uzman çavuş ve iki savcı arasında kavga çıkması

samsun'unvezirköprüilçesinde yaptıkları halı saha maçında 2 savcıyla yaşadığı tartışma nedeniyle polis ekiplerince gözaltına alınan uzman çavuş aykan d. (25), adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. tartışma, halı sahanın güvenlik kamerasına yansırken, karar gereği aykan, silah taşıyamayacak.

*olay, 9 eylül gece yarısı sıralarında vezirköprü ilçesin esentepe mahallesi'nde meydana geldi. adliye ve askeri personel ile avukatların olduğu halı saha maçında aykan d. ile cumhuriyet savcıları ş.d. ve h.ö. arasında tartışma çıktı. sahadakiler, araya girerek tarafları sakinleştirmeye çalıştı.

*sabah, iki savcının talimatıyla uzman çavuş aykan d., polis tarafından gözaltına alındı. polisteki işlemlerinin ardından aykan d., adliyeye sevk edildi. aykan d., çıkarıldığı vezirköprü sulh ceza hakimliği´nce adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. adli kontrol kararı gereği, uzman çavuş aykan d., silah taşıyamayacak.

*aykan d. ifadesinde, "avukat ö.f.a. ile aramızda bir gerginlik yaşandı. kendisiyle maçtaki bir pozisyon ile ilgili konuşuyorduk bu çevrede yanlış anlaşılmaya neden oldu. sahadaki kimseyi tanımıyordum. savcı ş.d. bana, 'sen ne bağırıyorsun el kol yapıyorsun lan' dedi. bu cümlenin o an kime hitaben söylendiğini anlayamadım. bana elini kaldırdı ve sonradan savcı olduğunu öğrendim. kendisine doğru yürüdüm ve 'sen kime lan diyorsun' dedim. beni tahrik edince yaklaştım, o esnada başka biri yanıma koşarak geldi ve bana 'sen bana bak bana, kime cevap veriyorsun lan' dedi. çevredeki arkadaşlar aramıza girdi ve yine sonradan kendisinin savcı h.ö., olduğunu öğrendim. soyunma odasına gittiğimizde savcı h.ö. eşya dolabından benim bulunduğum yere geldi. ben de kendisine, 'savcım siz herkesin üstüne böyle yürüyor musunuz' diyerek akabinde özür diledim. savcı ş.d. orada bana, 'sen bekle göreceksin seninle görüşeceğiz' dedi. ben kimseye küfretmedim. ben çevredekiler tarafından ağzımın kapatıldığını da hatırlamıyorum. atılı suçları kabul etmiyorum. küfür ve hakarette bulunmadım" dedi.

-habertürk

rutbe turkiyemin heryerinde işler

bir hukukçu arkadaşım: "savcılardan gelen halı saha maç tekliflerini asla kabul etmem, illa ki savcı olduklarını her yerde belli edecekler" demişti.
üstteki olaya bakınca ne kadar haklıymış diyorum. lan düşünsene adama yanlışlıkla faul yaparsın, kasten öldürmeye teşebbüsten göz altına aldırır.

canım vezirköprüm bir kere de şaşırt be. memleketim diye demiyorum ama sürgün yeridir, varın siz düşünün. savcıya gol pasını vereceksin çavuşum yoksa fefinasi.

hakim savcılık gibi mesleklerin, 5 yıl gibi uzun stajlara ve 30 gibi bir yaş haddine bağlı olması gerekliliğini tekrar göstermiştir.

zamanında taşrada hakimler savcılar, çok daha itibarlı olmasına rağmen çok daha temkinli davranırdı. bir hakim savcı için kendi işini gördürttü denmesi en büyük korkuydu, şuyuu vukuundan beter bir durum.

hatta sıradan bir vatandaşla arbede, hırgür yaşadıysa tam aksine olay sümenaltı edilirdi, sokak kavgasıyla adları anılmasın diye.
hakim savcı olduğunu anlayan karşı taraf zaten gelir özrünü dilerdi.

ne oldu? öncelikle millet büyümeyi bıraktı.
30 yaşında zar zor yetişkin oluyor davarlar.
sonrasında toplum büyüdü, bireyselleşti. millette menfi müspet bir "mahalle baskısı" sıkıntısı da kalmadı.
insanoğlu yine temel içgüdülerine döndü ve hakimi savcısı da ego savaşlarına düşer oldu.

halı sahada ağız dalaşı yaşanmış, adamlar utanmamış çalıştığı cumhuriyet başsavcılığınca mevcutlu olarak çağırmış, bir de "tutuklama" talebiyle sevk etmişler.

yuh ali sami. çüş. sevk ettikleri de asker. tsk personeli.

lan hadi olayın etik kısmını geçtim, kendinizi ne sandınız aga?
ağız dalaşı yaptı diye asker mi tutuklatacaksın? bu olay hiç mi basına sızmayacak?
adamın komutanı sormayacak mı mülki idare amirine doktor bu ne diye?
kaymakamı valisi sormayacak mı başsavcıya aga bu ne diye?
başsavcı tükürmeyecek mi ağzına kardeş bu ne diye?

gerçekten insan, gerçekten hayret ediyor.
şu durumda açıkça bir "görevi kötüye kullanma" söz konusudur.
hakaret gibi suçlara tutuklama talep edilebilen sistem zaten s.o.s veriyor, kan ağlıyor. o başka bir giri konusu.

bunlar hep mesaiden sonra meslek elbisesini üzerimizden çıkaramadığımız için oluyor. yavaşta olsa hızlıda olsa meslek bizi ele geçiriyor. bence, insan buna müsade etmemeli. en nihayetinde vatandaş ve insan olduğumuz unutulmamalı. statü ve ünvanları yerinde kullanmalıyız. yoksa işler "sen benim kim olduğumu biliyor musun?" olayına dönüyor. amca, dayı, yiğen vb. gibi toplumu bozan adaletsiz mekanizmalara ve sisteme dönüşüyor. işimiz zor vallaha.

delinin birine çatarsın, gözüne sıkar tek kurşunu... sonrada yılmaz aşağı, yılmaz yukarı...

bu memlekette kimse makamına güvenmemeli zaten hayat berbat daha ne kadar kötü olabilir ki diyerek ansızın canınızdan edebilirler. o halı sahaya geliyorsan savcı, hakim değilsin. önce o cübbe çıkacak ama onlar nasıl kanunen kılıfına uyduruyorsa sen de uygun pozisyonda sakatlayacaksın.

eziklik

mesleğin işyerinde kalır. halısahada bir eğlence aktivitesine gitmişsin bize ne lan mesleki makamından. adalet eşitlik herkesten üstündür adaletin temsilcisi değil. sana üstünlük sağlasın diye değil bu hukuk. hayırdır peygamber misin. hanım evladıysan halı sahaya çıkma otur ananın dizinin dibinde. bu ne anasını satayım kime dokunsan sen benim kim olduğumu biliyor musun olayı, kimsin allah mı oldun. halı sahada bile ayrıcalık isteyen adamın mahkemede tarafsız olacağına kim inanır, egosuyla bakıyordur her davaya. muhtemelen zaten malum kesimdendir. hani onlar da sever ya padişahlığı, birinin insanları kul etmesini. eskaza bu herifler padişah olsa baş üstünde baş bırakmazlar demek ki.

halısahada, paintballda vs kimse amirim mamirim değildir. herkese çekilen muamele çekilir. oraya onun gönlünü eğlendirmeye pohpohlamaya gitmiyoruz. işine gelmiyorsa gelmesin o sahaya.

bunlar bu kafada giderse o taşımaya yasakladığı silahı yasaklama fırsatı bulamadan oracıkta kurşunu yerler. cübben kurşun geçirmez değilse her yerde çok güvenme bence. superman pelerini değil o, süzgece çevirirler.

şimdi öğretmenlerin üniversitede öğrendiklerini sindirip sindiremediğini anlamak için 45 dakika sürecek sözlü ve yazılı sınav yapılacakmış ya , ilgili elemanlar hukuk mezunu ve savcılık sürecini tamamlamış ama mahalle kavgasında birbirini döven küçük çocuk gibiler.

uzman çavuş olarak istihdam edilen askerlerde entelektüel birikim default olarak gelmez ama sen eskiden 4 sene şimdi 5 sene hukuk okuyup hiç mi kendini eğitmedin derler adama.

hukuk marangozluk gibi değildir. yamuk masa yapa yapa düzünü yapmayı öğrenirsin ama fıtratında yoksa kaç matematik kaç türkçe yaptığınla ilgilenmez adalet , sende yoksa yoktur.