anlatkarabatak yazar profili

anlatkarabatak kapak fotoğrafı
anlatkarabatak profil fotoğrafı
rozet
karma: 2417 tanım: 349 başlık: 15 takipçi: 71
k i m b i l i r

son tanımları | başucu eserleri


normal sözlük yazarlarının karalama defteri

evet sözlük bağ evindeyiz. günlerdir beklediğimiz yağmur yağıyor ki sesi sesimi bastırır derecede bir yağış bu çok şükür. gaz lambasını yaktım yatsı vaktinin girmesini bekliyorum, yorulmuşum ama tabiki namazı kılıp kitap okuyacak kadar enerjim var, gelirken kitap almayı unutmuşum anneminkine el koyuyorum ve beyaz zambaklar ülkesinde kitabını okuyoruz. dünle birlikte altıyüzotuz kilo bezelye toplandı ve ellibeş kasa çilek. bezelye bitmedi ve sanırım bu yağışla yarın devam edilemeyecek, olsun yağmur yağsın da gerisi pek de mühim değil. bu yağmurdan beklenti yani yaradandan, toprağın suya bir nebze doyması ve bitkideki mildiyönün az da olsa temizlenmesi. olacaktır güvenimiz tam.

ikiz doğum gerçekleşti bugün ama işten güçten biz daha kuzuları görmeden birini annesi tepelemiş, tek kuzu kaldı. o kuzunun da bu dünyada göreceği sadece yarım saatmiş, üzüldüm ama nasibinde ne varsa onu yaşar her canlı.

dün yeni öğrendiğim bir şeyi denedim, sonuç güzeldi bugün de deniyorum, bu yüzden az önce dişlerimi temizledim yeme içmeyi kestim. rüyaların hakikatli uyarıcı şekilde görülebilmesi için uyku vaktinden dört saat önceden yeme içmenin kesilmesi gerekir diye okudum dün erkenden yeme içmeyi kestim sabaha kadar gördüğüm tüm rüyalar son bir ayın film şeridi gibiydi ve net şekilde hatırlıyorum, inanılmaz. tabi psikolojik olarak kendimi buna inandırmış da olabilirim sonuçta her şey insanın zihninde, bilinçaltında ve onları yönetmeyi başarmışsa insan ne âla.

dün pullukla yerini hazırladığımız domatesleri ay takviminde dolu gün olduğundan sabah babam dikmiş, bu adam bu işlerin ustası umarım bir gün annemi üzmeden günü bitiren bir eş olmayı da başarır. ve bugün babannemin ölüm yıl dönümüydü, mekanı cennet olsun, sabah da yan köyden cenaze haberi geldi, babam işini gücünü bıraktı onlar anamın cenazesine gelmişlerdi gitmem lazım dedi. hatırlıyor musun sekiz yıl önceyi dedim, net olarak hatırladığını söyledi. bu işler tam olarak böyle.

eğer yağmur yağmasaydı yarın yağmurlama borularını tarlalara yerleştirecektim sulama yapılacaktı ama elhamdülillah gerek kalmadı. yarın bekçiliği ben devralır bizimkileri gezmeye gönderirsem perşembeye yurda gidebilirim, vizelere az kaldı ve ders çalışmak, ödevleri yapabilmek için o muhteşem bayram tatili var, mayıs programının doluluğunu ancak nisanı sıkı tutarak kolaylaştırabilirim, bir nebze.

şu an vakit girdi, ben gidiyorum ve sanırım ilk kez burada bir günümü anlattım tabiki anlatmadığım muhteşem detaylar var ama zaten öyle her şey anlatılmaz, nazara inanırız.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

