yeni dünya kıtaları'ndaki ülkelerin ulus kimliği olmaması

yadsınamaz acı bir gerçektir. yeni dünya kıtaları denilen kuzey amerika, güney amerika ve avustralya kıtalarındaki ülkelerin etnik köken bazında doğru dürüst ulus kimlikleri yoktur. örneğin amerikalı diye bir ırk yoktur çünkü amerika birleşik devletleri, farklı etnik kökenlerin "amerikalı" üst kimliğiyle birleştiği kırma bir devlettir: ingiliz kökenli amerikalı, fransız kökenli amerikalı, alman kökenli amerikalı vb. gibi. amerika, o kıtanın adıdır. bir diğer örnek olarak arjantin diye bir ırk yoktur, arjantin halkı ispanyol kökenlidir çünkü arjantin'in resmi dili ispanyolca'dır. yalnızca kendine özgü dilleri olanlara millet denilir.
eski dünya kıtaları'ndan olan avrupa ülkelerinde "almanyalı", "fransalı", "italyalı", "rusyalı" gibi absürt tanımlamalar kullanılmaz bunun yerine mantıken "alman", "fransız", "italyan", "rus" gibi etnik kökenin belirli olduğu ulus-devlete uygun kavramlar kullanılır.

o kıtalarda yasayan ve o topraklarin asil sahibi olan uluslar avrupali somurgeciler tarafindan soykirimla temizlendigi icin olabilir

ulus kimlik, ekonomideki pazar tanım ve paylaşımlarına bağlı olarak kapitalizmle birlikte gelişim gösterir. sınırlar, devletler, etnisiteler birbiriyle örtüşmez zaten çoğu kez. coğrafi durumlar, dağlar, nehirler vs. esas alınır devletleşme aşamasında.. savunma ve hükümranlık alanını belirlemek için... bazen o coğrafyanın en eski sahipleri devletleşme, uluslaşma süreci sonunda, yok edilmiş veya en önemsiz kesim haline bile getirilmiş olabilir. abd örnektir keza güney afrika vd.
gelecekte ulusların pek yeri ve önemi kalmayacak deniliyor. çok uluslu şirketlerin ülkeleştirdirildiği bir dünyaya evrileceğiz gibi..

bencede olmamalı aslında. insanoğlu olarak, farklı genetik bileşenlerin sonucu olsakta, hepimiz tür bazında birbirimizin kardeşiyiz. anatomik yapımızın farklı çeşitliliğe dayanıyor olması, aynı klanın parçası olduğumuz gerçeğini değiştirmez.

dolayısıyla, insanların her şeyi savaşa dönüştüren yapısı, ulusal kimliği, ırk kavramını ve coğrafya algısını katliam unsuru olarak kullandı. tarih kitapları yüzyıllardır bunu yazıyor. hep bir keskin ayrımcılık var ( x - y gibi ulus adı altında birleşmek) ve bu ayrımcılık bazında kategoriye ayrılmış herkes birbirine giriyor. " sağlam kalan üstündür yeyy yeyy! " tavrı var.

kimse farkında değil ama hala dünyalar savaşı içerisindeyiz. sadece bu artık daha medeni ve sinsi yollarla yapılıyor. her ülkenin diğerinden çıkarı var ve hepsi diğerini ele geçirmek istiyor. kime güveneceksin? nasıl güveneceksin? ve neden güvenesin ki?

ırk bazı altında birleşmek, insanlar tarafından suistimal edildi ve insanlar diğerini ele geçirmek için hunharca bunu neden olarak ileri sürüyor. bu yüzden ırk ve ulusal kimlik kavramının ortadan kalkması bu dünyanın jargonu için daha uygun geliyor bana. herkes aynı topraktan geliyormuş gibi kabul edilirse, en azından savaşlar biter diye düşünüyorum.