1.
vajinadaki kasların kontrolsüz bir biçimde kasılarak cinsel ilişkinin gerçekleşmemesi durumudur.geneli psikolojik nedenlerden dolayı ortaya çıkar.aile birliği için önemli ve aşılması gereken bir sorundur.
devamını gör...
2.
bir nedenden dolayı* vajinayı çevreleyen pelvik kasların kasılması ve gevşememesi durumunda ortaya çıkan klinik durumdur. vajina, ilişkiye izin vermez. cinsel fobik reaksiyon da denir. sorun psikolojik temelliyse psikoterapi ile halledilir.
aslında dişinin istemsiz bir koruma mekanizmasıdır bu. genellikle kızların küçük evlendirilmesi, partner tarafından kötü davranılma gibi durumlar buna sebep olur. cahil insanlar tarafından kızların cinsel ilişkiden korkutulması da buna sebebiyet verir. mutlaka okumalı, bilgilenmelidir herkes. bunlar ayıp şeyler değil. evlenene kadar yapmayabilirsin ama okuyup öğrenmen gerekir. burada eğitimin önemini daha iyi anlıyoruz.
aslında dişinin istemsiz bir koruma mekanizmasıdır bu. genellikle kızların küçük evlendirilmesi, partner tarafından kötü davranılma gibi durumlar buna sebep olur. cahil insanlar tarafından kızların cinsel ilişkiden korkutulması da buna sebebiyet verir. mutlaka okumalı, bilgilenmelidir herkes. bunlar ayıp şeyler değil. evlenene kadar yapmayabilirsin ama okuyup öğrenmen gerekir. burada eğitimin önemini daha iyi anlıyoruz.
devamını gör...
3.
her kadının bildiği ve başlık altında jinekolog kadar donanımlı konuşup, kendi başına gelince "doktooooor" diye diye gezindiği bir hastalık başlığıdır efendim.
devamını gör...
4.
ülkemizde öğretmen,eczacı,avukat gibi eğitimli meslek guruplarında bile görülen durum.bilinenden çok daha fazla yaygın ve büyük bir sorun.
devamını gör...
5.
erkeği müşkül duruma sokar.
altında yatan nedenlerinden biri olarak, partnerin bir takım travmaları varsa olayı uzatmadan uzamalı.
uğraşılmaz böyle işlerle. uğraşana bol sabır.
altında yatan nedenlerinden biri olarak, partnerin bir takım travmaları varsa olayı uzatmadan uzamalı.
uğraşılmaz böyle işlerle. uğraşana bol sabır.
devamını gör...
6.
öncelikle üstteki en çok favorilenen yazarın söylemiş olduğu yanlışlıkları düzelterek konuya başlamak istiyorum. vajinismusta "genellikle kızların küçük evlendirilmesi, partner kötü davranması" gibi bir durum kesinlikle görülmez. cinsel travma sonrasında vajinismus hadiseleri varsa bile bu çoğunluğu kesinlikle oluşturmaz, keza küçük evlendirmeyle pek bir ilgisi yoktur, takip ettiğim vajinismus hastalarının eşlerinin birçoğu halim selim beyefendiler, eşinin üzerine titreyen adamlardır, böyle bilgiler vermek kişilerde "damgalanma" oluşturabilir. böyle bir yazıyı okuduğunuzu düşünün, bir eş(erkek) olarak kötü hissetmez misiniz? o yüzden kaynakçamızı sağlam göstermeden bilgi vermenin kesinlikle doğru olmadığını düşünüyorum. zaten böyle cinsel mitler, cinsel terapinin temel konusudur, bunları aşmaya çalışırız.
evet "vajinismus nedir"e gelelim; vajinismus, vaginal giriş kaslarında, vaginaya dışarıdan bir cisim veya penis her neyse dokunduğunda veya yerleşmeye çalıştığında gerçekleşen "istemsiz, kişinin kontrolünde olmayan" kasılmadır. kişi bunu bile isteye yapmaz, kocasını beğenmediği için kendi vajinasını kapatmaz, erken evlendiği için kendini saklamaz, bunların hepsi cinsel yanlış inanışlardır.
