uygarlığın insan benliğinin çürümüş hali olması

uygarlığın çürümüşlükle özdeşleştirilme tartışmalarının sloganıdır. freud'un uygarlıkla ilgili görüşlerinden beri tartışılmakta olan bir yaklaşımdır.

freud; uygarlığın bizi doğal dünyayla olan özgün birliğimizden uzaklaştırarak toplumsal düzeni sağladığını söyler. böylece ilk kez 'doğa-uygarlık iklemi' geniş kitlelerce irdelenmeye açılmış olur.

işte bu ikilem şu saptamaya varılmasına zemin sağlar; 'uygar, bilinçli benliktir, doğal benlik ise bastırılmış olan'.

bu konu üzerine; beat kuşağının önemli şair-düşünürlerinden olan gary snyder şunu söylemiştir: ''uygarlık, insan benliğinin çürümüş hali olup, benliğin doğadan kopuk halinin ötesinde, ruhumuzun ekosferle daha otantik bir özdeşleşme potansiyeli mevcuttur.''

doğadan kopmak ile insan doğasından kopmak iki farklı şeydir fakat doğanın da insan doğasının da ıslah edilmesi gerekmiştir çünkü aksi halde düşünen ve anlamlandıran özellikte bir tür olarak bu özelliklerimizi ilerletebileceğimiz koşullar sağlanamayacaktı. tabi hayatta kalmak mücadelesini olabildiğince kolaylaştırmak da istedik. bugün baktığımızda bu kadim isteklerimizin tersine görünen çokça olaylar gözlemleyişimiz, insan türünün doğasına ihanet ettiğinin ve evrimde geriye gitmeye başladığının ispatı oluyor. uygarlığın çürümüşlük olduğu fikri de return to monke meme kıvamında bu geriye gidişin etkisi altında kalmış bir fikir gibi görünüyor. doğadan kopmayalım ve robota dönüşmeyelim fikirlerini uygarlığı kötülemeden de anlatmayı başarabiliriz bence zor değildir ya..

gary snyder güzel adamdır ya..

avam'in cogunlukta oldugu ve sozde ozgurlestirildigi bir dunya'da uygarliktan soz edilebilir mi? bazi kavramlari, icinde bulunulan doneme ve sartlara gore degerlendirmek lazim.

freud, imparatorluklar donemi insaniydi ve avam'in bu sekilde 'ozgurlestirilebilecegini' tam olarak goremeyip analiz ve denklemlerine de dahil edemeden vefat etti.