umutsuz aşk

bir natalya tolstaya öyküsüdür.

natalya tolstaya çok yetenekli bir yazar. hiç abartıya kaçmadan anlatıyor anlatmak istediklerini. sonuç itibariyle genlerinde var yazarlık yeteneği. zira kendisi, soy isminden de anlaşılacağı üzere, lev tolstoy'un bir akrabası.

umutsuz aşk isimli bu öyküde yazar öykünün isminin vaat ettiğinden ne daha azını ne daha fazlasını vermiş okura. tam kararında bir kitap ne gereksiz yere süslenmiş ifadeler var, ne de öykü bittiğinde insan bir şeylerin eksik kaldığı hissine kapılıyor. tam olması gerektiği gibi.

öyküde bir dönem ama çok eski bir dönemde birbirleri ile yakınlaşan iki gencin hikayesi var. hikaye bu yakınlaşmayı kendi içinde bir aşka çeviren kadın kahramanının gözünden anlatılıyor.

araya giren yıllara rağmen içinde büyüttüğü bu aşka dair umudunu kaybetmez kahramanımız. ne kadar uzun zamandır aşık olduğu adamı görmese de, sesini bile duymasa da aşk içinde büyümeye, yaşamaya devam eder.

sonra bir gün karşılaşırlar, yani aslında kadın adama ulaşır ve biz o bölümde öykünün neden bu ismi aldığını anlarız. anladığımız zaman aşk umutsuzdur.

öyle mi dersiniz?
aşk, umutsuz mudur?

binlerce şarkılar, binlerce şiirler, size ne kadar mahvoldum anlatamam.

bana şimdi siz, ne var yaa... mı diyorsunuz?

bir dakika.
benim kadar seven varsa gelsin karşıma.

çok sevdim, çok, ağlamak istemiyorum ama yazarken bile...

köpek gibi sevdim.
hiç gocunmuyorum. ve utanmıyorum.

sonucu olmayan asktir