geçmişte yaşanan olumsuz cinsel deneyimler buna sebep olabilir tabi ki, yanlış inanışlar da keza öyle. ilk birleşmesinin çok ağrılı olacağı, kanamasının çok fazla olacağını düşünen bir kişi nasıl rahat bir cinsel birleşme yaşayabilir ki sonuçta?
vajinismus psikiyatrik bir rahatsızlıktır öncelikle, bunun başka bir alternatifi yoktur. bir fizyoterapist, bir kadın doğumcu her kimse artık, psikiyatrist olmadan vajinismus tedavi etmeye kalkıyorsa hata ediyordur, iki iki dört. burada amacımız vajina bölgesini kanırtarak açmak ve penisin yerleşebileceği alanı sağlamak kesinlikle değildir. amacımız kişiye vajinal kaslarındaki o istemsiz kasılmaya aşina olmayı ve bu kasları eğitmeyi öğretmektir.
vajinismusta bazı bilinen mitler vardır, misal "benim dar bir vajinam var, penis girince içerde kalırsa ve çıkmazsa ne olur?" bunlardan biridir. biz biliyoruz ki vajina oldukça genişleyebilen bir organdır, penis de vajinaya yerleştiğinde penisi çepeçevre sarar. normal doğum yapan kadınlarda oradan çapı 50cm olan bir bebek kafası geçiyor, penis nasıl yerleşmesin?
diğer bir mit de yukarıda yazdığım "vajinam çok kanayacak, hastanelik olacağım"dır. kızlık zarı dokusunun(ona zar diyoruz ama zar değil kalıntı dokulardır.) penisin sürtünmesi sonucu damlama şeklinde ufak sıyrılmalar sonucu olan kanaması, eğer bir kanama bozukluğunuz yoksa, toplu iğneyi parmağınıza batırdığınızda çıkan kan kadar olacaktır. hali hazırda bu sizi kesinlikle hastanelik etmez.
en son konu da vajinismusun tedavisi. bu tedavi cinsel terapidir ve aksi bir durum yoksa kesinlikle partnerle birlikte yapılır. bu hastalık kadınların hastalığı olmasına rağmen tedavisi çift olarak yapılır. iki tarafa da büyük sorumluluk düşüyor. iyi bir terapiyle başarı oranları %100'e yakındır, yeter ki verilen egzersizleri vakit ayırarak yapabilsin çift.
eğer ekleyeceğim bir şeyler olursa daha sonra ekleyeyim, entry'i daha da uzatmayayım.
herkese sağlıklı günler dilerim, saygılarımla.
evet "vajinismus nedir"e gelelim; vajinismus, vaginal giriş kaslarında, vaginaya dışarıdan bir cisim veya penis her neyse dokunduğunda veya yerleşmeye çalıştığında gerçekleşen "istemsiz, kişinin kontrolünde olmayan" kasılmadır. kişi bunu bile isteye yapmaz, kocasını beğenmediği için kendi vajinasını kapatmaz, erken evlendiği için kendini saklamaz, bunların hepsi cinsel yanlış inanışlardır.
geçmişte yaşanan olumsuz cinsel deneyimler buna sebep olabilir tabi ki, yanlış inanışlar da keza öyle. ilk birleşmesinin çok ağrılı olacağı, kanamasının çok fazla olacağını düşünen bir kişi nasıl rahat bir cinsel birleşme yaşayabilir ki sonuçta?
vajinismus psikiyatrik bir rahatsızlıktır öncelikle, bunun başka bir alternatifi yoktur. bir fizyoterapist, bir kadın doğumcu her kimse artık, psikiyatrist olmadan vajinismus tedavi etmeye kalkıyorsa hata ediyordur, iki iki dört. burada amacımız vajina bölgesini kanırtarak açmak ve penisin yerleşebileceği alanı sağlamak kesinlikle değildir. amacımız kişiye vajinal kaslarındaki o istemsiz kasılmaya aşina olmayı ve bu kasları eğitmeyi öğretmektir.