selamun aleyküm sözlük. bugün, insanın anılarını yakıt olarak kullanıp yaşamını sürdürüyor oluşunu düşünüyoruz. bir an oluyor bir ambiyans oluşuyor kırgınsın kalp atışların durulmuş yahut heyecanlanmışsın böyle bir kıpırdama var içinde, o anda zihninde bir anı beliriyor orada o anıyla direksiyonu istediğin yöne çevirirsin, kırgın mısın o anı anımsatan başka bir anıyla daha da kırılabilirsin istemiyor musun o zaman başka bir anıyla alt üst et tüm ahvâli, ellerinde işte. insanın zihninde bitiyor her şey, bilinçaltında, düşündüklerinde, ağzından çıkan kelimede, baktığı yerde gittiği yolda bitiyor. her insan bir çok şeyi elleriyle seçiyor ve yakasına takıyor amma kötü amma iyi, sahipleniyor onu. benim derdim diyor bağlanıp yaşıyor, benim şansım diyor şahlanıp aşıyor. hayat insanın ellerinde bir oyun hamuru gibi, kadere bağlı her şey evet ama ya çabana göre veriyorsa rabbin yolundaki çiçeklerin ve dikenlerin sayısını? özetle burada üstüne basmak istediğim asıl mesele, evet insan anılarını yakıt olarak kullanıyor ama biz, kötü anıların tecrübesini cebe atıp iyileri daima anımsayarak geleceğe daha da dik tutacak anılar bırakabilmek için çaba gösterirsek, bazı yaralar iyleşir, bazı dallar tomurcuklanır, güneşler doğar, ay geceyi aydınlatır, bazı tünellerin sonu mis kokan bahçelere çıkar. yakıt olarak kullanacağınız nice anlamlı anlara, anılara.. iyi geceler sevgili sözlük.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

babam uyudu, soba da sönmüştü. dışarı çıkıp yıldızlara baktım malum hava soğuk üşüyünce de girip sobayı tekrar yaktım. öylece oturuyorum, ışıkları kapattım sobadan alevler duvarlarda şekilleniyor. sessizliği bozan iki sebep var, ateşin çıtırtıları bir de çam ağaşlarının birbirine sürtünce çıkardığı sesler. ki onlar da o kadar uyum içinde ki insan bozan diyince kötü hissediyor kendini, neyse. bir animasyon filmi vardı onu izledim az önce şimdi de oradaki cümle dolanıp duruyor zihnimde "yapılan gerçek bir iyilik, başka bir iyiliği doğurur" şu cümleye saf tertemiz şekilde inanasım gelse de ciddi mânada istisnalarının olduğunu biliyorum ve canımı sıkıyor bunu biliyor oluşum. neden varsınız bilmiyorum ki ufak bir iyilik yapınca kırk yere haber salan, ihtiyacı olana iyilik yapmaya erinen müsveddeler. her neyse gereksiz yere yükselme yaşadın sanki sen her şeyi tam ölçüsünde yapıyorsun gibi. iyi geceler saygı değer sözlük yazarları buraya kadar okudunuz madem bir kaç müzik önerisi yazayım da ruh haline göre dinlemek isteyen varsa alsın. şad olup gülmedim neşet ertaş(mümkünse tarık kara'dan da dinlemelisin), serenade for string orchestra in e major, op. 22-tempo di valse, kangren saian, karbeyaz sertab erener, sitare furkan özdemir'den (şiir), hastalık hastası moliere (radyo tiyatrosu trt), konna netlaka fairuz, hikaye bitti çoktan kayra (saymayız bunu bidaha bekleriz)
devamını gör...

fethi sekin

ruhu şâd olsun. 5 ocak 2017.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

pencereye bir taş da ben attım. bir ruh kalmış mı o evde bilmiyorum ama bir taş izi de benden kalsın istedim. hakkım var, alırım. bir ip bağlanmış kapıya hani sanki cesareti olan girsin dercesine. her basamak hayatın neresinde olduğumu sorguladı. basamağa göre cevaplarım vardı. kimisine zirvede dedim kimisine uzun zamandır uçurumun kenarında. girişte sol kapı, odada bir masa bir sandalye ve alakasız bir de sandık. pencereye karşı sürükledim masayı sandalyeyi. sandalye kırık, attım az önce camını kırdığım pencereden aşağı, yaslandım masaya. karşıda bir badem ağacı, garipdost ağaçları, bilmem kaç yıllık sakız ağacı ve incirler. ne anlatıyor tüm bunlar? her şeyin başladığı yer mi burası bilemiyorum yoksa her şeyin biteceği yer mi, şu kafamdaki seslerin birer birer ümüğüne çökeceğim yer, parmaklarımın deşifre olacağı yer, çığlıkları söküp sessizliği dikeceğim yer belki. dedim ya bilemiyorum. yakama taktığım tüm sözler burada belki, belki o çocuk buralarda bir yerde, belki beni arıyor arıyor ama görüyor mu beni. bir şeyler hareket halinde, yırtık tüller uçuşmaya başladı. buralarda ve biliyor, sadece yara izimden bulacağını beni. cesaret diyorum cesaretin varsa gel peşimden, kapıya sade bir ip bağlayacağım. çıkıyorum bakmadan bir daha arkama. arabayı buluyorum, evimdeyim. evim burası eminim değil mi, yeni bir yara yok ve eskilerin izi de geçmedi, duraklıyorum, mevcut hâlinde böyle bir ihtimal var mıydı ki? ne münasebet. bir çember ve sen yine başladığın yere geldin. bak gördün mü, hızlı koşman vardığın yeri değiştirmedi.
devamını gör...

yazarların şu an dinledikleri şarkı

saba makamı*
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

çok ses var ve benim kafam sanki yetmiş sekizine girmişçesine kaldırmıyor tüm bu sesleri. rutine çok şükür ama rutinim koşuşturmadan yahut yetişmeye çalışmaktan olsun ister miydim emin değilim, sakinlik olsun biraz diye ağlamak istiyorum sık sık. ne için koşturuyorum bu kadar, ne bu yetişemediğim saatler, nereden çıktı ve nasıl bu kadar kendine bağlıyor, bilmiyorum. geçen yaşımda koşuşturmanın içinde dahî kafamın içindeki sesleri dinleyebiliyordum ama bu yaşım bambaşka bir gidişatta, bu yaşımda ne ben yaşıma ne de yaşım bana yetişebiliyor ve sanırım bundan sonraki her yaşım bu yaşımın tekrarı olacak. elbette bir çok şeyi değiştireceğim ama umudum bu ahvâli de değiştirebilmek.
şöyle demiş zihninde ipleri birbirine girmiş o çocuk, yetişenler özgürdür biliriz ama, ya yazgısı koşmak olanlar?
devamını gör...

temu

boykotu her alanda önemseyen gücüne güvenenlerdeniz ve gazze için boykot yaptığımız gibi doğu türkistan için de tabiki boykot yapıyoruz. *
devamını gör...

iyimser bir fotoğraf bırak

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

için için kaliteli yazı okumak istediğimden sözlükte geziniyorum ama bir bakıyorum zaman geçip gidiyor, ben de farkeder etmez kendime gelip abdomen ve uzantılarını okumaya devam ediyorum. eskiden kaliteli yazan saygıdeğer yazarlar, sık sık rastgitmek istiyorum yazılarınıza ve iyi geceler diyerek kapatıyorum sözlüğü.
devamını gör...

kimsenin bulaşmadığı bir yazar olmak

bu taraflarda keyfimiz tıkır.
devamını gör...

iz bırakan kitap cümleleri

“kaybettiğimiz kişilerin ruhlarının, daha ilkel bir varlığın, bir hayvanın, bitkinin veya cansız nesnenin içinde tutsak olduğu yolundaki kelt inancını çok makul bulurum; bu ruhları gerçekten de kaybetmişizdir, ta ki, birçokları için hiç yaşanmayan bir gün, ruhun hapsolduğu ağacın yanından geçinceye, ruhu barındıran nesneyi tesadüfen ele geçirinceye kadar. o zaman ruh irkilip ürperir, bizi çağırır ve onu tanıdığımız anda büyü bozulur. bizim tarafımızdan kurtarılan ruh, ölümü yener ve bizimle birlikte yaşamaya başlar tekrar.”
dönüp dönüp okumak istediğim nadir cümlelerden..
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

