1.
bir günde vezir bir günde rezil olmam. hiç ortam yok, hep en uçlarda geziyorum.
devamını gör...
2.
teoride desen zehir gibiyim, pratiğim dersen sallanmakta.
devamını gör...
3.
en kötüsünün de farkında olduğum halde içimde daima bir umut taşıyor oluşumdur. cidden çok yorucu.
devamını gör...
4.
mükemmeliyetçi olmak
sürekli olarak yapabildiğinin çok daha fazlasını en iyi şeklide yapamazsın bu çok yorucu. en kötüsüde olmayınca bırakmak ve kendimi o ana hazır hissettiğim zaman başlamak, süresi belli olmayan bir başlangıç.
sürekli olarak yapabildiğinin çok daha fazlasını en iyi şeklide yapamazsın bu çok yorucu. en kötüsüde olmayınca bırakmak ve kendimi o ana hazır hissettiğim zaman başlamak, süresi belli olmayan bir başlangıç.
devamını gör...
5.
dünyanın en absürt iş görüşmesi soruları listesinde ilk sırayı çeker. genelde cevap fazla mükemmeliyetçiyim ya da detaylara fazla önem veririm gibi bir geyikle başlar bu özelliğin neden olduğu negatif bir durum betimlemesinin ardından ama bunu pozitif yönde şöyle kullanıyorum ya da değiştiriyorum hedesi gelir.
(bkz: iş görüşmesinde sorulan saçma sorular)
(bkz: iş görüşmesinde sorulan saçma sorular)
devamını gör...
6.
sinir bozucu olan her şeye şaka bile olsa sinirleniyorum. elimde olan bir şey değil. ne yazık ki çevremdekiler de bile bile böyle şakalar yapıyor.
devamını gör...
7.
fazla önemsemek. iki tarafı da çok yoruyorum.
devamını gör...
8.
her şeyi kafaya takmak...
devamını gör...
9.
kendinizde beğenmediğiniz yanınız. kendinizi eleştirdiğiniz.
benim güvensizliktir.
benim güvensizliktir.
devamını gör...
10.
hayatımın ellerinden kayışını izleyip harekete geçmemem
devamını gör...
11.
istikrarsızlığım
ne güzel kafan var çalışıyor mis gibi yapsana aldığın kararları arkasında dursana düşüncenin bitirsene başladığın işi pu yazıklar olsun bana
ne güzel kafan var çalışıyor mis gibi yapsana aldığın kararları arkasında dursana düşüncenin bitirsene başladığın işi pu yazıklar olsun bana
devamını gör...
12.
sanki bana özelmiş gibi sevdiğim filmleri şarkıları kitapları paylaşamamak. arkadaş ortamında önerir misin dediklerinde unuttum diyerek sıyrılmak.
devamını gör...
13.
en sevdiğim arkadaşlarımın bile problemlerini umusayamıyorum. bir an önce anlatıp bitirsin de gitsin istiyorum.
ayrıca sözlükte anket görünce dayanamıyorum.
ayrıca sözlükte anket görünce dayanamıyorum.
devamını gör...
14.
bir zamanlar sevmek ve değer vermekti.
devamını gör...
15.
devamlı surette, melankolik bir ruh hali içinde bulunmak.
davranışlarından, okuduğun kitaplara, giyim tarzına kadar...
davranışlarından, okuduğun kitaplara, giyim tarzına kadar...
devamını gör...
16.
kolay sinirlenirim. kimsenin densizliğini,cahilliğini,ukalalığını çekemem arkadaş.
devamını gör...
17.
milletin derdini falan umursamamak +1 ve millete üstten bakıp bir de bunu hissettirmek. en elit benim… zamanla törpülendi tabi yaş aldıkça ama hala bazen kendimi kaybettiğim olur.
devamını gör...
18.
gereksiz güçlü olmak. duygularımı kaybetmişim gibi hissediyorum bazen.
devamını gör...
19.
uçan kuşun bile dedikodusunu yapabilirim. her an her boşlukta hem de.
şu sıralar arşlara çıkardığımı fark ettim. üzerimde negatif bir enerji var ve bunu dilimle dışarı atmaya çalışıyormuşum gibi geliyor. ama bu halim daha da olumsuz duygular yüklüyor üzerime.
dedikoduyu ahlaksal bir olgu olarak değil de rahatlama seansı olarak görüyorum. yakın arkadaşlarıma da sık sık söylüyorum "benim dedikodumu istediğiniz kadar yapın ama iftira atmayın ona çok kızarım."
