alfredo yazar profili

alfredo kapak fotoğrafı
alfredo profil fotoğrafı
rozet
kafa izninde
karma: 1253 tanım: 416 başlık: 4 takipçi: 17
şamanist

son tanımları


zart zurt sebeplerden entrynin silinmesi

benim de madalyamı söktüler. dün friends dizisine tanım girdim. madalya verdiler sonra geri aldılar. ne yapmaya çalışıyorlar bilmiyorum ama alın tüm madalyalarımı *
devamını gör...

şu anda kendini nasıl hissediyorsun sorusu

biraz başım ağrıyor. ama keyifliyim sanki tüm dertlerim bitmiş gibi ama aynı zamanda da nasıl olacak bu işler diyorum. keşkelerde boğulacağıma amalarda boğulmayı tercih ettim.
devamını gör...

sözlük yazarlarına bir şey söyle

valla gazam mübarek olsun. durun bakalım ne olacak?..
devamını gör...

sözlükte hiç güven vermeyen tipler

kimseye güven vermek zorunda değilim *
devamını gör...

pistantrofobi

pistantrofobi, psikolojide kullanılan bir kavramdır ve insanların geçmişte yaşadıkları hayal kırıklıkları, aldatılma, ihanete uğrama ya da güvensizlik deneyimleri yüzünden yeniden güvenmekten korkmaları anlamına gelir.

yani pistantrofobisi olan biri, yeni bir ilişkiye başlamaktan ya da insanlara samimi şekilde yaklaşmaktan çekinebilir.

bu durum aşırı kuşku ve beni yine yarı yolda bırakırlar düşüncesi, yakın ilişki kurmaktan kaçınma, kalıcı güvensizlik hissi.

karşısındaki kişiye fırsat tanımadan, zaten güvenilmezdir algısı gibi davranışlarla kendini gösterebilir.

psikolojik literatürde resmi bir tanı değil, daha çok popüler psikoloji terimlerinden biridir. ama kökeninde travmatik deneyimlerin oluşturduğu güven sorunları yatar.
devamını gör...

büyüdükçe özlenen şeyler

(bkz: tatilya)
devamını gör...

uçak inince alkışlayan kişi

şakşakçının tekidir.
devamını gör...

madalya müracaatları

#3730066 #3730065
devamını gör...

yazarların iyi ki almışım dediği şeyler

xiaomi 70mai araç kamerası, 2 sene önce almıştım. memnunum.
devamını gör...

anın fotoğrafı

şöyle bir an.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

friends


friends, klasik amerikan sitcom’ları arasında hâlâ zirvede durmasının sebeplerinden biri bence karakterlerin zamansızlığı ve dizinin ritmi. 90’lar moduna ve new york atmosferine sıkı sıkıya bağlı olsa da, karakterlerin dinamikleri bugün bile bozulmamış gibi hissettiriyor. rachel, ross, monica, chandler, joey ve phoebe sadece “arkadaş” değiller; adeta modern bir ailenin, dostluğun ve bireysel kırılganlıkların bir karışımı gibi. bu, diziyi sıradan bir komediden çok daha samimi kılıyor.

dizinin mizah anlayışı ise çoğu zaman hafif ama zekice. şakalar, karakterlerin kişilikleriyle birebir uyumlu, zorlamadan ve yapaylaşmadan akıyor. mesela chandler’ın esprili depresyonu, joey’nin saf ama içten tavırları, phoebe’nin absürd ve özgür ruhu... bunlar diziyi sadece güldüren değil, aynı zamanda karakterlerle empati kurmayı da mümkün kılan unsurlar.

bence friends’in en büyük gücü, dönemin toplumsal temalarını, ilişkileri ve genç yetişkin hayatını ciddi bir “teşhir”e dönüştürmeden, doğal bir şekilde işlemesi. iş, aşk, arkadaşlık, kariyer kaygıları... herkes bir yerden tanıdık bulabiliyor kendini. özellikle dizinin finali, hem nostaljik bir kapanış hem de karakterlerin hayatında yeni bir başlangıcı simgeliyor; bu dengeyi tutturması bence önemli.

tek eleştirim, bazı esprilerin ve durumların 2020’ler perspektifinden bakınca klişe veya cinsiyetçi bulunabilmesi. ama dönemin ruhunu ve karakterlerin doğallığını hesaba katarsak, bu eleştiri görece hafif kalıyor.

kısaca özetlemek gerekirse: friends, zamansız karakterleri, zekice mizahı ve samimi dostluk temasıyla klasikleşmiş bir sitcom. izlerken hem gülüyorsunuz, hem de karakterlerle birlikte kendi arkadaşlık ilişkilerinizi ve hayat seçimlerinizi hatırlıyorsunuz; ki bence bir diziden beklenen en değerli etki de bu.
devamını gör...

yaprak dökümü (dizi)


yaprak dökümü, türk televizyon tarihinde aile dramını en yoğun biçimde işleyen dizilerden biri olarak aklımda yer ediyor. ilk bakışta klasik bir “aile dağılır, bireyler sınavdan geçer” hikayesi gibi görünse de, detaylarda aslında toplumun ve bireyin kırılganlığına dair çok katmanlı mesajlar var. dizinin en güçlü yanı, karakterlerin gerçekçi ve bazen rahatsız edici derecede insani olması bence. mesela fikret’in bencil ve kararsız tavırları ya da leyla’nın öfke ve kırılganlık arasındaki sürekli gidip gelişleri, sadece senaryoya hizmet eden klişe dramatik figürler değil; gözlemlerden süzülen psikolojik gerçeklikler gibi.

özellikle dizinin “aile” kavramını işleyiş biçimi çok etkileyici. buradaki aile, sadece kan bağıyla tanımlanmıyor; sorumluluk, ihanet, fedakârlık ve hayal kırıklıklarıyla örülmüş bir ekosistem gibi. karakterlerin birbirlerine karşı olan sadakatleri veya kırgınlıkları, zaman zaman izleyiciyi kendi hayatındaki ilişkileri sorgulatacak kadar güçlü bir şekilde aktarılıyor. bu anlamda yaprak dökümü, sıradan bir melodram olmaktan çıkıp, küçük büyük herkesin kendi aile yapısını gözden geçirmesine neden olabilecek bir diziye dönüşüyor.

bir de dizinin temposu ve anlatım dili var; özellikle eski versiyonlarındaki sakin ve ağır ilerleyiş, karakterlerin içsel çatışmalarına daha fazla alan açıyor. günümüz dizilerinin hızlı ve abartılı kurgu trendiyle kıyaslarsak, yaprak dökümü’nün o “nefes aldıran” ritmi bence hâlâ kıymetli. tabi ki bazı karakterlerin dramatik tepkileri aşırıya kaçıyor gibi hissettirse de, bu çoğu zaman izleyicide bir empati veya içsel gerilim yaratıyor.

son olarak, dizinin en büyük artılarından biri de toplumsal eleştiriyi usulca ama etkili bir şekilde yedirmesi. ekonomi, sınıf farklılıkları, kadının toplumdaki yeri, gençlerin gelecek düşüncesi gibi temalar, direkt mesaj vermekten ziyade karakterlerin yaşamlarında doğal olarak ortaya çıkıyor. bu da diziyi salt bir aile dramından çıkarıp, zamanına göre oldukça geniş bir toplumsal portre hâline getiriyor.

kısaca özetlemek gerekirse: yaprak dökümü, herkesin kendisinden bir parça bulabileceği, aynı zamanda toplumun kırılgan noktalarını ustalıkla işleyen bir aile dramı. belki bazı sahneleri abartılı gelebilir ama karakter derinliği ve anlatım biçimi, diziye zaman aşımına uğramayan bir değer katıyor. izlerken hem içiniz sıkılıyor, hem de karakterlerin zaaflarıyla kendi hayatınızı kıyaslama ihtiyacı hissediyorsunuz; ki bence bu, bir dizinin gerçekten etkileyici olduğunun işareti.
devamını gör...

otobüs yolculuğunun kötü yanları

diz mesafesinin kısa olması,
1 numaralı koltuktaysanız şoförün ara sıra kendini ayıltması için camını açması, klimanın çalışmaması, otobüsün arıza vermesi, az mola vermesi ya da hiç mola vermemesi...
devamını gör...

anın fotoğrafı

ruhumu dinlendiriyorum
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yöneticilerin özel mesajlarımızı okuyabiliyor olmaları

isterlerse okusunlar. zaten bir şey yok. yoldaşla muhabbet döndürmüştük bir o var. okursa kendi mesajını görür *
devamını gör...

madalya müracaatları

#3727966
devamını gör...

astral seyahat

ruhun bedeni terk edip başka boyutlarda takılması olayı.
devamını gör...

kendin hakkında bir gerçek bırak

ne kadar ciddi olmam gerekse de, en ufak boşluk bulduğumda işin ucunu kaydırıp goygoya saran bir tarafım var *
devamını gör...

neden sevgilin yok sorusuna alternatif cevaplar

iki kişilik mutsuzluğa yatırım yapacak kadar zengin değilim.
devamını gör...

şamanist

şaman doğrudan bu yolun uygulayıcısı, rehberi, aracı kişidir. yani ruhlarla, doğayla, görünmeyen âlemlerle iletişime geçen; topluluğun iyileştiricisi, yol göstereni, hatta kimi zaman koruyucusudur. davulu, nefesi, ritüeliyle köyde ya da obada farklı bir yeri vardır.

şamanist ise o inanca bağlı kişidir. yani bir şaman olmayabilir, ritüelleri uygulamayabilir ama dünya görüşü olarak doğanın ruhuna, gök tengri’ye, ataların varlığına inanan kişidir. şaman’ın öğrettiklerini benimseyen, o inançla yaşayan insana şamanist denir.

şamanist olmak sadece bir davul çalıp tütsü yakmak değil. evrenin fısıldadığı en küçük sesi bile duymaya çalışmaktır. gökyüzüne bakıp “ben küçüğüm, evren büyük” diyebilmek, kendi kibrini eritebilmektir. taşın suskunluğunu, kuşun sabah ötüşünü, suyun akışını birer tesadüf değil, anlam yüklü bir mesaj olarak görebilmektir.

şamanist, doğayı kendine hizmet eden bir araç gibi görmez. onunla birlikte yaşar, onunla konuşur, ondan öğrenir.

modern insanın unuttuğu en basit gerçeği hatırlamaktır aslında: evrende yalnız değiliz, çünkü her şeyin bir ruhu, her şeyin bir hikâyesi vardır.

kısaca özetlersek şaman işi yapan, aracı olan kişidir. şamanist ise o yolu benimseyen, ona inanan kişidir.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim