yazar: haydar ergülen
yayım yılı: 2007
yazarın gazel tarzı mısralarla yazdığı ve aşk, kardeşlik, yalnızlık konuları üzerine yoğunlaştığı kitabıdır.
yayım yılı: 2007
yazarın gazel tarzı mısralarla yazdığı ve aşk, kardeşlik, yalnızlık konuları üzerine yoğunlaştığı kitabıdır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "atforvendetta" tarafından 09.10.2021 00:10 tarihinde açılmıştır.
1.
haydar ergülen imzalı eser olup şiir türünde yer alıyor; şiirleri hakkında fikrimi belirtmem gerekirse bıçak gibi keskin olduğu yönündedir.
"ben çölü
sende kaybedince bildim
çünkü ben uzaklığı sende kaybettim"
"kendime isteyemezdim seni
öyle güzeldin
şimdi varmışsın gibi
küsüyorum yokluğuna"
"ben çölü
sende kaybedince bildim
çünkü ben uzaklığı sende kaybettim"
"kendime isteyemezdim seni
öyle güzeldin
şimdi varmışsın gibi
küsüyorum yokluğuna"
devamını gör...
2.
1956 doğumlu türk şair haydar ergülen imzalı 124 sayfalık eser;
2007 yılında yayınlanmıştır.
haydar ergülen'in yıllar önce nar adındaki kitabını okuduğumu hatırlıyorum.
kızının adı da nar olduğu için kitabına onun adını vermesi dikkatimi çekmişti.
onu sık okuduğum söylenemez ama şiirinin yabancısı olduğumu da düşünmüyorum.
altında imzası olmadan da ona ait olduğunu doğru tahmin edebilirmişim gibi bir üslubu var gibi geliyor.
şimdi ise kitaba geçelim;
şiirleri oldukça iyi ve farklıydı,
kitabın adına binâen kedi imgesinin şiirlerde sık yer aldığını düşünmüyorum ama kedilerin söz konusu olduğu şiirler de vardı.
aşk, ayrılık ve yalnızlık gibi duygular bence kitapta sık işlenen temalardandı.
şair olduğu kadar gönül insanı ve sanki felsefe okuyormuş/ okumuş izlenimi veren bir bakış açısıyla yazılmış şiirler izlenimi verdi.
belki gerçekten felsefe okumuştur, orasını bilemem, yalnızca pek az kişide rastlanabilecek bir metânet, duyarlılık, ölümü dahi nesnelleştirmiş olmanın verdiği sükunet, hüküm sürer gibiydi.
kırgınlık, ayrılık, ölümden korkmayacak kadar acı çekmek, küsmek, ölüm dışında her şeyin emanet oluşu, gideni geri getirememek gibi durumlar şiirlerin çoğunda hissedilir bir biçimde karşımıza çıkıyor.
hayatı kendine özgü şiir formuyla yansıtan usta bir şairden iyi şiirlerdi.

ben yalnız kalmıştım senin içinde
oysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni!
gelişiniz mektupmuş, gidişiniz telgraf.
sana küstüğümde sen yoktun daha yokluğuna küsmüştüm sonra sen geldin kendime isteyemezdim seni öyle güzeldin
küsecek kadar sevmeli insan birini..
ben çölü sende kaybedince bildim
çünkü ben uzaklığı sende kaybettim.
vaktinde hiç oldum ben
yokluğum bana yeter.
yeni doğanın kulağına fısıldayacak
neyimiz var?
sen buna akşam mı diyorsun
sanki kimse ölmedi.
aşkı neyle denersen dene
ölümle iyi gider yalnızca.
de ki öyleyse:
ölümden başka her şey ödünçtür.
seni neyle geri getireceğim?
2007 yılında yayınlanmıştır.
haydar ergülen'in yıllar önce nar adındaki kitabını okuduğumu hatırlıyorum.
kızının adı da nar olduğu için kitabına onun adını vermesi dikkatimi çekmişti.
onu sık okuduğum söylenemez ama şiirinin yabancısı olduğumu da düşünmüyorum.
altında imzası olmadan da ona ait olduğunu doğru tahmin edebilirmişim gibi bir üslubu var gibi geliyor.
şimdi ise kitaba geçelim;
şiirleri oldukça iyi ve farklıydı,
kitabın adına binâen kedi imgesinin şiirlerde sık yer aldığını düşünmüyorum ama kedilerin söz konusu olduğu şiirler de vardı.
aşk, ayrılık ve yalnızlık gibi duygular bence kitapta sık işlenen temalardandı.
şair olduğu kadar gönül insanı ve sanki felsefe okuyormuş/ okumuş izlenimi veren bir bakış açısıyla yazılmış şiirler izlenimi verdi.
belki gerçekten felsefe okumuştur, orasını bilemem, yalnızca pek az kişide rastlanabilecek bir metânet, duyarlılık, ölümü dahi nesnelleştirmiş olmanın verdiği sükunet, hüküm sürer gibiydi.
kırgınlık, ayrılık, ölümden korkmayacak kadar acı çekmek, küsmek, ölüm dışında her şeyin emanet oluşu, gideni geri getirememek gibi durumlar şiirlerin çoğunda hissedilir bir biçimde karşımıza çıkıyor.
hayatı kendine özgü şiir formuyla yansıtan usta bir şairden iyi şiirlerdi.

ben yalnız kalmıştım senin içinde
oysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni!
gelişiniz mektupmuş, gidişiniz telgraf.
sana küstüğümde sen yoktun daha yokluğuna küsmüştüm sonra sen geldin kendime isteyemezdim seni öyle güzeldin
küsecek kadar sevmeli insan birini..
ben çölü sende kaybedince bildim
çünkü ben uzaklığı sende kaybettim.
vaktinde hiç oldum ben
yokluğum bana yeter.
yeni doğanın kulağına fısıldayacak
neyimiz var?
sen buna akşam mı diyorsun
sanki kimse ölmedi.
aşkı neyle denersen dene
ölümle iyi gider yalnızca.
de ki öyleyse:
ölümden başka her şey ödünçtür.
seni neyle geri getireceğim?
devamını gör...
