yazar : sevgi soysal
yayım yılı : 1970
ela ve mehmet'in ayrı şehirlerde başlayan büyüme serüvenlerinin ve bir noktada kesişmelerinin anlatıldığı romandır. toplumsal baskılar, birey olma, cinsel kimlik karmaşası ve kendini bulma yolculuğudur kitap.
yayım yılı : 1970
ela ve mehmet'in ayrı şehirlerde başlayan büyüme serüvenlerinin ve bir noktada kesişmelerinin anlatıldığı romandır. toplumsal baskılar, birey olma, cinsel kimlik karmaşası ve kendini bulma yolculuğudur kitap.
1970 trt roman başarı ödülü
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "moderatör 1" tarafından 01.08.2022 13:47 tarihinde açılmıştır.
1.
sevgi soysal şaheseri romandır.
sadece hemcinsi olanları değil, çoğu erkek yazarı da açık ara geride bırakan güçlü bir kalemdir sevgi soysal. roman okurken işte ben tasvirlerden sıkılıyorum, yoruluyorum, kaşınıyorum diyenlere de alın işte ps4 atraksiyonunda keyifli bir anlatım dedirten, muhteşem bir romandır yürümek.
bir noktaya kadar birbirleriyle hayatları kesişmeyen ela ile yardımcı karakter düzeyinde işlenen memet'in hikayelerinin paralel anlatımıyla başlar roman. yazıldığı dönemin gündem konularına bakıldığında, esamesi okunmayan toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadının kamusal düzen içindeki yeri gibi konuları işlemesi yönüyle de takdire şayandır. yer yer mizahi, keyifli bir dili vardır sevgi soysal'ın bu romanda. "duygusallık ve affetmek ortadoğululuktur, medeni insan cezalandırır." gibi tükenmez kalem eşliğinde altı çizilesi bölümlerin kaçırılmaması önerilir. karakterlerin iç dünyası o denli güzel anlatılır ki kalkıp kanepeyi tekmelese, neden diye sormazsınız. ela'nın kafasının içinde, hayatın tüm acı ve haksızlıklarıyla dolu bir düşünce yumağının gezindiği bir sırada yanındaki memet'in, içinde bulundukları vapur'un kaptanıyla "ben de karadenizliyim" diyerek yuvarladığı sohbet, her yakınlığın başka bir uzaklığa dönüştüğü soğuk gerçek olarak çarpar, hem ela'nın hem okuyucunun suratına. bu topraklardan geçmiş kadim kültürlerin anlamsız ayrışmasına da yer yer dokunan, okunduktan sonra da uzun uzun sindirilmesi gereken müthiş bir eserdir.
sadece hemcinsi olanları değil, çoğu erkek yazarı da açık ara geride bırakan güçlü bir kalemdir sevgi soysal. roman okurken işte ben tasvirlerden sıkılıyorum, yoruluyorum, kaşınıyorum diyenlere de alın işte ps4 atraksiyonunda keyifli bir anlatım dedirten, muhteşem bir romandır yürümek.
bir noktaya kadar birbirleriyle hayatları kesişmeyen ela ile yardımcı karakter düzeyinde işlenen memet'in hikayelerinin paralel anlatımıyla başlar roman. yazıldığı dönemin gündem konularına bakıldığında, esamesi okunmayan toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadının kamusal düzen içindeki yeri gibi konuları işlemesi yönüyle de takdire şayandır. yer yer mizahi, keyifli bir dili vardır sevgi soysal'ın bu romanda. "duygusallık ve affetmek ortadoğululuktur, medeni insan cezalandırır." gibi tükenmez kalem eşliğinde altı çizilesi bölümlerin kaçırılmaması önerilir. karakterlerin iç dünyası o denli güzel anlatılır ki kalkıp kanepeyi tekmelese, neden diye sormazsınız. ela'nın kafasının içinde, hayatın tüm acı ve haksızlıklarıyla dolu bir düşünce yumağının gezindiği bir sırada yanındaki memet'in, içinde bulundukları vapur'un kaptanıyla "ben de karadenizliyim" diyerek yuvarladığı sohbet, her yakınlığın başka bir uzaklığa dönüştüğü soğuk gerçek olarak çarpar, hem ela'nın hem okuyucunun suratına. bu topraklardan geçmiş kadim kültürlerin anlamsız ayrışmasına da yer yer dokunan, okunduktan sonra da uzun uzun sindirilmesi gereken müthiş bir eserdir.
devamını gör...