yolda yürüyen 2 kişinin elektrik akımına kapılarak ölmesi

olay izmir’de alsancakta yaşanıyor.

bu olay bana çok koydu bugün, belki de alsancak götümün dibindedir diye bilmiyorum, yatmadan önce sizlerle de bu işgüzarlığı paylaşmak istedim, kodumun caddesinde elektrik kaçağı var ve bu yapılmıyor ardından yağmurda kadının birisi elektrik akımına kapılıyor ardından onu kurtarmak isteyen adam da elektrik akımına kapılıyor ve 2 kişi el ele tutuşarak ölüyor, bu ihmalde eli kolu olanın elini kolunu diyorum.

x.com/tamgaturk/status/1811...

edit: konu hakkında bir yazarın yazısı #3064824

şans eseri yaşıyoruz yemin ederim.

kaç volt kaç ampermiş de böyle öldürmüş. çok sarsıcı bu olay. sinirlendim bak şimdi

ölümün de hayırlısı.

bu ülkede ölümün bilmemkaç milyon yolu var ama yaşamanın bir yolunu bulamadık gitti. kimsenin işini düzgün yapmadığı, şans eseri yaşanılan ülke oldu iyice.

elektrik kurumunun suçuna pisi pisine ölmüş iki kişi, teksas filmlerinden bir sahneymişçesine yolun ortasında öylece yatıyor. iyi ve lağım çukuru olduk.

gediz elektriğin acil cezalandırmasi gerekli. çok üzüldüm.

üzülmemek elde mi? evden çıkıyorsun ve elektrik akımına kapılarak ölüyorsun.

sakın açıp izlemeyin, ben o gaflette bulundum.iki tane masum vatandaş yerde elele ölmüş duruyor.hafızanıza yer etmeyin bence.sorumluların allah cezasını versin.

halkın refahı adına "yetkilendirilmiş" insanlar ne yapıyorlar acaba? bu insanlar neden seçiliyorlar? eğer eksikler ve aksaklar giderilmeyecekse, bu insanlar mevkileri sebebiyle niye maaş almaya devam ediyor? bu ihmalkarlıktan kim sorumluysa, en alttan en üst kademeye kadar görevinden alınmalı.

başka yolu yok.

arkadaş şu ülkede işini layıkıyla yapacak bir tane makam sahibi insan evladı yok mu?

çeşit çeşit ölüyoruz ne yapsın bu insanlar şimdi yağmurlu havalarda izmir de uçarak mı gezsinler? allah sizi bildiği gibi yapsın yer yarılsın da içine girin emi.

görüntüleri tabii ki izlemedim, kötü etkilenmiyiim diye ama, bu böyle devam eder. çünkü, işin doğrusu var olmaya var da...pahalı!! herşeyin doğrusunu yapmaya kalkarsan, çok para...

ama zaten herşey pahalı...

bunu düzeltmek doğru politikalarla mümkün, ama yok öyle bişeyi yapabilecek kapasitede birileri. doğru politika olucak, doğru uygulanacak, ve herkes uyacak. herkesin uyması için o bilincin olması lazım, yok o da.

kendi önlemini kendin alacaksın. başka bişey gelmiyo aklıma.

üstümüze yok bu islerde hindistan'la yarışırız o kadar yani insaat yapar demirleri kaldırıma koyar yaya yoldan yürür,çukur açar sonra unutur kimi düşer kaza ölümler ne levha var ne koruma, kazı yapar sonra toprak doldurur uzerine asfalt atmak aklına mı gelmez yoksa gelirde işine mi gelmez bilinmez ama aziz nesin yaşasaydı cok hikaye çıkardı o kesin.

dünya tarihi böylesi bir halk düşmanı siyasi düzen görmemiştir dedirten olay. iktidarı müslüman kardeşler'e çalışır memlekete milyonlarca kaçkını bela eder çoluk çocuğunu da bunlara katlettirir, muhalefeti sokak itlerinin g.tünden tutar çoluk çocuğun parçalanmasına kulağını tıkar. iktidar partisinden belediyedeki muhalefetine kadar herkes hesap vermeli, özellikle de malum özel şirket. kimse bu allahın belası partiye özelleştirme yapma demiyor, yap yap da çelik gibi bir hukuk sistemiyle iliklerine kadar denetle bu y.v.a.ları. denetleme olmazsa hepsi sadece kârını düşünmeye başlar, kanser hücresi gibi hareket ederler toplumda.

türk milletinin bir devleti yok. sömürge valiliğimiz var.

