necip fazıl kısakürek
başlık "nickimicalmislar" tarafından 14.11.2020 17:10 tarihinde açılmıştır.
yaşamı uçlarda yaşamış bir şair. paris'te sabahlara kadar kumardan, süleymaniye de sabah namazlarına. şair annesini çok severmiş. ben çoğu şiirinde bu özlemi duydum. kanımca kaldırımlar şiirinde kucaklaştığı karanlık, sessizlik, muamma annesinden kalan boşluktur. sonra bir dönüm noktası var hayatında ama ne dönüm. ovardalığın bittiği, yazılanların çöpe atıldığı bir dönüm. abdülhakim arvasi adlı bir türk islâm âlimi ile tanışmasıdır bu dönüm noktası. sonra onun için başlar gerçek yaşam, ızdırap. ve dökülür dudaklardan o sözleri.
tam otuz yıl saatim islemiş ben durmuşum;
gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum...
ve şairin en çok da eleştirildiği meselelerden biri de para için yazılar kaleme aldığı düşüncesidir. bu yavan düşünce pek istinatsız olarak dayatılmakta. müdafaa etmek değil amacım ama hamiliğin yüzyıllardır şairliğin bir lütfu olduğunu bilmeliyiz. bu konuda daha derin bilgiye rahmetli halil inalcık'ın şair ve patron kitabında bulabilirsiniz. bir hamisi olmayan divan şairi yoktur. yüzyıllardır devlet adamları şairlerin giderlerini karşılamışlar ve korumuşlardır. ve hatta bu şairler hayatlarında yaşamadığı hayata kavuşmuştur. şimdi biz divan şairlerini şairlikten mi atıcaz? kalkıp "ya para dinlenmiş nasıl şair?" gibi konunun k'sinden habersiz yorumlar yapınca gülünç oluyorsunuz. kaldı ki, para için yazı yazmanın etik olmadığı düşüncesi, ödülden ödüle koşan ama zengin olamayan komünist şairlerin düşünebileceği bir fikir gibi geliyor bana. kazansın ne olur ki?
neyse, bu editi yaptım çünkü bu editten önce burada çok cıvık bir şakam vardı (gülünmedi). böylelikle türk edebiyatında önemli bir yere sahip üstad hakkında genel birşeyler yazmış olduk, iyi oldu.
tam otuz yıl saatim islemiş ben durmuşum;
gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum...
ve şairin en çok da eleştirildiği meselelerden biri de para için yazılar kaleme aldığı düşüncesidir. bu yavan düşünce pek istinatsız olarak dayatılmakta. müdafaa etmek değil amacım ama hamiliğin yüzyıllardır şairliğin bir lütfu olduğunu bilmeliyiz. bu konuda daha derin bilgiye rahmetli halil inalcık'ın şair ve patron kitabında bulabilirsiniz. bir hamisi olmayan divan şairi yoktur. yüzyıllardır devlet adamları şairlerin giderlerini karşılamışlar ve korumuşlardır. ve hatta bu şairler hayatlarında yaşamadığı hayata kavuşmuştur. şimdi biz divan şairlerini şairlikten mi atıcaz? kalkıp "ya para dinlenmiş nasıl şair?" gibi konunun k'sinden habersiz yorumlar yapınca gülünç oluyorsunuz. kaldı ki, para için yazı yazmanın etik olmadığı düşüncesi, ödülden ödüle koşan ama zengin olamayan komünist şairlerin düşünebileceği bir fikir gibi geliyor bana. kazansın ne olur ki?
neyse, bu editi yaptım çünkü bu editten önce burada çok cıvık bir şakam vardı (gülünmedi). böylelikle türk edebiyatında önemli bir yere sahip üstad hakkında genel birşeyler yazmış olduk, iyi oldu.
devamını gör...