yükselmek

yüce, yüksek, yükselmek gibi kelimeler, ağırlık anlamına gelen "yük" kökeninden değil de, havalanmak, kalkmak anlamına gelen "yug" kökeninden gelirler.

hayatımızın en önemli hedeflerinden birisi. kişinin, yüksek bir mevkiye gelmesi, kendisi ve yakınları için gurur kaynağıdır. bu amaçlara ulaşmak için engellere karşın ilerleyenler, takdir görürler. bunun dışında yükselmek için de ortak değerleri yok sayıp her yolu mubah görenler eleştirilere hedef olur, böyleleri kabul görmezler.

profesör bir öğrenciyi kürsüye çağırıp, önce kürsüde dersi anlattırmış. sonra sandalyenin üzerine çıkıp anlatmasını istemiş. sonra da sandalyenin üzerine bir tabure koyup taburenin üzerine çıkıp konuyu anlatmasını istemiş.

bu durumda öğrenci düşmemek için dengesini kontrol etse de, konuştuklarında saçmalamaya ve tutarsuz cümleler kurmaya başlamış. profesör bu olaydaki ana fikri şu söyleyerek dersi bitirmiş :

"insan yükseldikçe söylediklerinde tutarsızlıklar olur, saçmalar. çünkü; beyin söyleneni değil, bulunan yerden düşmemeyi önceler. kendini yüksekte görenlerin saçmalaması da o sebeptendir."

mecazen baya hoslanmak, elektrik almak demek.