bir kaç haftadır o kadar yoğun geçiyordu ki.. o yoğunluktan o gürültüden kaçıp sakinliğe gelebildiğim için huzurluyum. tamam, tamamen huzurlu olmak mümkün değil tabiki ama o huzursuzluk varsa dahi huzur da kendine bir alan oluşturuyor bundan bahsediyorum. az önce dışarı çıktım kaldırdım kafamı gökyüzüne, başım döndü yıldızların güzelliğinden. etrafta rüzgarın çamlardaki uğultusu dışında tık yok. gün doğumu ve batımını kaçırmak gibi bir derdim olmayacak burada bir kaç günlüğüne, nerde olursam olayım ne iş yaparsam yapayım her yerden farkında olacağım ormanın, toprağın, gökyüzünün, ve sadece bizimkilerle haşır neşir olacağım. mesai saati yok ders saati, ders çalışma saati yok dinlenme saati yok giriş çıkış saati yok.. farkındalık var sadece ve durumu ruh haline göre uydurup bir şeyleri halletmek var, depremler sonucu bütün rafları yere inen zihnini toparlayacağın saatlerin var. söylentiye göre inanılmaz gencim ve daha yolun çok başında hatta hiç bir şey görmemiş haldeyim, söylentiye göre. bir yerlerde hepsine hak veriyorum veriyorum da, peki ya ne olacak? ömrüm boyunca bu sakinlik için zaman mı kollayacağım, gürültüden sakinliğe koşmaya mı çalışacağım.. hiç inanmadım buna ve hiç ümidimi de kesmedim her şeyin bu kadar boğucu bir rutinle ilerleyeceğine, hiç inanmadım hiç düşünmedim bu zamana kadar ama şimdi bana acaba dedirten ne? bütün çabalarımla koştuğum yollarda önüme dizilen taşları kendime ev yapmak için kaldırıp heybeme atmaktan vaz mı geçeceğim? gelecek olana yol temiz olsun elime yapışmaz ya diye düşünmek beni yoracak mı? katı bir şeye mi dönüşecek kalbim şu garip, merhametsiz insanlara hak verip? bilmiyorum başıma ağrı girdi yine gece gece, bazen düşünmekten nefret ediyorum. annemin sesi yankılanıyor kulağımda şimdi de, dediğini dikkate almam gerekiyor, nefret etmekten uzak durmam gerekiyor işte bu yüzden nefret etmekten de nefret ediyorum.. bir kaç saat önce sohbet halindeyken iki dişimin çok ağrıdığını söyledim anneme, randevu alalım baktıralım demedi de -her zamanki gibi- duygulardan yaşadıklarımdan ruh halimden girdi konuya. diş ağrımın sebebi mesela gündemdeki olayları toplumsal düzeyde yaşanan sorunları sürekli sorgulamam, sebep olanlara ve duyarsız insanlara öfke duymam, yapmak istediklerimle yapmam gerekenleri eşitlemeye çalışıp dengeyi kuramayınca buna da öfke duymammış. bu kadar sebebi sadee diş ağrımdan değil günlük yaşantımı, duygularımı en iyi onun bildiğinden de net bir şekilde anlatıyor tabi ama yine de hastalıklar ve mental sebepleri hakkında bilgilerini de asla yabana atamam, özüm o benim. söylediği hemen her şey doğrudur, binde birlik yanılma payıyla birlikte iyi ki o var hayatımda. evet fazla konuştum, duygularımın farkına vararak ve öfkemi yatıştıraraktan dişime tuz basıp uyuyacağım. uyuyamayanlara tavsiyemse, benden büyük olduğunuzu varsayaraktan abilerim ablalarım, yarın ölebilme ihtimalinize karşı, her şeyin bir anda tamamlanabileceği ihtimaline karşı zihninizdeki soruları biraz daha sessizliğe davet edip uyumaya çalışmanızdır, bir de son olarak olmuyorsa da olmuyordur yapacak bir şey yok maalesef. iyi geceler.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

geçenlerde kırık bir mezar taşı gördüm nurten abla. nasıl paramparça olmuş diye düşünmek istedim yer bulamadım zihnimde, bıraktım bende. zihnimi koydum bir köşeye de sağ omzuma dönüp baktım usulca. inanamadım sırtını dönmüştü bana. sorgulamak istesem de yapmadım bunu, sorgulanacak bir tarafı kalmamıştı. insanın sol omzu çok şey hissettirirdi nihayetinde.
devamını gör...

düşündüren şiirler

bu dünyaya ait her yanlışa meraklı
yanılgılar üretiyor uzlaşmazlığından
kendini çok dağıtmış herkesten alacaklı
uykuları kilitli koyu baş ağrısından
atilla ilhan, soğuk bir intihar

beynime bir sarkaç gibi vuruyor sorular
neresinde yanıldık biz bu yaşamın?
hangi el bozdu büyüyü, hangi yazı
acılara hüküm verdi, soldan sağa taşarak?
kalbimde yıllardır kabuk bağladı yaralar
ödüm kopuyor, bir gün hepsi birden kanamaya başlayacak diye
yenilmeyeceğim, boyun eğmeyeceğim hiçbir şeye
hep direnen bir yanım kalacak
adımın soluk izi, acının seyir defterinde.
ahmet erhan gülşiir

