vahdettin'in istanbul'dan kaçması

kaçmaya karar vermesi ilginç bir olayın ardındandır. korkuyu hissetmeden gitmemiş.

ingiliz gemisine martılara simit atmak için binmiştir siz de hemen hayvan gibi şiy yapıyorsunuz.

istanbul bogmustur ya cok da seapmayin.

kaçmamış mış mış ki yav. sivas'a gitmek için binmiş miş. kurtuluş savaşına bi bakıp gelecek miş miş.. ama hayın ingilizler sivas'a gitmeyiz de gitmeyiz demişler, e bari geçerken ankara'ya bırakın, demiş miş, yok orda mustafa kemal var biz ondan kaçıyoruz demişler.. ne yapsın zavallı vahdettincik, derhal küçük emrah pozunu takınıp bükmüş boynunu, o yanık ve titrek sesiyle ingiliz amirale " gideceğin yere beni de götür"ü bir çığırmış ki. gözyaşları sel olmuş akmış, ingilizler bunu eurovizyona yetiştirmek için anında gazlamışlar.. gidiş o gidiş.. vahdettincik birde bakmış ki londrada.. ( olayın bu minval üzre seyrettiğini, prens charles bunu fesliye sünnetinde söylemiş. hatta vahdettine de kirvelik nişanı verilmiş miş. )

vahdettin- mustafa kemal atatürk ilişkisini, aslan bey-polat alemdar ilişkisi gibi anlatan hurafe hikayeler dinledi bu kulaklar.