1.
usun, wusun veyahut vusun; hun hanedanlığı döneminde (mö 206 - ms 220) yaşamış türkçe konuşan göçebe veya yarı göçebe türk kökenli bir halk. çin kaynaklarının aktardığına göre çin'in kuzey batısında (batı gansu bölgesinde) yüeçiler'e yakın bir bölgede yaşamış, yüeçiler tarafından yenilgiye uğratılınca mö 176 yıllarında hiung-nu'lar'ın egemenliğine girmiş, daha sonra ili nehri ve ıssık göl bölgesine yerleşmiş ve -en azından- beş yüzyıl boyunca bölgedeki gücünü korumuştur
usunlardan ilk defa çin kaynaklarında hiung-nu hükümdarı mo-tu (mete)'nin usunları kendi devletine katması olayı ile mo-tu'nun bir mektubunda söz edilmektedir. usunların başlangıcı çin kaynaklarında bir efsane ile anlatılır: "usun kralının adı kun-mo idi. babasının, hiung-nuların batısında küçük bir devleti vardı. hiung-nular onlara saldırıp babasını öldürdüler.küçük yaştaki kralın oğlu kun-mo'yu ise öldürmeyip canlı olarak otların içine attılar. kara bir kuş(karga) onun üzerine doğru uçup et verdi. sonra dişi bir kurt gelip onu emzirdi. hiung-nu hükümdarı buna çok şaşırdı ve onun tanrı tarafından kutsanmış olduğunu düşündü. onu otların arasından çıkarttırıp büyüdüğünde ordusunda komutan yaptı. çok defalar başarı gösterdi, bunun üzerine hiung-nu hükümdarı kun-mo'ya halkının yönetimini yeniden verdi. usun kralı kun-mo kendi halkını topladı ve geliştirdi. komşu şehirlere akın yapıp aldı. birkaç on bin kişilik okçu askeri oldu. savaşlarda tecrübe kazandı. hiung-nu hükümdarı öldükten sonra kun-mo halkını geri çekerek hiung-nulardan uzaklara gitti. kendisini kral olarak tahta çıkardı. bundan sonra artık artık hiung-nu sarayındaki kurultaya gitmedi. bunun üzerine hiung-nular üzerine atlı birlikler göndererek saldırdılar ama yenemediler. bunun üzerine usun kralını bir tanrı'nın gücünü tuttuğunu ve kendilerinden uzaklaştırdığını sandılar. bunun için yine hiung-nu idaresine girmiş saydılar, bundan sonra büyük bir akında bulunmadılar."
hiung-nular ilk ortaya çıktıklarında usunlar, tunguzlar ve yüeçiler ile birlikte bölgede bağımsız olarak yaşıyorlardı. daha sonra hiç mücadele etmeden hiung-nuların hakimiyetine girmişlerdir. usunların bilinen ilk hükümdarı nan-tuo-mi'dir. yüçeiler tarafından öldürünce usunlar kansu bölgesini terk edip tanrı dağları bölgesine yerleşmişlerdir. burada hiung-nuların hakimiyetine girdikleri düşünülmektedir. nan-tuo-mi'nin ölümün ardına küçük amcası pu-chiou hsi-huo, yeni doğmuş oğlu kun-mo'yu alarak hiung-nulara tabi olmuş, hiung-nu hükümdarı çocuğu kabul edip büyütmüş, kendi idaresinde ordu ve makam vermiştir. kun-mo ise komutanlığı ve askeri başarısı ile ünlenmiştir. bundan sonra mo-tu'nun oğlu hiung-nu hükümdarı lao-shang (mö 174-161), kun-mo'ya yardım ederek mo-tu'nun dağıtıp, batı türkistan'a göç etmelerine neden olmuş yüeçilere ağır bir darbe vurmasını sağlamıştır. bu saldırıda yüeçilerin reisi öldürülmüş, geriye kalanlar daha da batıya göç etmek zorunda kalmıştır.
bu olayın ardına usunlar, ili ırmağının yukarı bölgelerine yerleşmeye başlamışlardır. başkentleri bugünkü doğu türkistan'da, wen-su(onsu ilçesi) ilçesinin
batı sınırındaki na-lun ırmağının yukarı ağzında kalan "chi-ku" kalesi idi. burada gittikçe büyüyüp güçlenmiş, lao-shang öldükten sonra hiunglar-dan kopmaya başlamışlardır.
