zinayı suç olmaktan çıkarmak

devlet tarafından fahişeliğin serbest bırakılmasıdır olay. ulan oğlum benim 5 dedem şehit oldu namusun düşmemesi için. yazıklar olsun! dedelerim , millet birbirini mi şey etsin diye şehit oldu?

allah veriyor 4 kadın, niye zina yapmak var anlamıyor ben abi.

akp döneminde olmuştur.

dedesinin, ondan sonrakilerin köle olmaması, vatandaş olabilmesi için şehit olduğunu bilmeyen trollerin açtığı başlıktır. sınır ve bağımsızlık namustur. şimdi mevcut hükümet ikisini de kevgire çevirdiği için namus kavramının anlamını öğrenemedi bu yeni nesil.

bu konuda bir kafa karışıklığı olduğunu düşünüyorum.
zina nikahsız cinsel ilişki anlamına geliyor. o halde resmi nikahlı eşinin yanına bir de dini nikahla başka bir beraberlik yaşayan kişi zina etmiş oluyor mu, olmuyor mu?
ben resmi nikah olmayan ilişkiyi zina olarak değerlendiriyorum (bekar iki kişinin karşılıklı rızaları ile olan ilişkilerden söz etmiyorum) ama bir başkası için dini nikah altında ilişkiye girmek zina olmuyor.
başlığı açan arkadaştan bu karışıklığa dair bir açıklama isterim. tartıştığımız konu öbür türlü bir ikilem olarak karşımızda durmaya devam edecek.
zina suç olmaktan çıksa bile dini olarak haram, ahlaki olarak da ayıp. bir şeyin kanunen suç olup olmaması onu insanın vicdanında aklamaya yetmiyor böyle olunca.
zina etmemek adına 'mut'a nikahı' kıyan dini olarak harama bulaşmamış oluyor ama ahlaki olarak eğer bir nikahlı eşi varsa ayıp ediyor.
ne olacak şimdi?

peki neden suç olmaktan çıkarıldı? gelin işin aslını anlatayım.
2005'ten önce 765 sayılı türk ceza kanunu uygulanıyordu. bu kanun, italyan ceza kanunu'ndan çevirilerek 13 mart 1926'da yürürlüğe girmişti.
yani zina eski tck'da suç olarak düzenlenmişti. ama bir fark var. bekarların zinası değil, evli kişilerin zinası suç olarak düzenleniyordu. tck m. 440. maddesi şöyleydi:


tck m. 441 ise şu şekildeydi:


440. madde evli kadının zinasını düzenlerken, 441. madde evli adamın zinasını düzenliyordu. fakat burada esaslı fark var. evli kadının bir defa zina yapması suç oluştururken, evli adamın bir defa zina yapması suç oluşturmuyordu. evli adamın zinadan dolayı suçlanabilmesi için, zina yaptığı kişiye bir ev tutması ve orada karı koca gibi hayatını devam ettirmesi gerekiyordu. (hani derler ya "erkeğin elinin kiri", bu durumdan ileri gelmekte)
işte anayasa mahkemesi 1998 yılında ise bu hükümleri eşitlik ilkesine aykırı bularak iptal etmiştir. (70 yıldır uygulanmış, bunun aslında 1960'larda iptal edilmesi lazımdı). iptal kararı verince yasal boşluk oluşur. meclisin düzenleme yapması gerekir veya gerekmeyebilir de. yeni 5237 sayılı tck düzenlenirken meclis bu konuda düzenleme yapmamıştır.
sizin anlayacağınız zina'yı suç olmaktan çıkaran meclis değil, anayasa mahkemesi'dir.

devletin görevi kim kime atladı, birlikte şey edenler evli miydi, değil miydi kontrol etmek değildir. bu ancak yapacak hiçbir işi olmayan mahalle karılarının, kahvede batak oynayan karaktersiz erkeklerin dedikodu konusudur. devlet dedikodu mu yapar? "aynı odadaydık, evet çırıl çıplaktık ama şeyim şeyine değmedi hakim bey. valla bak. iki gözüm önüme aksın ki. ekmek musaf çarpsın ki". islam hukukuna göre de zinanın suç olması için üç tanık ve bu üç tanığın da duhulü görüp kuran üstüne yemin etmesi gerek. sene olmuş 2100 hâlâ dikiş tokuşla uğraştıracaksınız devleti.
hadi yasakladınız, engelleyebilecek misiniz? daha önce engelleyebildiniz mi? şeriat ülkelerinde engelleyebiliyorlar mı? kadını uzaklaştırınca bu kez oğlan çocuklarına atlıyor möhderemler. yalan mı?
bir de işin şu yanı var: bu zina mevzusunu ortaya atanların derdi toplum ahlakı falan değil. kadını baskılayabilmenin yollarından birisi olarak ellerinde tutmak istiyor möhderemler. zina suçu ellerinin altındayken kendilerine dik giden kadınlara zani damgasını yapıştırıp baskı altına alacaklar. yoksa zinayla sorunları yok. inanmıyorsanız zinanın en yaman karşıtlarından cübbeli ahmet'e sorun. tabi onun güzel bir videosu vardı. onun eşliğinde.