vajinismusta bazı bilinen mitler vardır, misal "benim dar bir vajinam var, penis girince içerde kalırsa ve çıkmazsa ne olur?" bunlardan biridir. biz biliyoruz ki vajina oldukça genişleyebilen bir organdır, penis de vajinaya yerleştiğinde penisi çepeçevre sarar. normal doğum yapan kadınlarda oradan çapı 50cm olan bir bebek kafası geçiyor, penis nasıl yerleşmesin?
diğer bir mit de yukarıda yazdığım "vajinam çok kanayacak, hastanelik olacağım"dır. kızlık zarı dokusunun(ona zar diyoruz ama zar değil kalıntı dokulardır.) penisin sürtünmesi sonucu damlama şeklinde ufak sıyrılmalar sonucu olan kanaması, eğer bir kanama bozukluğunuz yoksa, toplu iğneyi parmağınıza batırdığınızda çıkan kan kadar olacaktır. hali hazırda bu sizi kesinlikle hastanelik etmez.
en son konu da vajinismusun tedavisi. bu tedavi cinsel terapidir ve aksi bir durum yoksa kesinlikle partnerle birlikte yapılır. bu hastalık kadınların hastalığı olmasına rağmen tedavisi çift olarak yapılır. iki tarafa da büyük sorumluluk düşüyor. iyi bir terapiyle başarı oranları %100'e yakındır, yeter ki verilen egzersizleri vakit ayırarak yapabilsin çift.
eğer ekleyeceğim bir şeyler olursa daha sonra ekleyeyim, entry'i daha da uzatmayayım.
herkese sağlıklı günler dilerim, saygılarımla.
devamını gör...
7.
bana acı bir hikayemi hatırlatan rahatsızlık.
üniversite yıllarımda malatyalı bir dilberle hemhal olmak üzereydim. bir gün yatağımda buldum kendisini. epey de şaraplanmıştık, el mahkum sevişmeye başladık. ama ne vücut, tanrım! ince bir bel, uzun siyah saçlar, lazer epilasyonlu bacaklar... öyle ki kızın beline elimi attığımda elim bacaklarından ayak bileklerine kendiliğinden kayıveriyordu. sevinçten tuvalete gidip ağlayacaktım. neyse kendimi toparlayıp esas olaya giriş yapayım dedim fakat tahmin edeceğiniz üzere bu lanet rahatsızlık çıktı karşıma. medeni bir insan olup üstelemedim, sadece yalap şalap pantul üstünden bir şeyler oldu. aradan zaman geçti. bu bacı erasmusa gitti. çok sonra duydum ki o arada açılışı yaptırmış. ya ben de ya da memlekette bir sıkıntı vardı.
üniversite yıllarımda malatyalı bir dilberle hemhal olmak üzereydim. bir gün yatağımda buldum kendisini. epey de şaraplanmıştık, el mahkum sevişmeye başladık. ama ne vücut, tanrım! ince bir bel, uzun siyah saçlar, lazer epilasyonlu bacaklar... öyle ki kızın beline elimi attığımda elim bacaklarından ayak bileklerine kendiliğinden kayıveriyordu. sevinçten tuvalete gidip ağlayacaktım. neyse kendimi toparlayıp esas olaya giriş yapayım dedim fakat tahmin edeceğiniz üzere bu lanet rahatsızlık çıktı karşıma. medeni bir insan olup üstelemedim, sadece yalap şalap pantul üstünden bir şeyler oldu. aradan zaman geçti. bu bacı erasmusa gitti. çok sonra duydum ki o arada açılışı yaptırmış. ya ben de ya da memlekette bir sıkıntı vardı.
devamını gör...
8.
yıllardır halk arasında adeta bir creepy pasta hikayesi gibi dolaşan rahatsızlık. kanka tak ayı kapanı gibi kitleniyormuş kalıyorsun içerde gibi varyasyonlu hikayeker ile anılır. sanki sekiz sene hapis aldı yada mayına bastı nasıl hikayelere ilham verdi kim bilir.
devamını gör...