çünkü gün içinde benim bir sözüm veya davranışım karşı tarafı sinirlendirmiş ya da olumsuz olarak kötü etkilemiş olabilir. o ise aramızdaki ilişki dinamiği bozulmasın diye o anlık susmayı tercih etmiş olabilir.
" yaa x ne aptalsın ne diyorsun??? " demek yerine bir arkadaşıyla çay kahve içerken "biliyor musun geçen gün nolduu.. x var yaa naptıı.." diyerek içindeki zehri kusmuş oluyor. o yüzden rahatlama seansı olarak görüyorum bu şeyi.
mesela bu aralar insanların jest, mimik ve ses tonlarına taktım. geleni geçeni inceliyorum. bazen bilerek üstlerine gidiyorum, sinirlendiriyorum. kimisi pasif agresif laf sokmaya çalışıyor kimisi kaşlarını çatıp ses tonunu sertleştirse de hiç bir şey söylemiyor. nereden çıkıyor peki bu olumsuz duygular? madem yüzüme karşı söylenemiyor ölene kadar içlerinde mi tutuyorlar?
öyle ya da böyle dedikodu yoluna başvuruyorlar.
biliyorum, tahmin ediyorum. ama hiç istifimi bozmuyorum. bilerek kızdırdığım insanla kavga etmenin bir manası yok çünkü.
ya salağa yatıyorum ya da yumuşak bir ses tonuyla duygularımı anlatıyorum. buna manipüle etmek mi deniyor ne deniyor inanın bilmiyorum ama o kadar zevkli ki. *
herkes dedikodu yapar arkadaşlar. inkar edenler en önde yaparlar.
inkar edenlere inanacağınıza dürüstçe yediği boku söyleyen insanlara sarılın.
şu sıralar arşlara çıkardığımı fark ettim. üzerimde negatif bir enerji var ve bunu dilimle dışarı atmaya çalışıyormuşum gibi geliyor. ama bu halim daha da olumsuz duygular yüklüyor üzerime.
dedikoduyu ahlaksal bir olgu olarak değil de rahatlama seansı olarak görüyorum. yakın arkadaşlarıma da sık sık söylüyorum "benim dedikodumu istediğiniz kadar yapın ama iftira atmayın ona çok kızarım."
çünkü gün içinde benim bir sözüm veya davranışım karşı tarafı sinirlendirmiş ya da olumsuz olarak kötü etkilemiş olabilir. o ise aramızdaki ilişki dinamiği bozulmasın diye o anlık susmayı tercih etmiş olabilir.
" yaa x ne aptalsın ne diyorsun??? " demek yerine bir arkadaşıyla çay kahve içerken "biliyor musun geçen gün nolduu.. x var yaa naptıı.." diyerek içindeki zehri kusmuş oluyor. o yüzden rahatlama seansı olarak görüyorum bu şeyi.
mesela bu aralar insanların jest, mimik ve ses tonlarına taktım. geleni geçeni inceliyorum. bazen bilerek üstlerine gidiyorum, sinirlendiriyorum. kimisi pasif agresif laf sokmaya çalışıyor kimisi kaşlarını çatıp ses tonunu sertleştirse de hiç bir şey söylemiyor. nereden çıkıyor peki bu olumsuz duygular? madem yüzüme karşı söylenemiyor ölene kadar içlerinde mi tutuyorlar?
öyle ya da böyle dedikodu yoluna başvuruyorlar.
biliyorum, tahmin ediyorum. ama hiç istifimi bozmuyorum. bilerek kızdırdığım insanla kavga etmenin bir manası yok çünkü.
ya salağa yatıyorum ya da yumuşak bir ses tonuyla duygularımı anlatıyorum. buna manipüle etmek mi deniyor ne deniyor inanın bilmiyorum ama o kadar zevkli ki. *
herkes dedikodu yapar arkadaşlar. inkar edenler en önde yaparlar.
inkar edenlere inanacağınıza dürüstçe yediği boku söyleyen insanlara sarılın.
devamını gör...
20.
yok.
düşündüm bulamadım.
kötü olabilenler var gibi ama en kötü olan yok.
sanırım bunu beraber yaşadığımız insanlar daha güzel cevaplar.
düşündüm bulamadım.
kötü olabilenler var gibi ama en kötü olan yok.
sanırım bunu beraber yaşadığımız insanlar daha güzel cevaplar.
devamını gör...