yedi uyuyanlar

diğer adıyla ashab-ı kehf. hem müslümanlar hem de hristiyanlar bu olayın türkiye de yaşandığını varsaymaktadır. peki nedir bu efsane; bu olayı anlatan ilk kişi süryani bir piskopos ms 480 ve 500 yıllarda yaşamış piskopusun anlattığına göre efes şehrinde putperest bir toplum varmış. bu toplumda bir rivayete göre 7 genç hristiyanlığa geçer ve bunun sonucunda kıtlık başlar. bunun üzerine halk onların tanrıya kurban verilmesi gerektiğini ve kıtlığın onlar yüzünden çıktığını düşünür. bunu kabul etmeyen gençler kralın askerlerinden kaçarak yanında köpekleri ile beraber bir mağaraya sığınıyorlar. ama askerler onları takip ederek yerlerini bulup mağaraya giriyorlar orda daha ileri gitmeden mağaranın dışına bir duvar örüyorlar. eğer içeri de iseler onları ölüme terk etmiş olacaklardı.7 genç mağaranın içinde ne yapacaklarını düşünürken üstlerine bir ağırlık çöküyor ve uyuyorlar.onlar için bir günlük süren bu uykunun ardından uyanıp çok acıktıklarını fark ediyorlar.el birliğiyle duvarı kırıp birini şehre yemek bulmaya gönderiyorlar. efes'e inan genç şehrin büyüdüğünü ve insanların hemen hemen hepsinin hristiyanlığa inandığını görüyor.onlar için bir gün olan uyku meğerse 309 yıl sürmüştür. ayrıca kutsal kitabımız da ise bununla alakalı "kehf süresi" vardır.

yanlarındaki köpeğin adının kıtmir olduğu uyuyanlardır. islamiyet'e göre kıtmir, cennetle müjdelenmiş on hayvandan biridir.

beni de onlara dahil etmediği için biraz tanrıma kırgınım.

her duyduğumda cem karaca'nın sesinden kefeşletayyuş ille de kıtmir rap rap sözleri geliyor aklıma.

çocukken filmlerini izlediğimde kıtmir sayesinde köpeklere olan sevgim bir kat daha artmıştı.

tanrım yok mu bize de bi 300 yıl uyku? böyle tam anlamıyla uykumuzu alsaydık.100 yıla da kabulüm ha?*

bu tembelliğimle sekizincisi olmaya aday olduğum uyuyanlardır. iranlıların yaptığı ashab-ı kehf dizisini hâlâ izlemeyen varsa muhakkak izlesin derim.

yedi uyurlar, arapça'da ashab-ı kehf olarak bilinen dini topluluğun türkçe'deki karşılığıdır. daha doğrusu yedi uyuyan güzeller :)

bazı yerde (bkz: yedi uyuyanlar) olarak da bilinir.

iyi geceler diliyorum hepsine

kurana göre yedi olduğu kesin değildir, ayetin bir kısmı

tarsusta bulunan bu mağara değişik rivayetlere konudur. çocugu olmayan, dermansız hastalığı olan, adak adayıp niyetini dileyen falan 1 gece bahçesinde uyursa muradı olur derler. kalben kötü olanların ısteselerde bahcesınde uyuyamadıgına inanırlar. enerjı alanı yuksek bir yer belki de.

yine de ben size tarafsızca anlatayım kendi deneyimimi.

not: bundan sonrasında mistik bir durum yok. beklentiniz bu yöndeyse tanımı terk edebilirsiniz.
not 2: bundan sonrasında methiyede yok. övecegımı beklıyorsanız siz de tanımı yavaş yavaş terk edebilirsiniz.

not 3: görüşümü paylaşmayabılırsınız. o da sızın sorununuz. müessesemizde mesulıyet kabul edılmemektedır.
neyse efendim….
sene 2005-2007 arası bir yer. bizim arkadaşlar dediler toplaşalım haftasonu kahvaltıya çiftliğe gidelim. karnımız doyunca aklımız çalıştı, bu kadar geldik, esabı keyfi de görelim dedik.

aman tırmandık gargacık burhacık yollardan tepelik bir yere. arabadan çıktık ki her yere beton dökülmüş şekilsiz bir avludan ve modern merdıvenlerle cıkıp girilen bir mağara ağzından ibaret. tıklım tıklım. giren çıkmıyor. her giren hülyalı şaşkın baygın.
-durun dedim giricem ben de mağaraya. nedir bu gizem.

neyse itiş kakış 5-6 mt2 olmayan bir mağara girdik. salon salomanj efendım sağ tarafta nişe gizlenmiş köşesinde genişce düz bir taş çıkıntı var. işte bu 7 si orada dip dibe uyudukları yatak bölümü. ha bir de köpek var yanlarında. yattıkları yerde karanlık; diğer köşede duvarlarından su sızan nispeten daha aydınlık doğal bacalar var.ama mağara bu bacalarla ferah ve havadar.
insanlar eğiliyor bakıyor nıck nıck yapıyor falan. neye bakıyorsunuz dedim. bir tane dayı himmetine dedi. avssss siz buna inanıyor musunuz derken iki koluma iki yandan giren arkdaşlarım benı o daracık girişten kuş gibi dışarı çıkartıp taşlanmamam için hızla olay yerinden kaçırdı. daha da böyle mekan, yatır, türbe vb ziyaretlerim kendilerince yasaklandı.

demem o ki çok görülecek, duyulacak bir durum yok.
aradıgınız dayı gibi “hikmeti ise; 7 uyuyanların hikmeti kendilerine olmuş zamanında. mesela hikayenin devamı yok.

kaçıp saklandın mağraya. uyumuşsun. uyandın aradan yıllar geçmiş, yaşlanmamışsın, ölmemişsin, üstün başın tozlanmamış.

akşam olunca birini köye yollamışsın. cebındeki para tedavülden kalkmış hemen anlamıssın yüzyıl uyudugunu. sonra? sonrası yok. o köye mi yerleştiniz? kiminle evlendiniz? kayda geçen yaşayan akraba var mı? arsa, toprak bişeyde mi almadınız? ölene kadar 7 kişi bir mağarada mı yaşadınız? onu anlatan yok.

uyumuşlar, uyanmışlar zaman geçmiş. bir kara delik mi buldunuz. zamanda mı sıçradınız . tarsus da portal mı var hatta uzaylılar sizi kaçırıp deneylerınde kullanıp hafızanızı silip geri aldıkları yere mi bıraktı? bunlar bile daha makul açıklamalar.

ama uyudum uyandım….. yok öyle. uyanırken hepinizi prens öpse hani yine belki diyelim.