: hala o kızla beraberler

ilk tanımı okurken çocuk düşürür insan. neyse, yazarların uğradığı ihanetlerdir.

her geceyi beni ne kadar sevdiğini söyleyerek bitirip öperek uyutan sevgilimin ben onun yatağında uyurken geceyi başka kızlarla geçirip sabahına yanıma dönmesi.

eski flörtümle arkadaşım çok yakındı. hiç şüphelenmedim. biz onunla konuşmayı kestikten sonra gelip bana ondan hoşlandığını söyledi.

vay anam vay neler dönmüş serhat ya

sonra yerim diye buzluğa attığım kavunlu dondurmamın ev halkına mensup bir hayin tarafından hiç edilmesi.

kimin olduğunu araştırıyorum.

bence o da seni çok seviyor sevmese hepsi grup olurdu. tekli olanlar grup olanlardan daha fazla bu da sana olan sevgisinin bir simgesidir.

lisede kız arkadaşım boynuzlamıştı. orrooooooo... pu gökşen.

babamın annemi aldatması.

yukarıda bahsi geçen 19 tanımın 8 i ve daha da fazlası. deneyimlerim arasında olumsuzluk sıralaması yapmadığım için en büyüğü neydi bilmiyorum, geçmişte yaşamıyorum ve mevcut öğretilerden ders aldım. şaşkınlık kotam da dolu.

ihanete uğramam uğratırım