ülkelere göre okul asma oranında türkiye'nin 1. sırada yer alması

öğretmen düşmanlığı yapan güruhun gözüne sokulması gereken istatistik. öğrenci okula gitmezse, veli de çocuğunun okula gidip gitmediğini takip etmezse öğretmenden mucize bekleyemeyiz. çünkü varolan, okula giden öğrenciye eğitim verilebilir. olmayan öğrenciye haliyle bir şey yapamazsınız.

yani siz bakmayın öyle okullar açılsın diye ağlayan velilere. çocuklar okula gitmiyor, veliler de çocuğuyla zerre ilgilenmiyor demektir bu istatistik. ne demek okul asma oranında 1. olmak. yüzümüze tükürülse yeridir. halbuki veliler her hafta bir defa e-okul'a girip (girmesi bedava) çocuğunun devamsızlığını kontrol etse ve evladım şu gün niye okula gitmedin diye hesabını sorsa o çocuk mutlaka düzelir.

--- alıntı ---

ekonomik işbirliği ve gelişim organizasyonu'nun (oecd) 15 yaşındaki öğrenciler üzerinde her 3 yılda bir defa yaptığı uluslararası öğrenci araştırma programı (pısa) sınavına paralel olarak yapılan bir ankete göre, oecd'ye üye olan ülkeler arasında okulu en fazla asma (dersten kaçma) oranı, ortalamanın 3.73 katıyla türkiye'ye ait.

türkiye ve arjantin'deki öğrencilerin %7'si ise, 2 haftalık zaman diliminde okulu en az 5 gün astıklarını belirtiyorlar.

--- alıntı ---



kaynak: evrimagaci.org/ulkelere-gor...

şaşırtmayındır.

internet kafelere gidilip cs 1.6 atılır genelde.

şahsen 1 kere bile asmadım okulu.

alakasız ama adam asmaca var mıdır başka diyarlarda, başka sıraların üzerlerinde, gören duyan yeşillendirsin.

sonuç değil sebeptir. bu işin sonucu da ülkenin şu anki durumudur.

valla eğitim müfredatını baz alırsak öğrencilerin çok da bir şey kaybetmediklerini söyleyebiliriz.

eğitim iyidir kötüdür bu bir konu ama okul çağında olup okula gitmek yerine başka işlerle uğraşan çocukların varlığı toplumsal bir konudur.

bunu mendil satan çocuklara, çocuk gelinlere, uyuşturucu madde kullanan gençliğe vs her yere bağlayabiliriz.

devamsızlığı bir hak olarak görüp lise son sınıfa kadar limitine kadar kullanarak istatistiğe katkı verdiğim durum.

fakat aksi gibi herkesin rapor hakkını dahi kullandığı lise sonda hiç devamsızlık yapmadığım için hocalar tarafından neredeyse kovuldum.
bir benim için gelmek istemiyorlardı sanırım.

sistemi teoriye boğup pratikte öğrenci ile bağ kurulmamasındandır. sadece birkaç ezberlenmiş deneyle iş olmuyor. her dersin kendine has pratikleri vardır. okul duvarlar arasına sıkıştırılamaz.

'ülkeyi ayakta tutmak için cahil nesil lazım' diyen eğitimcilerin varolduğu bir ülkede, sorumlu öğrenciydi, veliydi şeklinde bir arayışa girmeyip, ülkenin genel eğitim sistemini irdelemek, sorgulamak gerek diye düşündüğüm durum.
buradan

bazı ülkelerde okul asmak ciddi bir durumdur. okul asılınca veli aranır, hatta para cezası bile verildiğini duymuştum. hatta bazı asya ülkelerinde, serumla dahi okula gidildiğini, bu konuda iltimasın olmadığı biliniyor. sistemde disiplin oluşturulmadığı için tablonun bu şekilde olduğunu düşünüyorum.

üniversiteye hazırlanırken önce okul derslerine girip çıkınca dersane etütlerine gidip sonra haftasonu dersane derslerine girmiş bir insan olarak diyebilirim ki daha ne bekliyordunuz ki.
hatta ben okurken 20 gün devamsızlık hakkı vardı bunun 20sini de kullanmayan yok gibi birşeydi. gelmeyen dersanede test çözüyordu tabi.

evrim ağacından gördüğüm sıralama. eğitim o kadar sıkıcı ve gereksiz boyutlarda ki. her şey eğitimden daha eğlenceli geliyor. kimse öğrenmenin zevkine varamıyor. bunda öğretmenlerin, müfredatın ve genel sistemin hatası çok fazla.

ülkelere göre okul sıralamasında türkiye'nin 1. sırada yer alması (bkz: yalan yanlış okumalar)

çok normal durumdur. malum bizde okullar hapishaneler gibi napsınlar en mantıklısını yapıyorlar.