elektrik sakat olaydır . 90'lı yılların başında ümraniye'de evlerine artezyen kuyusu açarken bir arkadaşımın başına gelen olay , ıhlamurkuyu-şerif ali arasında bir evleri vardı arazide o zamanlar fala ev yoktu ,ıhlamurkuyu-şerifali arası dudullu yönünde sağ tarafta 4060 metrede bir ev yada 3-4 katlı bina.
kuyuyu açıyorlar (kuyu dediğim 15-20 santimlik delik ,boruları nipelle eleyip aşağı salıyorlar.
galvanize borular 6,5 metre standart boydadır 1 1/4 ''(inç) boru ,ekleyip ekleyip delikten salıyorlar,, dikiyorlar o anda ,üç ayaklı makaralı darağacın ile ,34-35 5ene olmuş aklımda kalan 2 boy boruyu yerde birleştiriyorlar (13 metre) eve epey yakın çok yüksek gerişim hattı geçiyor o bölgede halada varmış baktım net'e , o anda tellerden boruya yüksek gerilim elektriği atlama yapıyor ve facia.
benim arkadaşın elinden giriyor eldivenle paramparça , postallardan çıkıyor ,postalın tabanı kauçuk olduğu halde parçalanmış .elbiselerinde parçalamış anlatılana göre elektrik iç organlarına hasar vermiş aylarca hastanede yattı ,yılarca ağrı kesici kulandı fazla soramıyorsun tabi ,ağrı kesici sonrası akşamları 3-4 bira içmeden uyuyamazdı . galiba o gün havada çok nem varmış o yüzden olmuş olay ,iletkenlik olayı,
elektrik sakat olaydır su ve yüksek nemde anında atlar benim bildiğimde genel bilgi, konuya vakıflığım yok.
suyun içinde elektrik varsa yapacak fazla bir şey yok . 4-5 santimse araba ile belki suyun içinde gider araç alır alması da dert iletken olmayan bir nesne ile alacaksınız ,
itfaiye tek çare.
yazık olmuş ,rahmet olsun.

birisi eski google earth görüntülerinden kaçak yapan kablonun bir su tahliye kanalına girdiği noktayı gösteriyor. mazgal kapağı kabloyu kesmiş. çok değil ama yalıtımı incitecek kadar kesmiş. kablo kesitinden kablonun orta gerilim kablosu olduğu anlaşılıyor. yani 30bin ile 36bin volt arası gerilim var. kablo ile toprak arasında da 20bin volt civarı bir gerilim var yani.
x.com/aykiricomtr/status/18...
kaçak öyle büyük ki, kabloyu yakacak düzeye gelmiş.
normal olarak yeraltı kabloları yüzeyden en az 1 metre derinliğe kazılmış (2 metre de olabilir, şartnameyi bilmiyorum), dibi çakılla döşeli kanallara konulur. ihale yapılırken tek ya da dağıtım şirketi bir muhammen bedel belirler. ihaleye girenler bu bedelden "kırım" yaparak ihaleye fiyat verir. ben 100 birimlik ihaleye 36 birim fiyat vereni biliyorum. tabi 100 liralık iş 36 liraya yapılamaz. bu nedenle kanalı 30 santim kazar. kontrol ekibi "görülür" ve iş biter.
bu ölçüde bir kaçak olduğunda sistemi koruyan "rölelerin" çalışması gerekir. ancak röleler eskiyse, "seçiciliği" yoksa, çalışmaz.
burada siyasi bir gönderme: burada da kaçak elektrik var hacılar.
kimler suçlu:
1) belediye. burada çalışma yapan işçilerin amiri bu durumu yukarıya bildirmiş olmalı. bildirdiyse top yukarıya gider. onlar dağıtım şirketine bildirmişlerse top onlardan da çıkar. doğrudan dağıtım şirketi sorumludur. bildirim yapıplıp yapılmadığı yazışmalardan bellidir.
2) dağıtım şirketi: en büyük suçlu bunlardır. şirketi alacağız diye dünya kadar borca girdikleri için yatırım yapmıyorlar. sadece bunlar değil, hiçbiri yapmıyor. kablolar, koruma, kontrol cihazları acınacak durumda. daha önemlisi personel sıkıntısı var. iki tane teknisyenin koca ilçeyi çevirmeye çalıştığını bilirim ben. böyle olunca kaçaktan haberleri olmuş olsa bile yapmamış ya da yapamamışlardır.
3) tedaş: tedaş'ın görevi dağıtım şirketlerini denetlemek. kadroları da azaldığı için bu denetim işini "amaaaaan sen de" diyerek yapıyorlar. sonuç bu
4) bu özelleştirmeyi yapan, savunan herkes.
ölenlerin ailelerinin başları sağ olsun. nişanlılarmış.
ekleme: ölüm anları.

umarım bu iki ailede olayın peşini bırakmaz ihmalde kimin parmağı varsa doğduğuna pişman ederler.

inanılmaz travmatik bir olaydır. görüntüleri izlemek daha korkunç. hiç kimsenin aklına gelmeyecek bir ölüm şekli. o an iyiki evdeydim hissi uyandı mesela. ve evet hoşgeldin yeni fobi.

allah rahmet eylesin. gerçekten korkunç bir ölüm, şahit olmak daha korkunç.

izmir alsancak'ta meydana gelen korkunç olay.
yerel bir gazete yıllar önce "çözüm için illa biri mi ölmeli" diye haber yapmış.

gel gelelim ülkede her türlü sorunun çözümü için birilerinin ölmesi gerekiyor. sokak köpeği sorunu da aynı. yüzlerce çocuk ve yaşlı öldü yaralandı hala aynı terane devam ediyor. sorunun çözülmesi için yüzlerce can kaybetmek gerekiyor.

neyse konuya dönecek olursak konak belediye başkanı çıktı ve sorumluluğu üzerine alıp istifa etti dememi bekliyorsanız çok beklersiniz. tam tersi çıktı biraz da gülerek suçu elektrik dağıtım şirketine attı, elektrik dağıtım şirketi belediye attı.

demek ki soma faciası veya deprem veya başka olaylarda bakan istifa etsin, şu istifa etsin, bu istifa etsin diyenler aynı b*kun laciverdi imiş. türkiye'de siyasetçiler kendilerine dönüp asla bakmıyormuş, çuvaldızı başkasına batırırken kendine iğneyi bile batırmıyormuş.