kafa dağıtmak için, öylesine başladığım bir diziydi; birkaç dakika önce son bölümü izleyip bitirdim.

dizi her açıdan çok iyi. ekiptekilerin arkadaşlığı, romantik ilişkiler, çözülen davalar, yapılan oyunlar vesaire.

her karakterden uzun uzadıya bahsetmek istemiyorum ama amy ve jake ilişkisinin beni şaşırttığını söylemeliyim çünkü izlediğim onca dizi arasından sanırım karşılaştığım tek sorunsuz çiftti. illa bir ayrılma, kavga vesaire bekliyordum ama hiçbiri olmadı. tabii zaman zaman anlaşmadıkları noktalar oldu ama hep birbirlerine destek oldular ve sorunlarını çözüme kavuşturdular.

dizinin bazı bölümlerinde, dizinin sadece komediden ibaret olmadığını net bir şekilde görüyorsunuz. aynı zamanda bir polisiye dizisi olduğunu da güzel bir şekilde yansıtıyor. ayrıca, zaman zaman ırkçılık, iyi polis kötü polis vb. gibi konulara değinip bunları eleştirmesi de bence etkileyiciydi.

kısacası, komedi ve polisiye seven herkese gönül rahatlığıyla önerebileceğim bir dizi. renkli karakterle ve çeşitli olaylarla karşılaşacaksınız. izlemeye değer.

nine-nine!
devamını gör...

hastalık.
devamını gör...

yaklaşık 2 saat önce bitirdiğim dizidir.

uzun bir yolculuk oldu. bilim, eğlence ve yer yer hüzünle dolu. açıkçası sayısal zekam çok kuvvetli değil ve fizik, kimya, biyoloji, matematiğe de pek yatkınlığım yok o yüzden yer yer durdurup bazı sahneleri tekrar oynatıyordum (ne dediklerini anlamaya çalışıyordum). buna rağmen, sıkmadı, her defasında eğlendim ve etkilendim.

her karakterin diziye kattığı farklı bir şey vardı. bazen yorumlarda yine karakterlerden birine duyulan nefreti görüyordum ama ben hepsini ayrı ayrılıkta seviyorum. bernie'nin howard'a, amy'nin sheldon'a kattıkları, herkesin birbirine destek olması ve tüm tatsızlıklara rağmen yine birbirleri için orada olmaları... çok güzeldi, çok. stuart, bert, kripke ve diğer karakterlerin de diziye katkıları büyük. dizide birçok ünlü ve başarılı ismin olması da güzeldi.

çok güldüm, ama güldüğüm kadar da ağlamışımdır. özellikle son bölümlerde dizinin bitmesine az kaldığı için ağla ağla bir hâl oldum. diziye dair sevdiğim çok fazla şey var; yaz yaz bitmez.

çok güzel bir diziydi; sitcom seviyorsanız bilim dallarıyla pek iç içe değilseniz bile zevkle izleyeceğinizi düşünüyorum.
devamını gör...

bir keresinde çok fena hastalanmıştım, her doktora gittiğimde serum takıyorlardı. hayır yavaşlığından o kadar bunalıyordum ki sakinleşmek yerine daha da fenalaşıyordum. can sıkıcı bir deneyimdi.
devamını gör...

evleneceğimiz bir gerçeklik olduğuna o kadar şaşırdım ki demeye söz bulamıyorum.
devamını gör...

beyninizin düşünmeyi, kurgulamayı durdurmaması. bitmek bilmez düşünceler.
devamını gör...

en çok dolmuşta ve hastanelerde rahatsız hissederim. ama genel olarak ait olmadığımı hissettiğim her yer rahatsız edici.
devamını gör...

irade, istikrarlı olmak. diğer sorunların da kaynağı bunlar bence.
devamını gör...

ne yapsan sen beni unutamazsın
bir yağmur yağsın da, bir şarkı çalsın
sen beni ölsen unutamazsın.
devamını gör...

ajandaya yazmadan bile bir plana uygun hareket etmek benim için o kadar zor ki... asla plana tamamen uyamam, illa bir aksama olur. ajanda da aynı şeyin yazılı hali; yine zor, bi' de yapmadıklarım gözümün önünde oluyor, daha kötü.

ha, bir de kullandığım zamanlarda da pinterestte gördüğüm gibi aesthetic bir hâle getiremediğimde hevesim kaçmıştı.
devamını gör...

detroit rock city, kiss.
devamını gör...

jensen ackles
ian somerhalder
devamını gör...

yeraltından notlar, dostoyevski.
devamını gör...

o kadar cümle yazılabilir ki bunun üzerine... tamamen rahat olmakla veya tamamen kısıtlanan, ezilen bir çocuk yetiştirmek doğru değil. fikrimce, ebeveynler bunu her zaman kasıtlı yapmaz; yine de dikkat etmeleri, kendilerini bu konuda geliştirmeleri önemli.

o anlar büyüdükçe unutuluyor diye düşünsek de bilinçaltında kaldığı gerçeğini göz ardı edemeyiz. beynimizde bir köşeye çekilen o kıyaslamalar, azarlamalar, kısıtlamalar aslında kendi çapında psikolojik şiddet bana kalırsa. yetişkin bir birey olduğunda bile insanı derinden sarsabilecek potansiyele sahip hepsi.

çocuk, hatası olursa düzeltilmeli ama en baştan hata yapmasın diye de gözü korkutulmamalı, sürekli yanında olunmamalı bence. yeni yürümeye başlayan bir bebeğin arkasından yürümek gibi. en baştan düşmesin diye elinden tutulmaması gerektiği gibi, düştüğünde de kalkmasına yardım etmeyi bilmek gerek. bu, daha sağlıklı ve özgüvenli bireyler olmalarını sağlayacaktır, eminim.
devamını gör...

derin ismine açıklayamadığım zaafım var.
devamını gör...

kendi ayaklarım üstünde durabilmek. sadece bir cümle ama benim için çok şey barındırıyor.
devamını gör...

yalnız kalmamak için huyuna suyuna gitmeye çalışan, kendini olmadığı biri kılığına sokan biriyse o kişi arkadaş olmaktan çok uzaktır.
devamını gör...

büyüdükçe ve kendi ayakların üzerinde durman gerektiğini öğrenince hayat daha bi' zor geliyor bana kalırsa. farkındalık, sorumluluklar, farkındalık, yalnızlık ve her şeyle tek başına baş etmen gerektiği gerçeği. güzel yönleri de var ama şu anki görüşüm yorucu olduğu yönünde.

ne olurdu yani neverland gerçek olsaydı. alıp başımı gitseydim.
devamını gör...

supernatural izledim, güldürdü.
devamını gör...

eskisine göre farkındalığının ve sorumluluğunun artmasıdır bana göre. yorucudur, hem de çok.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim