yatılı kuran kursları

kendi rızasıyla yatılı kuran kursuna giden çocuk sayısı çok az. ailemde böyle bir kültür olduğu için birinci gözden biliyorum. çocuklar bildiğiniz zorla götürülüyorlar hafız olmaya zorlanmak için. ama ne yapıp ne edip bir şekilde ya kaçıyorlar ya da atılıyorlar. yaklaşık 10 tane kuzenim yatılı kuran kursuna verildi ancak 8 tanesi beceremeyip geri döndü. zaten sistemi bildiğiniz düpedüz bağnazlık

no one:
sabah 4'te kurstaki görevli: haydi kardeşlerim namaza! haydi kardeşim.

(bkz: bafi)

eski sigara, coffee...

pencereden bile bakmanın yasak olduğu,uzun etek-başörtüsü-uzun kollu kombinin dayatıldığı hapishane niteliğindeki yerler.belki sadece süleymancıların yurtlarında böyledir, diğer yerleri bilemiyorum...ayrıca ekmek az yiyelim diye herhalde hocalarımız "ekmeğin içinde saç tozu var,fazla yemeyin",derlerdi. saç tozu ne ulan?bize bağışlanan abur cuburları da bir güzel yerlerdi.biz sadece çöplerini görürdük...bir de değişik bir oturuşları vardı ve zorunluydu.insanın ayakları o kadar çok acıyordu ki bir süre sonra hissetmiyordunuz ayaklarınızı.ben yine şanslıydım.yaşım diğerlerine göre büyüktü ama diğerleri ne söylenilirse inanıyordu.

belli bir yaşa kadar kuran kursuna her yaz gitmiştim fakat yatılı olanda bir defa bulundum. üstteki arkadaşın belirttiği gibi çok ilginç olaylara şahit oldum. gece bile olsa pijama ile odadan çıkmak yasaktı. illa üzerine uzun etek giyip çıkmak zorundaydın. yatma vaktinden sonra uyanık durmakta yasaktı. gün içerisinde sosyalleşmeye vakit kalmadığından olsa gerek gece olunca sohbet etmek isterdik. bir defasında lavaboya gittik dönünce de oda arkadaşlarımla sohbet ediyoruz. bir baktık kapıda bir karaltı. herkes telaşla yatağına koşuyor, benim yatak 2. kat ranza. o etekle merdiveni tırmanacam derken paldır küldür yeri boylamıştım. düştüğüm yetmezmiş gibi bir güzel de azarlandım. müzik dinlemenin haram olduğu üzerinde çok duruyorlardı. sadece sagopa kajmer dinliyorlardı sözleri allah'ı hatırlatıyormuş. hala üzülüyorum kim bilir ne kadar yıkıldılar öyle olmadığını duyunca * her şeye tahammül edebiliyordum da siyaset hakkında yorum yapmalarına hiç tahammülüm yoktu. erdoğan'a kutsiyet yüklüyorlardı. dini eğitim veren bir yerde nolur siyaset yapmayın ya. vallahi insanı dinden imandan soğutuyorsunuz. bakın biz müslüman anne babadan doğduğumuz için müslümanız da, eğer öyle olmasaydık bu insanlara bakarak seçer miydik islam'ı?? bence bunu bir sorgulayıp yol bulsunlar.

(bkz: her canlı bir gün tacizi tatacaktır)

zihnimde oluşan bazı kavramlar şunlar;

- kalın bir sopa
- cehennem korkusu
- mutsuzluk
- asık suratlı bir öğretici
- pis halıfleks / ayakkabı kokusu

ismailağa cemaatinin -halk arasında mahmutçular olarak da bilinen- bir yaz dönemi yatılı kuran kursuna gitmiştim. allah katında hepimiz eşitiz derler ama asla kendileri uygulamazlar. bilirsiniz ki buralara aşırı derece yardım yapılır. her hayır yapmak isteyenin ilk aklına gelen yerler nedense buralar oluyor. yiyeceklerin güzeli, tazesi neler neler bağışlanmıyor ki? bunların geldiğini görüp bize kurtlu makarna pişirince insan durup düşünüyor. bunlardan büyük ikiyüzlü var mı? yok. kurbanda gelen kıymaları depolamak için bir önceki kurbandan kalan kıymaları çöp konteynerine atmış insan bunlar. hani siz allah için yaşıyorsunuz ya, onları önceden ihtiyacı olana dağıtsanız olmaz mıydı? aman daha çok şey anlatılır da boşverin. şükür böyle yerlerin iç yüzünü gördük de diğer kardeşlerimi uzak tuttuk.


siz siz olun kuran kurslarının yakınından geçmeyin. dinini öğrenmek isteyen kuran okusun. allah ile aranıza aracılar sokmayın.

burada birçok kişinin bahsettiği gibi,hatta günlük hayatta gördüğümüz aslında ehli olmayan kişilerin başa getirilmesi durumu,yani bundan muzdarip çoğunluk.

ben de zorla gidenlerdenim ama şöyle bir ayrıntı var,benim tek derdim yatılı kalmamaktı yoksa kur'an kurslarını çok severim.

çok iyi düşünceli,gerçekten insan olan hocalarım da vardı.tam tersi olan da ..insan her yerde insan.

şimdi ben de yapıyorum o görevi,mümkün olduğunca hayatlarına faydalı olacak,ufuk açacak,farklı bakış açıları,empati duygusu, davranış biçimleri için uğraşıyorum.

her başlıkta olduğu gibi haklı bir isyan olarak genelleme yapmayın beee diyerek bitirmek istiyorum, teşekkürler*