an itibarıyla yazarların nerede olup ne hissettiği
başlık "acizanefikrim" tarafından 06.07.2021 23:13 tarihinde açılmıştır.
tam uyuyacakken ekran kaydırmaya ne gerek vardı diyorum.. uyku çökmüş mis gibi, kayıp git işte ama yok..
şimdi balkondaki temiz havayla harmanlanan sigara dumanının zihnimdeki/kalbimdeki soruları üfleyişini seyrediyorum.. üfleyemiyor aslında ama işte yeterince istersen olur ya hani belki.. süzülen uçaklara yüklüyorum sıkıntıları, tartıda ağır çıkıyor olsa gerek kabul etmiyorlar.. her kapının kilidini elinde tutanlar anahtarın yerini bilmiyormuş gibi yapıyorlar. "anahtarın yerini söylersen kapıyı açarım." diyorlar. anahtar avucunun içinde denmiyor ki her zaman, açmak istese kapıyı, bilmiyor mu sanki?
yapılmışlar yapılacakları, yaşanmışlar yaşanacakları kovalıyor zihnimde kısacası.. tüm bunlarla gece uykusuz kalabilmek ne büyük bir lüks oysa.. yaşamsal ihtiyaçlar hallolmadan bir üste çıkamıyor insan. hoş, bence bu da temel ihtiyaç ya.. güvenmekten, inanmaktan temel ne var ki?
hiçbir şey sonsuza dek sürmez; her acı yerini anıya bırakır, her dürtü bir an gelir son bulur. en çok da öfke. o yüzden öfkeye yenilmemek önemli, değil mi? öfkeyle ne kapılar kırar insan, nice kapıları kilitler farkına varmadan.. bir de saflık önemli, saflığını kaybetmemeli insan. onun dönüşü yok işte. özellikle öfkeyle atılan adımların çoğu saflığı kaybettirir. çok öfkeliydim ben de, sonra öfkeliyken susmayı denedim. içimden taşan milyonlarca zehri yutkunmayı öğrendim. iyi ki dediğim tek şey bu. yine de daha azını yapabilenlerin dahi hala eleştirebileceği kadar yol aldım. olsun, daha da iyisi olur zamanla. insan gelişme yolunda değişmiyorsa, akan zamanın ne önemi var?
hadi güzel uyku gel şimdi yatıştır zihnimi, yorgun kalbime bir örtü ol da sabah güneşini kucaklayalım daha geç olmadan... biliyorsun "gece ikiden sonra iyi bir şey olmaz."* vakit daraldı..
şimdi balkondaki temiz havayla harmanlanan sigara dumanının zihnimdeki/kalbimdeki soruları üfleyişini seyrediyorum.. üfleyemiyor aslında ama işte yeterince istersen olur ya hani belki.. süzülen uçaklara yüklüyorum sıkıntıları, tartıda ağır çıkıyor olsa gerek kabul etmiyorlar.. her kapının kilidini elinde tutanlar anahtarın yerini bilmiyormuş gibi yapıyorlar. "anahtarın yerini söylersen kapıyı açarım." diyorlar. anahtar avucunun içinde denmiyor ki her zaman, açmak istese kapıyı, bilmiyor mu sanki?
yapılmışlar yapılacakları, yaşanmışlar yaşanacakları kovalıyor zihnimde kısacası.. tüm bunlarla gece uykusuz kalabilmek ne büyük bir lüks oysa.. yaşamsal ihtiyaçlar hallolmadan bir üste çıkamıyor insan. hoş, bence bu da temel ihtiyaç ya.. güvenmekten, inanmaktan temel ne var ki?
hiçbir şey sonsuza dek sürmez; her acı yerini anıya bırakır, her dürtü bir an gelir son bulur. en çok da öfke. o yüzden öfkeye yenilmemek önemli, değil mi? öfkeyle ne kapılar kırar insan, nice kapıları kilitler farkına varmadan.. bir de saflık önemli, saflığını kaybetmemeli insan. onun dönüşü yok işte. özellikle öfkeyle atılan adımların çoğu saflığı kaybettirir. çok öfkeliydim ben de, sonra öfkeliyken susmayı denedim. içimden taşan milyonlarca zehri yutkunmayı öğrendim. iyi ki dediğim tek şey bu. yine de daha azını yapabilenlerin dahi hala eleştirebileceği kadar yol aldım. olsun, daha da iyisi olur zamanla. insan gelişme yolunda değişmiyorsa, akan zamanın ne önemi var?
hadi güzel uyku gel şimdi yatıştır zihnimi, yorgun kalbime bir örtü ol da sabah güneşini kucaklayalım daha geç olmadan... biliyorsun "gece ikiden sonra iyi bir şey olmaz."* vakit daraldı..
devamını gör...