mö 121 yıllarında chang chien, çin imaparatoru wu'ya sunduğu raporunda hiung-nu'lara karşı usunlarla işbirliği yapmayı teklif etmiştir. imparator da bu teklifi kabul edip kendisiyle birlikte usunlara hediyeler göndererek usunları hiung-nulara karşı kışkırtmaya çalışmış ama usunların çekinceleri yüzünden bu girişim başarılı olamamıştır. buna rağmen hiung-nular bu olayı işitmiş ve saldırı planlamışlardır. usunlar da bunun üzerine çin'den yardım istemiştir. çin hanedanı ile evlilik ilişkileri kurarak iyice yakınlaşmışlardır. mö 74 yılında hiung-nular, şanyüleri chih-yen komutasında turfanlılarla işbirliği yaparak usunlara saldırmış, e-shen'i alıp halkını esir etmiştir. bunun üzerine usun hükümdarı çin'e mektup yollayıp yardım istemiş, imparator chao-ti, 200.000 atlıyı yardımlarına göndermiş, yapılan savaşta hiung-nulara ağır bir darbe indirilmiştir. buna rağmen hiung-nu hükümdarı 10.000 kişilik atlı birliği ile usunlara saldırabilmiş, ancak dönüş yolunda fırtınaya yakalanarak birliklerinin tamamına yakınını kaybetmiştir. bunu fırsat bilen usunlar hiung-nulara saldırmış, bunun sonucunda hiung-nular çok zayıflamışlardır. bununla birlikte usunlar kendi bağımsızlıklarını kazanmış, hiung-nulara bağlı wu-hanlar ve tinglingler'in de bağımsız kalmalarına yol açmışlardır.
bu olaylardan sonra semerkand, hiung-nu hükümdarı chih-hi'yi kendisini diğer devletlere karşı desteklemesi için elçiler aracılığıyla yardım istemiştir. kurulan ittifak sonucunda chih-hi sermekand krallığını birkaç kez desteklemiş ve daha sonra hiung-nular, usunlara saldırmıştır. başkentleri kızıl vadi (chih-ku)'ya kadar girmiş, halkın bir kısmını öldürüp birçoğunu esir etmiştir. çin kaynaklarında bin li'lik (500 km) arazi içerisinde yaşayan kimsenin kalmadığı belirtilir. daha sonra mö 44'te hiung-nular usunlara birkez daha saldırmış, ağır bir darbe vurmuşlardır. yaşanan olaylar üzerine usunlar çin ile daha da yakınlaşmış, mö 5 yılında usunlar da hiun-nulara saldırıp insanlarını öldürüp hayvanlarına el koymuş, bunun üzerine hiung-nular da karşı saldırıya geçip birçok kiyi öldürmüş ve esir almışlardır. bunların sonucunda usun hükümdarı kendi oğlunu hiung-nulara esir vermek zorunda kalmış, çin'in araya girmesi sonucu oğlan geri iade edilmiştir.
kuzey wei hanedanı döneminde juan juanların akınlarına maruz kalan usunlar, pamir dağlarına göç etmişlerdir. 437 yılında tabgaç kağanının kendilerine elçi gönderdiği bilinmektedir. en son 938 yılında liao hanedanı imparatoru ile karşılıklı elçi yollamışlardır. bu tarihlerden sonra sayıları çok azaldığı için haklarında bilgi alınamamıştır.
usunlardan ilk defa çin kaynaklarında hiung-nu hükümdarı mo-tu (mete)'nin usunları kendi devletine katması olayı ile mo-tu'nun bir mektubunda söz edilmektedir. usunların başlangıcı çin kaynaklarında bir efsane ile anlatılır: "usun kralının adı kun-mo idi. babasının, hiung-nuların batısında küçük bir devleti vardı. hiung-nular onlara saldırıp babasını öldürdüler.küçük yaştaki kralın oğlu kun-mo'yu ise öldürmeyip canlı olarak otların içine attılar. kara bir kuş(karga) onun üzerine doğru uçup et verdi. sonra dişi bir kurt gelip onu emzirdi. hiung-nu hükümdarı buna çok şaşırdı ve onun tanrı tarafından kutsanmış olduğunu düşündü. onu otların arasından çıkarttırıp büyüdüğünde ordusunda komutan yaptı. çok defalar başarı gösterdi, bunun üzerine hiung-nu hükümdarı kun-mo'ya halkının yönetimini yeniden verdi. usun kralı kun-mo kendi halkını topladı ve geliştirdi. komşu şehirlere akın yapıp aldı. birkaç on bin kişilik okçu askeri oldu. savaşlarda tecrübe kazandı. hiung-nu hükümdarı öldükten sonra kun-mo halkını geri çekerek hiung-nulardan uzaklara gitti. kendisini kral olarak tahta çıkardı. bundan sonra artık artık hiung-nu sarayındaki kurultaya gitmedi. bunun üzerine hiung-nular üzerine atlı birlikler göndererek saldırdılar ama yenemediler. bunun üzerine usun kralını bir tanrı'nın gücünü tuttuğunu ve kendilerinden uzaklaştırdığını sandılar. bunun için yine hiung-nu idaresine girmiş saydılar, bundan sonra büyük bir akında bulunmadılar."