bütün derinlikler sığ
sözcüklerin hepsi iğreti
değişen bir şey yok hiç
ölüm hariç.
aynı gökyüzü aynı keder.
behçet aysan, bir eflatun ölüm

efsanelerden kovulduk
kan ve demir kelimeleri söyleyince
elbiseler içindeyiz, şehrin içinde
önümüz iliklenmiş, ayakkaplarımız bağlı
kimsenin uykusunun fesleğen koktuğu yok
altıkırkbeşte vapur ve sancı geç saatlerde
eski savaşçılar vesair geçmiyor bulutlardan
çiçek alıp eve götürüyoruz
bunun bir delilik olduğunu bile bile
ismet özel, tahrik

yoruldum
değiştirmekten kanını yüreğimin
hergün yeniden başlayan
çığırtkan bir şarkıyı söylemekten
hergün
yeni bir şarkı bestelemekten
arkadaş zekai özger, sığıntı kuşu

hangi kavşakta dursam çatallı bir acıyım.
dağınık bir toy yeri, emanet bir elbise, bir ince kopuz sesi.
yok yerlere yön oldum; her hayrata okuttum bu şaşkın kitabeyi
ki çözülsün insanların insanlara dokunduğu sınırda neden ellerim çolak
ali ayçil, hem yaralı hem yakını bir yaralının

dilce susup
bedence konuşulan bir çağda
biliyorum kolay anlaşılmayacak
kanatları kara fücur çiçekleri açmış olan dünyanın
yanık yağda boğulan yapıların arasında
delirmek hakkını elde bulundurmak
ismet özel, amentu

hayatım bir mutsuzluk inşaatıydı pollyanna
çimento, demir, çamur…
duvarlarımı şiir ve türkü söyleyerek sıvardım.
en üst kattan düşerdim her gün
esmer bir işçi gibi dilini bilmediğim bir dünyaya
didem madak, polyannaya son mektup

ve daha yüzlercesi,, hemen her şiirin en az bir cümlesi insanın kabuk bağlamış bir yarasını sıyırır.
devamını gör...

geceye ismet özel şiirlerinden bir dize bırak

“ama budandıkça fışkıran da bizleriz
ölüyoruz, demek ki yaşanılacak”
devamını gör...

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

bu aralar kendime uzak oluşumun ceremesini çekiyorum. robot gibiyim. işlerimi hallediyorum, ibadetlerimi yerine getiriyorum, derslere giriyorum ama içerlerde hiç kıpırtı yok. derinden bir heyecansızlık sürekli bir içten şikayet hâli. neredeyim, nasılım, bugün hangi gün, akşam ne yedim, son tanıştığım kişinin adı neydi, bilmiyorum. işin kötüsü bilmek de istemiyorum. her yerde yakamda bir rahatsızlık, ait değilmişsin hissi.. aslında çok seviyorum yaptığım her şeyi ama ben değilmişim gibi. kısacası yazar, yoruldum demek istiyor.
devamını gör...

6 ekim pazar

bugün.. bugün teknofest'in 5. günü. günlerdir öyle bir yoğunluk öyle bir emek var ki yorgunluktan muhtemelen bir çoğumuz bir hafta uyusak uyuruz, bu çoğunluğun gönüllülük tarafındaki elinden gelen her şeyi yapanı olmaktan gurur duyuyorum, son gün olmasına rağmen yorgunluktan ve hasta olduğumdan güne enerjim de puanım da düşüktü ama birazdan solotürk uçacak ve ben görev yerimden geçen gösteri ekibinin 009 numarası binbaşı yasin dikkuleye yaka kartıma imza attırdım birazdan da havada uçuşunu izlemeye, cigerimden sökülüp gelen o muhteşem uçak sesini dinlemeye gideceğim, artık güne puanım sonsuz.
devamını gör...

bizi kim kurtarır sorunsalı

kurtuluş, işini dürüst yapan insanlardan olacaktır.
devamını gör...

şeyda yılmaz

sabıkasında 26 suç kaydı bulunan bir caninin sokağa salınması yüzünden, ömrünün baharında 27 yaşında şehit edilen polisimiz. ruhun şâd olsun, şehit polis memuru şeyda yılmaz.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim