1.
dostoyevski'nin öyküsünden uyarlanan robert bresson filmi.
film, genç bir kadının intiharı ile başlar. ve bu ölümün sebeplerini, kadını bu sonuca iten olaylar zincirini takip ederiz. eşiyle arasındaki diyaloglar, burjuva hayatı, ilişkilerindeki güvensizlik, ve yer yer yükselen gizli gerilimlere tanık olarak ölüme uzanan süreci seyrederiz.
daha fazlasını beklerdim bu filmden. ama belki daha fazlası vardır zaten de ben görmemişimdir.*
film, genç bir kadının intiharı ile başlar. ve bu ölümün sebeplerini, kadını bu sonuca iten olaylar zincirini takip ederiz. eşiyle arasındaki diyaloglar, burjuva hayatı, ilişkilerindeki güvensizlik, ve yer yer yükselen gizli gerilimlere tanık olarak ölüme uzanan süreci seyrederiz.
daha fazlasını beklerdim bu filmden. ama belki daha fazlası vardır zaten de ben görmemişimdir.*
devamını gör...
2.
film türkçe'ye ''uysal kadın'' olarak çevrilmiş. adam da (luc) zaten kadının bu yönüne, zarafetine vurulmuş. yani yalnızca kendi gördüğü şeye, zihninde inşa ettiği siluete, gerçekte var olmayana. adam bizzat yaratmış olduğu algıya kadını sıkıştırmak için çok mücadele verir fakat ''gerçeklik'', öznede var olan onun kafasındaki hakikati ilerleyen süreçte yerle yeksan eder.
film yukarıda belirtildiği üzere bir ölümle başlar. olayın nasıl gerçekleştiğini görmeyiz yalnızca havada bir eşarp süzülür, yerde zaten boylu boyunca uzanan genç bir kadın vardır ve kafamızda bir şeyler canlanır. bresson bir çok filminde olduğu üzere burada da yakın planları oldukça fazla kullanır. kadrajlar aksiyon odaklıdır ve en başlarda simaları görmeyiz. ardından hikaye ilerler ve bir adam olaya dahil olur yine robert bresson'un diğer filmlerinde olduğu üzere hikaye anlatılmaya başlanır, geçmişten günümüze ince ince olaylar irdelenir. detaylara çok girmiyorum; adam ve kadının tanışmaları, ardından kadının isteksiz fakat mecburi bir şekilde adamın evlilik teklifini kabul etmesi vs. vs.
bir zaman sonra çift arasında bütünüyle bir sessizlik hakim olur, ötekileşme cinsellikle, maddiyatla aşılamaz ve yerini muhteşem bir yavanlığa bırakır. yalnızlık bu evrede tek başınalıktan bütünüyle ayrışır ve artık işkence süreci; yaşarken ölme deneyimi her iki kişi için de başlar. filmin sonuna kadar bu acı acı soluk almalar, kan kaybetmeler devam eder. sessizlik huzurun bir ifadesi olmaktan çıkar ve kişiler arasındaki bir işkence aletine dönüşür. bir vakit sonra kadın bu duruma dayanamaz ve kocasının adeta kadın intihar etsin diye masada bırakmış olduğu silahla değil filmin adı gibi ''uysal ve zarif'' bir şekilde camdan atlayarak kendi canına kıyar.
film yukarıda belirtildiği üzere bir ölümle başlar. olayın nasıl gerçekleştiğini görmeyiz yalnızca havada bir eşarp süzülür, yerde zaten boylu boyunca uzanan genç bir kadın vardır ve kafamızda bir şeyler canlanır. bresson bir çok filminde olduğu üzere burada da yakın planları oldukça fazla kullanır. kadrajlar aksiyon odaklıdır ve en başlarda simaları görmeyiz. ardından hikaye ilerler ve bir adam olaya dahil olur yine robert bresson'un diğer filmlerinde olduğu üzere hikaye anlatılmaya başlanır, geçmişten günümüze ince ince olaylar irdelenir. detaylara çok girmiyorum; adam ve kadının tanışmaları, ardından kadının isteksiz fakat mecburi bir şekilde adamın evlilik teklifini kabul etmesi vs. vs.
bir zaman sonra çift arasında bütünüyle bir sessizlik hakim olur, ötekileşme cinsellikle, maddiyatla aşılamaz ve yerini muhteşem bir yavanlığa bırakır. yalnızlık bu evrede tek başınalıktan bütünüyle ayrışır ve artık işkence süreci; yaşarken ölme deneyimi her iki kişi için de başlar. filmin sonuna kadar bu acı acı soluk almalar, kan kaybetmeler devam eder. sessizlik huzurun bir ifadesi olmaktan çıkar ve kişiler arasındaki bir işkence aletine dönüşür. bir vakit sonra kadın bu duruma dayanamaz ve kocasının adeta kadın intihar etsin diye masada bırakmış olduğu silahla değil filmin adı gibi ''uysal ve zarif'' bir şekilde camdan atlayarak kendi canına kıyar.
devamını gör...