yolda yürürken durup sevgilinin gölgesine bakmak

modern hayatın erkeklere armağanıdır.

sıra sıra dizilmiş apartmanlardaki koyu kasvetli betonların hemen altında, güzelliklerin ulaşılmaz vücutlarına hayranlık savurmak için hayal gücünü zorlar metropol erkeği. alışılmışın dışında bir hazdır bu. durağanlık hazzı, yaşamayan anlamaz. yüzeysel bir kare değil o an.

perdenin arkasında soğan doğrayan orta yaş ev hanımları olur onların yansıması gibi değil. senkronu kaybetmiş sevgili, kaybolduğumuz paniğiyle arkasına döner hızlıca, o an kendinden geçirir insanı. o dar zamana hapsolmuş, kalp atışının içinde olduğunu düşünerek gözlerini kaparsın ve bu tutku şöleninde başrol oynamanın keyfini çıkarırsın dakikalarca.

birisi sizi arıyordur, endişeli gözlerle.

(bkz: gereksiz edebiyat yapmak)

sallandırsında gölgesinde rakı içelim...

şeytanı öldür ama hakkını yeme, bu sefer güzeldi luci...
zaten tahmin edebiliyordum içinde saklamaya çalıştığın naif insanı, umarım daha sık görme şansımız olur.

aman dikkat et başkasının sevgilisi olmasın dayak yersin.

birader siz nasıl hayatlar yaşıyorsunuz ya... biz mi hiç sevmedik, sevilmedik yoksa siz mi çok sevdiniz, sevildiniz anlamadım. allah bilir siz uyuyan sevgiliyi de izliyorsunuzdur.

romantiklik mi yokluk mu bu başlığı açtıran hissiyat? (bkz: sısısısı)

(bkz: gölgeye hallenmek)

sonra bir psikiyatri servisinden randevu almak