yorgana kılıf takmadan kılıfsız yorganla yatmak

yorganın kirlenmesine yol açacağı için çok yorulmamışsanız kalkıp takmak gerekir.

evrenin sırrıdır, ama niye açıkladınız yaa. tüm heyecanı kaçtı.

olmaz, olamaz, teklif dahi edilemezdir. yorgana kılıf* takılır sonra da etrafından yorgan iğnesiyle dikilir ki sağa sola kaymasın.

yorganlar yünden pamuktan yapılırken kılıfsız kullanılmazdı. çünkü yorgan kirlenince yıkayıp temizlemek imkanı yoktu. şimdi sentetik elyaf dolgulu yorganlar var. nevresim geçirmeye üşeniyorsan al iki tane, kirlenince at makineye yıka, kuruyana kadar ötekini kullan. dünya çok değişti.

sinir bozucu, görüntü ve his kirliliği.
yatmaya geçerken çıkarmak istedim. yeniyi en üste koymuşlardı ve benimdi o yüzden onu aldım. tabi o sırada annem "ya başkasını al ya da kılıf tak." dedi. "onlar çok hafif yorgan olduğunu hissetmiyorum. diğerleri de çok ağır üstüme fil uzanmış gibi hissediyorum ve düşünce çekmek bile zor oluyor. onu çekene kadar uykum açılıyor. ve şu an çok uykuluyum ne var yani bir güncük öyle uyusam?" dedim ama yaklaşık 2 hafta oldu ve kılıfsız. :/
üstünü de nasıl bir kumaşla kaplamışlarsa soğukta o buz hissi veriyor. yorganın yüzünü neden soğukluk verecek bir kumaşla kaplarlar ki? soğukluk istesek yorganla işimiz ne?..
ona dokunmamak için (illa kolum dışarıda olacak) 2 battaniye koymuşum ve kolumu ikincinin üstüne koyuyorum. bu kadar uğraşa neden kılıfı koymadım, üşengeçlik görecesi sanırım.
kılıfları polarla da yapmamışlar ki, bu gıcık işe hiç teşvik edecek bir şey yok. (: en son önüne bir poları dıştan zımbalarım ama ben yine o kılıfı geçirmem büyük ihtimalle. niye böyleyim ben de bilmiyorum...

hayatta yapacağım en son şey

yorganlarda yatmak bana kendimi " pis" hissettiriyor. günümüzün sentetik, hafif ama sıcak tutan yorganlarının aksine; benim katıksız karadenizli ailem hala anneannemin yaptığı hakiki yün yorganları kullanıyor. evet sizi şöminenin içerisinde uzanıyormuşcasına ısıtıyor ama gel gelelim o hakiki yünün verdiği ağır garip bir koku var. ne kadar havalandırırsanız havalandırın, geçmiyor. bu da bana kendimi hijyensiz hissettiriyor. alışımısım her yerin klorak ve yumuşatıcı kokmasına...

ben geçmiş çağlarda yaşayamazmışım net.

nevresim geçirmeyi son ana bıraktığım için bu seferde tatlı mı tatlı bir uyku gelmiş ki kaçırmamalı. o nevresim yarına kalabilir deyip, kılıfsız yatırlır. sabah nevresim mayhoş bir halde geçirilip kısır döngünün kırılması şarttır ama yoksa acı çekilir huzursuzlaşılır. iki yakası bir araya gelmeyenlerden olunur. tü tü tü tü. düşman başına

ter içinde kaldıktan sonra anasini avradını diyip bi kenara fırlattığım kılıflar yok değil.

manyak mısınız bu sıcakta yorganla yatıyorsunuz?
leş gibi kokarsınız ya...

masum.. sevecen bedenimi.. çıplak yatırıyorum yatağa, sadece donum var.

millet yorgan diyor. delilik resmen bu.

çift kişilik yatağımın diğer tarafında kıvrılan pipet efendiyle normalde yüz yüze uyuyorduk ama yaz ayları bitirdi bizi. ayrı düştük. aramıza kara bir kedi gibi girdi. sısıs

yazı atlatmak için elimizden geleni yapıp, payımıza düşeni ödüyoruz. mecburuz. s

haziran dedi mi benim yorgan vakumlu torbayla ortadan kalkar. pike var ama birkaç gündür üstte olması gereken pike olduğu hâlde, üstte ben yatıyorum. altta kaldı garibim. azıcık ayağıma dolansa kaldırıp atıyorum sıcaktan.

kışa gelince; yorgan yüzü soğuğu keser. takmadan yatmayın. bir de yorgan leş gibi oluyor hemen. kılıfı çıkarıp yıkamak dururken kış günü yorganı yıkayın da kurumak bilmesin, kıçınız açıkta kalsın günlerce. aferin.

yaz günü neden hortlatılır ki bu başlık?

geçtiğimiz kış, yorganımı hiç kullanmadığımı hatırlatan başlık. yatak sıcakmış demek.

bu kanayan insanlık yarasının normal sözlükte bu güne değin konu bile edilmemesindeki utançtan da kurtulduk ya.. ölsek de gam yemeyiz herhal..!!

önce güdümlü anne terliği uyarı ateşi mahiyetinde götümüze çarpar, sonra havada uçarak van daym gibi ters tekme atan annemiz karşımızda belirir. ben bu kadar cesur bir insan değilim. öyle kılıfsız, çarşafsız filan nereye yatıyorsun ya?

bir keresinde ya ne olacak dedim, yastık kılıfı yoktu, annem ne demek ne olacak? dedi ve aşağıki mahalleden duyulmuş.