tanım: yazarların yaptığı en büyük şerefsizlikleri aktardığı başlıktır.

o zamanlar lisedeyim efendim, 11.sınıf. matematik dersinden bize bir proje ödevi verilmiş, ve hocamız da çok sağolsun bize 50 adet hayvan gibi test vermişti. yalan yok, o zaman da ödevi yapmaya inanılmaz üşenmiştim, tıpkı birçok diğer arkadaşım gibi. bunlardan iki tanesi de benim az buçuk konuştuğum arkadaşlarımdı. ödevi yapmaya üşendiğimi zaten söylemiştim; o yüzden ilk arkadaşıma "ödevin ilk yarısını ben yapayım, diğer yarısını da sen yap" böylece ödevi bölüşüp daha rahat yetiştiririz dedim, o da bunu kabul etti. diğer arkadaşıma da, ona söylediğime haber etmeden "ödevin ilk yarısını sen yapsana, ben de diğer yarısını yaparım" böylece ödevi bölüşüp daha rahat yetiştiririz demiştim, ve o da kabul etmişti.

sonuç: ilk söylediğim arkadaşım, tıpkı tahmin ettiğim gibi içlerinden ilk bitiren oldu, ve ödevin ilk yarısını teslim aldım. sonra da bunu diğer arkadaşıma gönderdim. daha sonra ona, "seninki ne zaman biter?" diye sordum. o da bana bu gece göndereceğini söyledi. hemen ilk söylediğim arkadaşıma dönüp, ona şöyle söyledim: " ben de yarına bitiririm, zaten daha beş gün var, rahat ol reis" dedim. gel zaman geç zaman, gece yarısı bitmeden hemen önce, diğer arkadaşım da ödevin diğer yarısını bana gönderdi. ancak ilk arkadaşıma ödevi yarın bitireceğimi söylediğim için, önce uyuyup sonrasında göndermeyi uygun gördüm. sabah kalktım sonra, duşumu aldım kahvaltı yaptım ve öğlen gibi ödevin diğer kısmını da o arkadaşıma gönderdim. böylece bir tane soru dahi çözmeksizin ödevi tamamlamış oldum. elbette, arada bazılarını bilerek yanlış işaretledim, veya bulabildiğim yanlış cevaplardan birkaçını düzelttim. ama onun dışında, sıfır efor. şuan bunu yaptığım için pişmanlık duyuyorum aslında, ve iki arkadaşım da bu konudan hala haberdar değil, ardından 4 sene geçmiş. allah beni ne yapmasın ya...
devamını gör...
yazarların yaptığı en büyük şerefsizlikleri aktardığı başlıktır.

romada roman okuyan roman'ın tanımını çalmak.

şaka lan şaka. şaka şaka.

tanım; yaptığımız en büyük şerefsizliği anlattığımız başlık.

benim yaptığım en büyük şerefsizlik tanımı yapıp ama en büyük şerefsizlik hikayemi yazmamak.
devamını gör...
2013'ü 2014'e bağlayan eğitim yılıydı zaman. çok çok sevdiğim bir arkadaşım vardı. sekizinci sınıfta aynı dershanenin aynı sınıfındaydık ve bazı bazı konuşuyorduk. ben şimdi olduğu gibi o zamanlarda da çok çekingendim ve az konuşuyordum ama hep konuşmak istiyordum onunla. gözüm hep onu arardı, o sınıfa gelmediği gün içimde bir şeyler eksik kalırdı. her neyse, yıl bitti, dershane bitti, hepimiz dağıldık bir yerlere. uzun zaman göremedim o arkadaşımı, kübra'yı. adı kübra'ydı. yıllarca facebook'ta, twitter'da aradım. aradım belki bulurum da konuşuruz, iletişimde kalırız diye.

lise geçti, üniversite sınavına girdim, istediğim kadar iyi gelmeyince yine hazırlandım, bu sefer girdim. yıl 2019'a tırmandı. aylardan eylül geldi çattı. benim ınstagram hesabım varmış ama öyle unutmuşum ki hiç kullanmamışım yıllarca. bir arkadaşım hatırlattı, tekrar kullanmaya başladım. ınstagram'da kübra'yı da buldum. konuşmaya başladık, her şey çok güzeldi. uzun yıllar sonra çok sevdiğim, sevip de söyleyemediğim arkadaşımı bulmuştum işte. iki yıla yakın hep konuştuk. yeri geldi telefondan haberleştik, yeri geldi buluştuk yüz yüze konuştuk. onunla konuşmak çok hoşuma gidiyordu. kendimi daha istekli, daha doğal hissediyordum onun yanındayken. kendimleşiyordum resmen onunla iletişim kurarken, hatta onu düşünürken.

her şey 2021'in mart ayında başladı maalesef. o üniversitede ikinci sınıftaydı, ben de kendi üniversitemde birinci sınıftaydım. derslerim istediğim gibi gitmiyordu, bu da beni karamsarlığa itti çok kez. kübra ile konuşunca yine rahatlıyordum, mutlu oluyordum. tıp okuyordu ve 14 mart tıp bayramı olduğu için kübra'nın tıp bayramını kutlamak istedim. nereden aklıma geldiyse artık... sanki benim mühendislik bayramımı kutlayan varmış gibi. neyse, o da çok sevindi, teşekkür etti. konuştuk biraz, pandemiden bahsettik. sonra kübra internetten iş bulduğunu söyledi. pandemide evde boş durmak için işe başlamış. bana da teklif etti, uygunsan beraber yapalım dedi. benim o aralar derslerim yoğun olduğu için daha sonra gelsem daha iyi olur dedim. o da sordu ne zaman uygun olursun diye. ben de "bir ay sonra daha uygun olurum." deyiverdim.

