yazarların tanıdığı en dümenci insan

kurnaz, üç kağıtçı ve içten pazarlıklı bir çok insan tanımıştır muhakkak herkes hayatının belirli dönemlerinde.
fakat bu insanların bir kısmı, unutulmaz dümenlere imza atarak hafızalara kazınmıştır.

bizim iş yerinde tanıdığım bir müdür vardı. firmaya mavi yaka olarak girip müdürlüğe yükselmişti. tanıdığım en dümenci adamların biri idi.

depocu kadir abidir eşşşek kadar adam bugün neden gelmedin diye aradığımda, sevgilisinden yeni ayrılmış liseli kız tonunda konuşuyordu, "men çok hadta oydum" bende yedim göz lalesi seni.

şahsımdır

cengiz atay.yok ya eyşan. neyse al birini vur ötekine ama iddia ediyorum birini alıp ötekine vururken bile sen hasar görürsun yine bi şekilde

babası belli olmayan celeptir. bu ,kökleme küreğinin ucunu ağzına sokmak suretiyle çenesini kafasından ayırdığımın iti kadarını görmedim henüz.

yazar beni tarif etmiş yia..

her ailenin aranılan isimleridir. en dümenciler "enişteler ve kayınçolar". john steinbeck romanı gibi. evlerden ırak.

iki numaralı abim. yani nasıl desem.. o 7 büyük günahın yeryüzündeki temsilcisi gibi bir şey. hiçbir değer yargısı yok ama hepsine de sahip olduğunu düşünüyor. sürekli insanlara türlü vaatlerde bulunur ve asla gerçekleştirmez. hani maddi olarak birini dolandırdı mı bilmiyorum ama manevi olarak çok yapmıştır. herhangi bir açıklama da yapmaz. sadece o sözü tutmayı canı istememiştir ve siz de hiç şaşırmazsınız zaten. bir keresinde anneme bulaşık makinesi alacağını söyleyip evden çıkmıştı da gerçekten alıp dönmüştü. allah sizi inandırsın şaşkınlıktan bulaşık makinesinin gerçekliğini teyit etmek adına gidip gelip dokunuyordu annem.

bn değilim onu biliyorum.nefret edilesi bir dürüstlüğüm var çünkü :/

aklımda politik bir isim var, af buyrun isim verip rencide olmak istemiyorum. evet, rencide etmek değil rencide olmak istemiyorum.

dümenci ragıp

(bkz: kardeşim)
şeytana seccade satabilecek kadar fırıldaktır sağolsun.
aile üyelerini seçemiyoruz işte maalesef.

akasya durağındaki dümenci sinan'la kapışacak potansiyelde olan babamın halasının oğlu (kuzeni).

ne iş yaptığı belli değildir. aile içinde sır gibi saklanır. evlendiği karısı bile bilmiyor herifin ne iş yaptığını. işine hangi meslek gelirse o an o mesleğe bürünür. ama en iyi yaptığı şey dümencilik.

önce bana üniversitede staj yeri ayarlayacağını söyledi. tabiki ayarlamadı. onun yüzünden 1 dönemim uzamış oldu. işten kovulmuş ama sırf bize işten kovulduğunu söylememek için ayağını incittiğini söyledi. dümenden sakat taklidi yaptı. bu da yetmezmiş gibi 1,5 ay padişah gibi hizmet ettik herife. arkamızı döndüğümüzde usain bolt gibi koşan herif, ona dönünce hekimoğlu dizisindeki ateş gibi topallıyordu.

yıllar önce bana parça parça bilgisayar toplamıştı, topladığı fiyatın 3 katı kadar para aldı bizden, yarısını cebine indirdi. o parayla gitti mide ameliyatı oldu *
herif daha bize 5 sene önce söz verdiği ev hediyesi için bahçe oturma grubunu alacak *

normal sözlük yazarları. ekşi'de dahil tüm forum ve sözlükler.

bu kadar psikolojik vakanın bir araya geldiği belli başlı yerler var.

cezaevi, tımarhane, mezarlık.

çağımızda gençler için, sosyal medya.

ablam ya da kız kardeşim yok ama eniştem. bu enişte kavramı dümencilik için doğmuş.

müslüman olduğunu iddia eden bir münafık idi.

aynı dönemde tanıdığım biri büyük diğeri küçük patronlarımdı.
büyük patron iş hayatına bir büyük elektrik müteahhitinin yanında başlamış. adam bu herife tüm ihalelere katılma, dosya hazırlama yetkisi vermiş. hazret büyük bir ihaleye firmayı hazırlayıp teklifi vermiş. bu arada kendi kurduğu limitet şirket için de teklif verip işi almış. (öteki teklifi kendi hazırladığı için fiyatı biliyor ya) sonra yürümüş bu. günün birinde limitet şirketi anonim şirkete çevirmek isteyince çalışanlara "tazminatını isteyenlere tazminatını vereceğiz ama anonimde işe almayacağız, karar verin " demiş. tabi kim ister işini kaybetmeyi istifa edip anonim şirkette işe alınmayı beklemişler. 50 küsur işçiden sadece dört ya da beş kişi işe alınmış. hakkından bir ispanyol'un söylediği söz : international son of a bitch idi.
öteki de bununla ortak. %25, %51 ve ben %10. yolun bir noktasında bu eleman yukardakiyle anlaşamıyor. ayrılmaya karar veriyor. kendi hissesini alsa işine yaramaz. bu iki yıl şirketin olnaklarıyla yeni şirkette üreteceği malzemeleri tasarlamış. ayrıca şirkette 70 kişi çalışıyor. bunlara maaş ayın ortasında veriliyor. bu eleman kafaladığı muhasebe elemanı vasıtasıyla maaşları bankadan çekiyor. (o zaman bankadan değil elden ödeme vardı) cuma cumartesi pazar ve pazartesi repo yapıyor. sonra getirip maaşları dağıtıyor. böylece şirketten ayrıldığında şirket kadar bir parayla ayrılmıştı.
bu da local son of a bitchtir.

erkan amca. dolandırdığı insanların parasıyla geçinen bir tip. seneler önce arabasını tamır ettirirken oradaki bir çalışanın davası olduğunu ve yardıma ihtiyacı olduğunu duymasıyla hemen mualla isminde savcı bir yeğen profili olusturup paranın bir kısmını anında adamı ikna ederek almıslıgı vardır. tabi ki diğer kısmını da bırakmamıştır. başka bir kadını telefonda adam ile konusturup binlerce lirayı cebine atmıştır. kendi kardeşleri de dahil dolandırmadıgı insan kalmamış yaklasik 4 senedir de hapishanedeki insanlardan geçimini sağlamakta olan uzak durulması gereken tanıdığım en dümenci insan tipidir.

benim ismini vermek istemediğim bir arkadaşımdır.
adamı öpmeye gidiyorlar ceplerinde ki parayı verip geri dönüyorlar.
ama bir gün kredi kartı kullanan birilerine denk gelecek.

benim için biri var ki, geçmişi geçtim, gelecekte de onu aşabilecek birinin olduğunu sanmıyorum. emin olun ne abartma var ne başka bir şey. ben hatta az anlatacağım, siz fazla anlayın.

evlenmeden önce bir şirkette çalışıyordum. işe başladığım gün, yanındaki mesai arkadaşım bir çalışan hakkında uyardı. kendisi sevkiyat şefi,ismi de x diyelim. zaten muhasebe departmanında epi topu 4 kişiyiz; ben para ,banka işlerine bakıyorum. neyse efendim, ben muhasebe departmanına sürekli gelen x kişisiyle hemen tanıştım tabi. ee söylenenler var, adama karşı tedbirli hareket ediyorum. arada ödeme için makbuz getiriyor imzalı, onun haricinde tabi ödeme yapmıyorum. işe de alışınca arkadaşın şirkette para takmadığı kişinin neredeyse kalmadığını öğrendim. patronlar da bonkördü, acil paraya ihtiyaç duyan elemanlara 2 maaş kadar avans imkanı verirdi. baktım bu ona bağlı elemanları tutup getiriyor, bir de onların neden paraya ihtiyaç duydukları ile ilgili senaryolarla. ben şüphelendim ve müdüre söyledim; dinlediler mi? hayır. sonradan elemanları kandırıp ,avans çektirip kendine aldığını; hatta birçok elemana bankalardan kredi çektirdiğini; biri alacağında diretirse başkasından aldığı borçla ödediği falan çıktı ortaya. ha bir de sevkiyat arabalarının tonajlarıyla ilgili sahtekarlığı da vardı ama şirket sırrı, detayına giremiyorum.

bunun haricinde, herkes onu tanıyıp borç vermeyince yeni bir çözüm yolu üretmişti. bir kere küçük kızının kolunu sargıya almış, ‘kızımın tedavisi için şu kadar para gerekiyor’ diye yine para koparmış; bununla da yetinmeyip eşinin de gözünü bantlamış ve göz ameliyatı için para lazım diye yine alacağını almıştı.

tüm foyalar ortaya çıktığı gün artık kovulacağını da anlamıştı. o yüzden , şirkete asansör kontrolü için gelen tanımadığı görevliden de 3/5 kuruş koparmaya çalışmıştı.

daha aklıma gelen ,gelmeyen vukuatları var ama sayfalarca sürer anlatması. dedim ya , ben az anlattım, siz fazla anlayın.