9.
vajinayı çevreleyen halk arasında aşk kası olarak da bilinen bulbocavernosus kasının kasılı kalması sonucu, kadının istediği halde vajinanın içine yabancı bir cisim alamamasıdır. bunu illa penis olarak düşünmeyin. fitil, tampon, menstrüal kap ve jinekolojik muayene dahil herhangi bir şeyin alınamamasıdır. genelde vajinada bir problem yoktur, çoğu psikolojik nedenlidir. psikolojik derken pek çok sebepten cinsel birleşmeden korkmayı kast ediyorum, bunu kadının kendi isteğiyle yaptığını düşünmeyin. dediğim gibi kadın istemesine rağmen oradaki kaslar kasılı kalır.
fiziksel ya da psikolojik kaynaklı ağrı beklentisi ile kaslar kendini korumak amacıyla istemsiz kasılır. kaslar kasıldığı ve açılmadığı için cinsel birleşme ağrı, acı verir. yaşanan ağrı sebebiyle kaslar daha çok kasılır, daha çok kasıldıkça da daha çok acır. buna ağrı döngüsü denir. sebebi psikolojik olsa bile bedenen bir tepki vardır ve bu kadının elinde değildir. bu yüzden vajinismus psikosomatik bir hastalıktır. yani duygu ve düşünceler bedende bir karşılık bulur. bundan ötürü en doğru tedavi için jinekologlar, psikiyatr ve gerekirse fizyoterapistle iş birliği içerisindedir. ülkemizde en son 2006'da yapılan bir araştırmaya göre de her 10 kadından birinde en azından hayatının bir döneminde görülmektedir.
fiziksel ya da psikolojik kaynaklı ağrı beklentisi ile kaslar kendini korumak amacıyla istemsiz kasılır. kaslar kasıldığı ve açılmadığı için cinsel birleşme ağrı, acı verir. yaşanan ağrı sebebiyle kaslar daha çok kasılır, daha çok kasıldıkça da daha çok acır. buna ağrı döngüsü denir. sebebi psikolojik olsa bile bedenen bir tepki vardır ve bu kadının elinde değildir. bu yüzden vajinismus psikosomatik bir hastalıktır. yani duygu ve düşünceler bedende bir karşılık bulur. bundan ötürü en doğru tedavi için jinekologlar, psikiyatr ve gerekirse fizyoterapistle iş birliği içerisindedir. ülkemizde en son 2006'da yapılan bir araştırmaya göre de her 10 kadından birinde en azından hayatının bir döneminde görülmektedir.
devamını gör...
10.
bir yunan tanrısı falan sanacak arkadaşlar olduğunu düşündüğüm ağrı türü.
devamını gör...
11.
kadın kişisinin yaşadığı bir travma sonucu bu olay görülebilir. ya da ilişkiye girmeden önce kendini acı çekeceğine dair programlamışsa da bu olabilir.
devamını gör...
12.
aklima gündüz kuşağında izledigim bir olay geldi. keko bir abimizi evli bir kadin" vajinismusum ben kocamla degil tek seninle birlikte olabiliyorum" diye dolandırmıştı.
devamını gör...
13.
bir rahatsızlığım yüzünden kadınlar kulübü sitesine bir süre takılmıştım benzer deneyim yaşayan var mı diye, o sıra bu vajinismus başlıklarını gördüm. öyle üzücü şeyler vardı ki eşiyle 2 sene boyunca hiç birlikte olamayıp boşananlar, evden kovulanlar, dayak yiyenler, ölmek isteyenler.. birçoğu da cinsellikten uzak durmaya zorlanarak büyütüldüğü için seksi görev gibi görüyor, evlenince de bu psikolojiden kurtulamayıp vajinismus problemiyle karşılaşıyor muhtemelen. aralarında küçük yaşta tacize uğradığını yazanlar da vardı. çok üzücü bir durum.
sadece şurada 16.649 sayfa yazı var. aynı konudan onlarca olduğunu da belirtmek isterim.
sadece şurada 16.649 sayfa yazı var. aynı konudan onlarca olduğunu da belirtmek isterim.
devamını gör...
14.
çok ciddi sıkıntılı bir durum. eminim bu dertten muzdarip bir çok kadın, gizli gizli sanki utanılacak bir şeymiş gibi okuyacak, hatta belki bu satırları bile okuyacak. umarım okur ve bunun olağan bir durum olduğunu kabul eder, üzerindeki o yükü birazcık olsun hafifler.
bunun altında tam olarak ne yatıyor bilmiyorum, bir çok değişken sebep olabilir. acı çekeceğim düşüncesi, ya da korkutulmak, utanmak filan değil sadece, emin olabilirsiniz. bunların hiçbiri bende yoktu, ama 8 ay kadar uğraştırdı beni de.
ben nedense bir mahçubiyet, önemsizlik, değersizlik hissine kapılmıştım. korkuyordum, ağlıyordum. eşlere büyük iş düşüyor. eşim ilk zamanlar çok olağan karşılanmıştı. ama sonrasında bazı sızlanmaları oldu, ne kasıyorsun kendini, korkulacak ne var, bir şey mi saklıyorsun, bu kadar tecrübesiz olduğunu tahmin edememiştim, bana da kendimi kötü hissettiriyorsun, aman ne kıymetliymiş, dünya üzerindeki tek kadın sen misin, amma büyüttün yaaa vs vs. kendimi kaybedene kadar içtiğim oldu, hani olsun bitsin bari ben de kendimi kasmamış olurum, fark etmeden biter bu iş diye.. yine olmadı.utancımdan kimseye durumu anlatamadım ama hırs yaptım, eşimin söyledikleri ağır gelmişti. şu iş bi bitsin boşanacağım diye koymuştum kafaya. salaklık işte ne alakası var di mi ama sanki o iş olmadan boşanmam bile mümkün değildi. kime ne anlatabilirim ki diye düşünüyordum. güya canım cicim ayları, işkence çekiyordum resmen. göstermelik olarak mutluydum. kafam allak bullaktı. 6 ay sonra doktora gitmeye karar verdik. muayene sonrası, kasılma durumunun benim irademle olmadığını 'tecavüze bile uğrayamayacağımı' tamamen psikolojik bir durum olduğunu anlattı.
ikimiz de ayrı ayrı psikolojik destek de aldık. inanır mısınız bilmiyorum, hipnoz seanslarına da gittim. hayatımız olağan akışında devam etti. 2 ay sonrasında amaca ulaşmıştık.
anlatmak istediğim, evet küçük denilebilecek bir yaşta evlenmişim, ama evlenmeden önce kısmi tecrübelerim olmuştu, eşimle de olmuştu, ailemden hiç baskı görmedim, bu durumla uğraşırken üniversiteden yeni mezun olmuş, iyi de bir iş bulmuştum. psikolojik olarak bu durumu tetikleyebilecek hiçbir neden bulamıyordum. benim başıma gelmez sanıyordum, herkesin başına gelebiliyor. kendinizi önemsiz, değersiz, beceriksiz hissetmeyin lütfen. herşeyden önemlisi, cinsel birleşmeye büyük bir anlam yüklemeyin, yemek yemek kadar insani bir şey, bunu kabul edin. bir anormallik hissettiğiniz an benim gibi bekleyip, psikolojinizi bozmadan profesyonel destek alın. çok ama çok hızlı çözülecek, inanın.
bunun altında tam olarak ne yatıyor bilmiyorum, bir çok değişken sebep olabilir. acı çekeceğim düşüncesi, ya da korkutulmak, utanmak filan değil sadece, emin olabilirsiniz. bunların hiçbiri bende yoktu, ama 8 ay kadar uğraştırdı beni de.
ben nedense bir mahçubiyet, önemsizlik, değersizlik hissine kapılmıştım. korkuyordum, ağlıyordum. eşlere büyük iş düşüyor. eşim ilk zamanlar çok olağan karşılanmıştı. ama sonrasında bazı sızlanmaları oldu, ne kasıyorsun kendini, korkulacak ne var, bir şey mi saklıyorsun, bu kadar tecrübesiz olduğunu tahmin edememiştim, bana da kendimi kötü hissettiriyorsun, aman ne kıymetliymiş, dünya üzerindeki tek kadın sen misin, amma büyüttün yaaa vs vs. kendimi kaybedene kadar içtiğim oldu, hani olsun bitsin bari ben de kendimi kasmamış olurum, fark etmeden biter bu iş diye.. yine olmadı.utancımdan kimseye durumu anlatamadım ama hırs yaptım, eşimin söyledikleri ağır gelmişti. şu iş bi bitsin boşanacağım diye koymuştum kafaya. salaklık işte ne alakası var di mi ama sanki o iş olmadan boşanmam bile mümkün değildi. kime ne anlatabilirim ki diye düşünüyordum. güya canım cicim ayları, işkence çekiyordum resmen. göstermelik olarak mutluydum. kafam allak bullaktı. 6 ay sonra doktora gitmeye karar verdik. muayene sonrası, kasılma durumunun benim irademle olmadığını 'tecavüze bile uğrayamayacağımı' tamamen psikolojik bir durum olduğunu anlattı.