aslında o zaman da çok uygun olamayacaktım. ama sevdiğim bir insanı kırmak istemedim. benim de en büyük sorunlarımdan biri bu işte. hayır diyemiyorum, yumuşak yüzlüyüm, kıramıyorum insanları. nisan geldi, beraber çalışacaktık. iş networking işiydi. üç kişi yapacaktık bu işi. ben, kübra ve kübra'nın bir arkadaşı. işi bana anlatmaya başladılar ve ben de yapmak istedim açıkçası. aileme para kazandırmak, yükümü azaltmak istedim. ama bu işin olduğunu da söylememiştim aileme. sürpriz yapmak istemiştim ama keşke ilk duyduğumda söyleseymişim.

bu işte tanıtım yapmak için benim evime kargoyla birkaç ürün gelecekti ve 750 tl'lik bir tutarı vardı. o tutarı kübra ödedi, ben de onun hesabına 750 tl aktaracaktım. kübra benden parayı istedi, ben de onun hesabına yatıracakken kartta param olmadığını fark ettim. ama parayı o gün yatırmam gerekiyordu çünkü kübra'nın da teyzesine para yatırması gerekiyordu. ben anneme söyledim, dedim ki ben böyle bir işe girdim, para yollamam lazım. annem başta şaşırdı, sonra tamam dedi. ablamı aradık, parayı onun göndermesini istedik. ablam gönderemeyeceğini söyledi. ben de ne yapacağız diye kara kara düşünürken annem birden karşı çıkmaya başladı. bu işten vazgeç, parayı yatırma, arkadaşına da söyle dedi. ama ben de bu işe girmeye sıcak bakmıştım, buradan dönersem kübra'ya da çok ayıp olurdu.

annemi ikna etmeye çalıştım, bu iş güzel bir iş, kübra da güvenilir, ben bu işi yaparım dedim. annem bana bir türlü güvenememişti. sen bu işi yapamazsın, seni kandırırlar, vazgeç dedi. ben ısrar ettikçe annem sesini yükseltiyordu, ikna etmeye çalıştı beni kübra'ya mesaj atıp işten vazgeçeyim diye. en son ablamı aradı beni ikna etsin diye. ablamla konuşunca maalesef tamam demek zorunda kaldım. annem ile kübra arasında sıkışıp kaldım ve annemi üzmemek için kübra'yı üzmek zorunda kaldım.

kübra'ya whatsapp'tan mesaj atıp bu işten vazgeçtiğimi söyledim. bahane olarak da derslerin yoğunlaştığını öne sürdüm. ailesinden korkan, annesinin sert sözleriyle sinen ve arkadaşının güvenini kıran korkak bir aşağılık olduğumu söyleyemedim ona. derslerim yoğun dedim. sanki onun dersleri yoğun değilmiş gibi. çok kırıldı bana, hayalleri yıkıldı. en güzel şekilde başlayıp bitebilecek bir macera daha başlamadan bir faciayla sonuçlandı. benimle bir süre zoraki konuştu, sonra bitti arkadaşlığımız. artık iş arkadaşı olduk derken normal arkadaşlık bile bitivermişti.

o olayın olduğu hafta sadece nefes alabildim ben. gülemedim, dokunamadım, hissedemedim. ağladım defalarca. hâlâ acısını çekiyorum. aklıma geldikçe sessiz sessiz ağlıyorum. bu satırları yazarken kaç kez ağlayıp da duraksamak zorunda kaldım bilemezsiniz. hayatımın en büyük travması oldu bu olay. insanları kırmaktan, kandırmaktan iyiden iyiye korkar oldum. bir travma daha yaşamamak için.

cesaretten eser barındırmayan, elini attığı her işi mahveden korkağın tekiyim ben. kübra'yı da kendi ellerimle mahvettim. bende ifade ettiğin anlam o kadar büyüktü ki kübra... sana seninleyken nasıl mutlu olduğumu bir kere bile söyleyemedim. bendeki izin derin olunca yokluğunda yaşadığım yıkım da çok büyük oldu. ne olurdu tekrar üçüncü kez karşıma çıksan, ikimiz de bu olaydan zerre hatırlamasak, yeniden gülsek eğlensek? ne olurdu yan yana olsak? allah ikimizi yeniden buluştursa da bu kadar kötü, bu kadar gaddar bir adam olmadığımı, iyiliği hedeflediğimi ve seni canımdan çok sevdiğimi sana ispatlayabilsem keşke. bu dünyada olmazsa öbür dünyada olsun. acaba sen neler yapıyorsun? nasılsın, neler geçiyor başından ben böyle buhrandayken. inşallah mutlusundur, inşallah benim gibileri çıkmamıştır karşına defalarca. seni çok seviyorum. bir gün öğreneceksin. faydası yok ama binlerce, yüz binlerce, milyarlarca kez özür dilerim senden. senden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı, toparlayamadım hayatımı. şimdi bir dönüm noktası daha lazım bana, her şey birdenbire toparlanmalı. işte o zaman bir daha yollarımız kesişse, ölene kadar dost kalsak. ne güzel olurdu kübra...
devamını gör...
kime göre neye göre?
muhabbeti kesmek istediğim insanı örselediğim doğru misal.
bazıları laftan anlamıyor.
ee napacaksın böyle bir durumda?
devamını gör...
bi laf vardı meşhur. leda leda bıkuta diyawida. çok meşhurdur ispanya dolaylarında.
devamını gör...
her gun yapiyorum. hangisini saysam bilemedim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yapılan en büyük şerefsizlik" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim