yazın size hatırlattığı şeyler

seyahat etmek.

yaz gelmiş mi...
nereye gelmiş ?

bizim oralara henüz uğramadı da.

koca bir boşluk ve yalnızca sıcak.

- deniz, kum, güneş, şezlong, güneş kremi.
- kuş cıvıltıları eşliğinde sabahın erken saatinde uyanmak.
- fazlalıklardan kurtulmak. kabanlardan, kazaklardan kurtulup tiril tiril kıyafetler giymeyi çok seviyorum. birde üzerimdeki her şeyi bir yere fırlatıp çıplak uyumayı çok seviyorum, hafiflik gibisi yok.*

çocukluğumda uykumun geldiği bir öğleden sonrası ve tahta bankta uyuduğum ıslatılmış beton avlu. avlunun alt yanına serilmiş bulgurun, duvar diplerindeki açmaya hazırlanan akşam sefalarının, komşunun çatıya serdiği biber salçasının kokusu. sıcak yüzünden güvercin pencerelerine (taa denir) sığınmış güvercinlerin gurultusu.
şimdilerde deniz, denizin kokusu, güneş, güneşin kokusu, günlük işlerini bitirmiş, kıyıya gelmiş bir sandalın tuzlu kokusu. domates, kayısı, çocukların bağır bağır oynaması.
yaz candır. canlı olduğumu, yaşadığımı hatırlatır.

öğle sıcağı haliyle öğle vaktinde uyumak zorunda olmak. sonra ikindi serinliği miss gibi gezme zamani olması falan filan.

serdar ortaç. sebebini bilmiyorum. kşjkşjkşk

birbirini takip eden sıkıcı, sıcak, bunaltıcı günler. çocukluğumun yazları böyle geçti, genellikle sıkılarak şimdi de sevmiyorum yazları. yaz gelirken depresif hisseden tek ben değilimdir umarım.

her tatil öncesi ve tatil yolculuğunda günün anlam ve önemine dair konuşmak ve tartışmak.

tatilde daha fazla sorun çıkmasın diye mutluymuş gibi davranmak.

tüm yıl çalıştığından daha fazla yorulup stres depolamak.

hevesin kursağında kalarak geri dönmek.

cevredekilerin kiskanc bakışları ve sözleri karşısında kaderine küsmek.

bir daha tatile gitmeme kararı almak.

istiklal marşı ve kapanış.

bu sene tüm bunları tekrar tekrar yaşamamak adına tatile çıkmama kararı aldım. tüm aile bana karşı tepkili. sanırım bundan sonraki tüm yaz günlerini aldığım bu harika karar ile hatırlayacağım.

sahtelik örtüsünün yaz gelen yerleri kaplaması