yaşama hırsı

jack london'un uzun hikayesi. jack london ve bir arkadaşı alaska'ya altın aramaya giderler. arkadaşı ölür ve jack london alaska anchorage'e ulaşmazsa öleceğini bilir. ama yanında hiç yiyeceği yoktur. tüfeğinde de kurşun kalmamıştır. jack london'u, sürüsünden atılmış bir yaşlı kurt izlemektedir. ya jack london kurdu, ya da kurt jack london'u yiyecektir.
jack london'la ilk tanıştığım hikaye budur.

bir jack london kitabıdır.

yaşama hırsı öyküsü tek başına bir kitap olarak da yayımlanmıştır ama 1974 yılında jack london'ın farklı hikayelerinin toplandığı bir kitaptır da aslında. bu kitapta bazıları birbiri ile bağlantılı bazıları ise tamamen farklı öyküler anlatılmakta. bu öykülerden bir tanesi de benim için dünya edebiyatında yazılmış en iyi öykülerden biri olan ateş yakmak'tır.

kitap yine jack london'ın anlatmaktan en çok keyif aldığı konu olan insanın doğa ile mücadelesini konu almakta. birçok öykü bu kavram üzerinden ilerlemekte.

jack london soğuğu diye bir şey var edebiyatta. onun öykülerini okurken üşümemek elde değil. öyle bir soğuk tasviri ki sanki kitabı yukon'da bir kar kümesinin içinde titreye titreye okuyoruz.

bir de fırtına var elbette. denizde fırtınaya, kasırgaya yakalanan denizcilerle birlikte bir geminin güvertesinde güçlükle ayakta dururken bir yandan sırılsıklam bir halde kitabın sayfalarını çevirmeye çalışıyoruz.

tabii bir de insanın en büyük savaşı olan kendi ırkıyla savaşı var ki en tehlikeli savaş da bu zaten.

jack london büyük bir usta. insanı doğanın içine atıp bırakıyor.