hiung-nular ilk ortaya çıktıklarında usunlar, tunguzlar ve yüeçiler ile birlikte bölgede bağımsız olarak yaşıyorlardı. daha sonra hiç mücadele etmeden hiung-nuların hakimiyetine girmişlerdir. usunların bilinen ilk hükümdarı nan-tuo-mi'dir. yüçeiler tarafından öldürünce usunlar kansu bölgesini terk edip tanrı dağları bölgesine yerleşmişlerdir. burada hiung-nuların hakimiyetine girdikleri düşünülmektedir. nan-tuo-mi'nin ölümün ardına küçük amcası pu-chiou hsi-huo, yeni doğmuş oğlu kun-mo'yu alarak hiung-nulara tabi olmuş, hiung-nu hükümdarı çocuğu kabul edip büyütmüş, kendi idaresinde ordu ve makam vermiştir. kun-mo ise komutanlığı ve askeri başarısı ile ünlenmiştir. bundan sonra mo-tu'nun oğlu hiung-nu hükümdarı lao-shang (mö 174-161), kun-mo'ya yardım ederek mo-tu'nun dağıtıp, batı türkistan'a göç etmelerine neden olmuş yüeçilere ağır bir darbe vurmasını sağlamıştır. bu saldırıda yüeçilerin reisi öldürülmüş, geriye kalanlar daha da batıya göç etmek zorunda kalmıştır.
bu olayın ardına usunlar, ili ırmağının yukarı bölgelerine yerleşmeye başlamışlardır. başkentleri bugünkü doğu türkistan'da, wen-su(onsu ilçesi) ilçesinin
batı sınırındaki na-lun ırmağının yukarı ağzında kalan "chi-ku" kalesi idi. burada gittikçe büyüyüp güçlenmiş, lao-shang öldükten sonra hiunglar-dan kopmaya başlamışlardır.
mö 121 yıllarında chang chien, çin imaparatoru wu'ya sunduğu raporunda hiung-nu'lara karşı usunlarla işbirliği yapmayı teklif etmiştir. imparator da bu teklifi kabul edip kendisiyle birlikte usunlara hediyeler göndererek usunları hiung-nulara karşı kışkırtmaya çalışmış ama usunların çekinceleri yüzünden bu girişim başarılı olamamıştır. buna rağmen hiung-nular bu olayı işitmiş ve saldırı planlamışlardır. usunlar da bunun üzerine çin'den yardım istemiştir. çin hanedanı ile evlilik ilişkileri kurarak iyice yakınlaşmışlardır. mö 74 yılında hiung-nular, şanyüleri chih-yen komutasında turfanlılarla işbirliği yaparak usunlara saldırmış, e-shen'i alıp halkını esir etmiştir. bunun üzerine usun hükümdarı çin'e mektup yollayıp yardım istemiş, imparator chao-ti, 200.000 atlıyı yardımlarına göndermiş, yapılan savaşta hiung-nulara ağır bir darbe indirilmiştir. buna rağmen hiung-nu hükümdarı 10.000 kişilik atlı birliği ile usunlara saldırabilmiş, ancak dönüş yolunda fırtınaya yakalanarak birliklerinin tamamına yakınını kaybetmiştir. bunu fırsat bilen usunlar hiung-nulara saldırmış, bunun sonucunda hiung-nular çok zayıflamışlardır. bununla birlikte usunlar kendi bağımsızlıklarını kazanmış, hiung-nulara bağlı wu-hanlar ve tinglingler'in de bağımsız kalmalarına yol açmışlardır.
bu olaylardan sonra semerkand, hiung-nu hükümdarı chih-hi'yi kendisini diğer devletlere karşı desteklemesi için elçiler aracılığıyla yardım istemiştir. kurulan ittifak sonucunda chih-hi sermekand krallığını birkaç kez desteklemiş ve daha sonra hiung-nular, usunlara saldırmıştır. başkentleri kızıl vadi (chih-ku)'ya kadar girmiş, halkın bir kısmını öldürüp birçoğunu esir etmiştir. çin kaynaklarında bin li'lik (500 km) arazi içerisinde yaşayan kimsenin kalmadığı belirtilir. daha sonra mö 44'te hiung-nular usunlara birkez daha saldırmış, ağır bir darbe vurmuşlardır. yaşanan olaylar üzerine usunlar çin ile daha da yakınlaşmış, mö 5 yılında usunlar da hiun-nulara saldırıp insanlarını öldürüp hayvanlarına el koymuş, bunun üzerine hiung-nular da karşı saldırıya geçip birçok kiyi öldürmüş ve esir almışlardır. bunların sonucunda usun hükümdarı kendi oğlunu hiung-nulara esir vermek zorunda kalmış, çin'in araya girmesi sonucu oğlan geri iade edilmiştir.
kuzey wei hanedanı döneminde juan juanların akınlarına maruz kalan usunlar, pamir dağlarına göç etmişlerdir. 437 yılında tabgaç kağanının kendilerine elçi gönderdiği bilinmektedir. en son 938 yılında liao hanedanı imparatoru ile karşılıklı elçi yollamışlardır. bu tarihlerden sonra sayıları çok azaldığı için haklarında bilgi alınamamıştır.
devamını gör...