yazarları dumur eden olaylar

gözlerimde problem olduğuna inandığım için göz doktoruna gideceğim .bir tarama aleti lazım ve bu sadece çapa'da var devlet hastahanelerinden....neyse gittim girişi yaptım felan koridorun öte başına geçtim. diğer başında da böyle sırıtan kırmızı dar bodyli ,tesettürlü bir hanim kardeşimiz var. parmağında yüzük var ve hastanede soft core seviştiği kimse de tahminimce kocası. ama niye bir insan göz polikliniğinde oynaşma ihtiyacı duyar bilmiyorum.neyse gerekli tetkikler yapılır ,sıra gelir doktorun yanına çağrıldıktan sonra içeri girilir. bu vatandaş ve kocası içeridedir. muayene tanı bitmiş ama hanım kızımız belli ki pek bir ilgikopat.
doktor: gözüme çamaşır suyu kaçtı demiştiniz değil mi?
kırmızılı :evet kocamla temizlik yaparken ,gözlerime çamaşır suyu sıçradı.
doktor: burada adama dönüyor . lütfen eşinize yardım ederken daha dikkatli olun şuan ciddi bir durum yok fakat körlükle sonuçlanabilir diyor.
adam: ben kocası değilim ki, sevgilisiyim....
ben: iç ses olarak nasıl yaa oha bütün hastahaneyi yiyişerek dolaştı bunlar diyorum...
doktor: bir iki saniye duraksadı ,hanım efendi şuanda bir sorun yok ,geçmiş olsun dikkat edin dedi.
bunların ikisini sepetleyince benim tetkiklere bakmaya başladı doktor,doktor hanımın parmağındaki yüzüğün tek taşı yok ama tutacak yerleri var. gözüm takıldı.
bir yandan da reçete benzeri birşey yazıyor doktor hanım bu arada.kafasını kaldırdı parmağındaki yüzüğe baktığımı fark etmiş olacak ki . ben kocamı seviyorum,aynı zamanda sevgilim de kocam .ekstra sevgili felan istemiyorum....kala kaldım oysa sadece yüzüğün taşına ne olduğunu merak etmiştim. yanlış anladınız yüzüğünüzün taşı gak guk desemde paketlenip postalandım. hayır reçetemi vermeden çıkardı dışarı asıl sorunum oydu....halen gözlerimde aynı sıkıntıyla devam ediyorum...

23 yaşındayım. iskenderun'da yedek subay olarak görev yapıyorum. o sene athena iskenderun'a konsere geldi. asteğmen arkadaşlar ve iskenderun'da ahbaplık kurduğumuz arkadaşlarla konsere gittik.deniz kenarında güzel bir klüptü.
ben bir kıza yandım .kız da bana belliydi.bakışıyorduk ben sahneye biraz yakındım o ise bar tarafında birşeyler yudumluyordu.bakışmalar devam ediyordu ya ben gidecektim ya o ,anlık bir karar olacaktı ki o anda athena'nın "kaç kere kaç ula " şarkısı başladı.
ska dansını yapıyoruz cümbür cemaat milletin ayaklarının topuğu g*tlerine çarpıyor ,bir zıplama bir hoplama ortalık curcuna .
o sırada kız bar tarafından taa gelmiş g*tümün dibine farkında değilim.neden hareketli halde geliyorsun tatlım,şöyle sakin zamanda gelsene ,zaten sen gelmesen ben şarkıdan sonra gelecektim.
o hareketli ska dansı sırasında ,kaç kere kaç ula derken,dibime yanaşan hatunu farketmeyen ben ,kızın ayağına ska dansının hiddetiyle bas.
kız açık sandalet giymiş.artık parmağı mı kırıldı,ne oldu bilmiyorum. tek hatırladığım kız acı ile ayağını tutarak oradan zıplaya zıplaya gitti.
ben de o kadar kalabalık ve dansa o kadar kendimi kaptırmışım ki kızı unuttum.güzelim kız kaçtı elden iskenderun'da ska dansı yüzünden.

dün sabah kar yağdı. akşam günlük güneşlikti.

almanyadayım çağırdım über'i şuraya gidiyoruz. adam farsiydi markayı teyit etti - burası mı? dedim evet. yolda konuştuk bol bol, adam otobanda 150'yle kaptırdı gidiyor ben de manzaranın keyfini çıkarıyorum, şunu yapacağız bunu edeceğiz diye anlatıyorun. gittiğimizde incin top oynuyor. dedim eee burası niye kapalı. bugün pazar kapalı olur dedi. evet ülkede pazarları her yer kapalı oluyormuş. be küfürsüz sözlüğün adamı. yarım saattir yoldayız niye başından söylemiyorsun? normalde hastiri çekerdim ama oraya taksi bulmam da imkansız. seve seve aynı yolu aynı arabayla geri döndük

başka bir sefer fransa'dayım yine über'le seyahat ediyorum. bu sefer türk olduğumu öğrenince şoför bana yolda erdoğan'ı övmeye başladı. nereden öğrenmişse bayraktar uçaklarını anlatıyor, togg'u filan övüyor avrupa'nın erdoğan'ı sevmemesini araba yatırımlarına bağlıyor. ne desek ikna edemedim tam bir aktrol. dumur eden kısmı şu ki adam türk değil, kamerunlu bir islamcı. kamerunlu bir aktrole denk geleceğimi, bu aktrolün bana erdoğan'ı fransızca savunacağını hiç tahmin etmezdim.