ikimiz de ayrı ayrı psikolojik destek de aldık. inanır mısınız bilmiyorum, hipnoz seanslarına da gittim. hayatımız olağan akışında devam etti. 2 ay sonrasında amaca ulaşmıştık.
anlatmak istediğim, evet küçük denilebilecek bir yaşta evlenmişim, ama evlenmeden önce kısmi tecrübelerim olmuştu, eşimle de olmuştu, ailemden hiç baskı görmedim, bu durumla uğraşırken üniversiteden yeni mezun olmuş, iyi de bir iş bulmuştum. psikolojik olarak bu durumu tetikleyebilecek hiçbir neden bulamıyordum. benim başıma gelmez sanıyordum, herkesin başına gelebiliyor. kendinizi önemsiz, değersiz, beceriksiz hissetmeyin lütfen. herşeyden önemlisi, cinsel birleşmeye büyük bir anlam yüklemeyin, yemek yemek kadar insani bir şey, bunu kabul edin. bir anormallik hissettiğiniz an benim gibi bekleyip, psikolojinizi bozmadan profesyonel destek alın. çok ama çok hızlı çözülecek, inanın.
devamını gör...
15.
(bkz: hodor)
devamını gör...
16.
bir tanıdığım bu durumu bir sene boyunca terapi alarak atlattı. çok zor olsa gerek. şimdi bebişi bile oldu. *
eşinin desteği de çok önemliydi tabi. güzel insanlar bebeğimsular mutlu olsunlar.
eşinin desteği de çok önemliydi tabi. güzel insanlar bebeğimsular mutlu olsunlar.
devamını gör...
17.
bir hastalıktır. vajina bölgesindeki kasların istemsiz olarak kasılıp ilişkinin acılı olması ya da hiç gerçekleşmemesine neden olan olur. yaşayan için kabus olsa da, türkiye gibi kapalı toplumlarda genelde gereken önem verilmez.
devamını gör...
18.
seks sırasında ağrılı birleşmedir yahut hiç birlikte olamamaktır. bunun için parmak çalışması önerilmektedir. genellikle taciz sonrası görülebildiği gibi cinselliği kapalı kapılar ardında korkunç bir şeymiş gibi öğrenen kızların travmalarından da ileri gelmektedir. uzun süre partneri ile birlikte olmaması sonucu ilişikleri bitirip ayrılıklar yaşanmasına neden olmaktadir.
psikolog, psikiyatrist dışında bir jinekoloğa da gitmek yararlı olabilir.
psikolog, psikiyatrist dışında bir jinekoloğa da gitmek yararlı olabilir.
devamını gör...
19.
romalı efsane kadın savaşçı.
devamını gör...
20.
şunu aşma sürecini yaşayıp, kederli hanıma saçma tavsiyeler ve geçecek bunlar öğüdü vermek yerine.
başka hatunların kollarına uzamalı. bize ne lan. napıyorsa yapsın. sürecin belirli bir süresi yok 1 hafta da sürebilir 1 sene de.
sanane yiğidim. sen mi kurtaracaksın? ne gerek var.
ne demiş teo reyiz vakti zamanında? kay ıslak güvertelerinden bütün güzel kadınların..
başka hatunların kollarına uzamalı. bize ne lan. napıyorsa yapsın. sürecin belirli bir süresi yok 1 hafta da sürebilir 1 sene de.
sanane yiğidim. sen mi kurtaracaksın? ne gerek var.
ne demiş teo reyiz vakti zamanında? kay ıslak güvertelerinden bütün güzel kadınların..
devamını gör...