açlıktan ölenlerin olduğu, vatandaşın vergisinin birilerinin yedi sülalesini garanti altına almak için hortumlandığı, memleketin milyonlarca mülteci tarafından tek kurşun çıkmadan sessizce değil gözümüze soka soka istila edildiği, toprakların cemaatlere ve yabancılara peşkeş çekildiği, hak hukuk adalet gibi kavramların kitaplarda kalan terimlere dönüştüğü, eğitim oranının aşırı düştüğü ve eğitimlininde zaten ilk fırsatta ülkeyi terk ettiği, basın özgürlüğü bireysel özgürlük gibi konularda dibe vurduğumuz, ekonominin çöktüğü kur'un uçtuğu ülkede; yine derdimiz kim kimi ne zaman nerede neresinden hoplattı.

yaşı reşit, akli dengesi yerinde ve herhangi bir madde etkisi veyahut tehdit baskı gibi bir durum olmadığı takdirde; tarafların ikisi de bekâr veya evli falan farketmez kimin kimle yattığı devleti ilgilendirmez. isterse millet svinger yapar.

kim kimi becerdiyi dert ettiği kadar dün akşam kim aç, kim soğukta yattıyı dert etsek ya da illa konu milletin uçkuruysa kimi zorla becerdiler konusuna yönelsek şuan bu durumda olmazdık.

işin ahlâkî yönü herkese göre farklı olabilir, hepsine saygı duyuyorum.

ama ben işin maddi getirisi yönünde fikir belirteyim. bakın bu ülkede fuhuş, kumar ve ot devlet kontrolünde olmak kaydıyla serbest bırakılsa inanın ülkenin geliri 2 kat artar.
ben dediğim gibi işin maddi yönündeyim.

devletin işi ülkedeki her iş kolunu denetlemektir. dolayısıyla turizm geliri adı altında bu işlerle dönen uzakdoğu ve latin amerika ülkeleri var.

ama imkansıza yakın bu ihtimal bu ülkede.

yıl olmuş neredeyse 2024 hâlâ kimin kiminle sevişeceğine karışmaya çalışan insanlar var.
eğer ortada aldatılan bir eş yoksa bırakın herkes istediği ile sevişsin. size ne oluyor?

iki birey arasında özgür irade ile gerçekleşen eylem, toplum önünde yapılmıyorsa zaten bunu suç olarak nitelendirmek mantıksızdır. bakın belki bilmeyenler vardır, islamda bile zina için hani evliyse taşlayarak öldürme yada bekarsa sopa cezası varya, işte o cezaların olması için 4 erkek yada 8 kadının *o iki kişiyi ilişki sırasında görmesi gerekir, ilişki sırasında dediğim birleşme anında görmeleri ve bunu hakim karşısında çelişkisiz anlatmaları gerekir. ki bu durum suçun tesbitini neredeyse imkânsız kılar. şimdi bu şartlar altında özellikle kilitli kapılar ardında günümüzde yapılan zinaları kaç kişi şahitle o anda görecek? bakın çıplak şekilde 2 kişiyi aynı odada hatta yatakta bulsanız bile birleşme yoksa bu ceza verilmez. (ki günah olduğu gerçeğini değiştirmez ama ceza verilemez) şimdi public ortamda milletin zina etmesi ne kadar doğrudur? yani aslında burda toplumun ahlak yapısını düzenleme söz konusudur.

insanların kimlerle sevişip sevişemeyeceği hakkında fetva veren kurumumuza sordular mı acaba?

hani şu her sene milyarlarca tl (milyon değil) bütçesi olup mercedeslerden halka "şükredelim" diyen kurum.

anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu için kaldırılmıştır.

sadece kadın için her koşulda suçtu. erkek için suç sayılması için kocanın cinsel birliktelik yaşadığı kişinin bekâr bir kadın olması ve birlikte, bunu açık ederek yaşıyor olmaları gerekiyordu.

bu size normal geliyorsa sizde sorun var.

yakında eşeği anırttıktan sonra dudağından öpüyorsa tecavüz değildir aşktır o, şeklinde bir hukuk kuralı getirirlerse hiç şaşırmam. bunların derdi kanun yapmak değil şeriat getirmek. insanları bitmek bilmeyen tartışmalara sürüklemek. yiyorsa tecavüzcülere, istismarcılara sağlam cezalar versinler.