sonra;süt banyosu yapanlar vardı,hâlâ yapılıyor mu o banyolar diye geçirdim aklımdan.
ve kafamın icinde manga çalmaya başladı "kaldı geriye cevapsız sorular".
bazı insanlar sevgisiz yaşamayı güçlü olmak zanneder.
bağlılığı esaret, sevmeyi zayıflık görür.
en güzel duyguları da kendini de yavaş yavas öldürür ..
olamazsın işte.. olman için karşındakinin hayatını yaşamış, tecrübelerini deneyimlemiş, geçtiği yollardan geçip, hissettiği duyguları hissetmiş olman gerek.ben olsaydım demekle olunmuyor.
çocukken bir kaç kez deneyimledim sonra anladım ki benlik bişey değil. sevgi vermek için , içinde tutmak için degil.karsilik verirse aşkınızı yaşarsınız ,tek taraflı ise yolunuza gidersiniz ama yanlış durakta beklemezsiniz..
internet icat olmasaydı; çocuklar ve gençler bilgisayar koltuğuna esir olmaz delice koşup oynardı, insanlar kapımızı çalar ,çayımıza kahvemize eşlik edenler olurdu.daha çok gezer daha çok okur daha çok hissederdik. birine aşık olunca mücadele etmeyi, beklemeyi bilirdik ayca22 oturum açınca akıllar karışmazdı.
göstermelik duygulardan uzak sevdiklerimize yakın olurduk. mış gibi yapmaktan yorgun düşmezdik. internet var kolaylık var evet ama bedeli bana göre fazlasiyla ağır.
bir insan ömrünü , kendinin en iyi halini inşa etmeye adamalı. daha fazlasını bilen, daha fazlasını gören, daha ufku geniş, daha mutlu olabilen,daha mutlu edebilen ama kimseyle yarışa girmeyen.. ömrünü kendi ömrüne vermeli insan ,kaç günse hayat denilen; her günü kendi için yaşamaya vermeli.
çünkü bizim insanımız çocukluğundan beri baskılanmış ,susturulmuş,elestirilmis ve kıyaslanmis. bir yerden sonra çareyi susmakta bulmuş. ihtiyaç aninca zuladaki bir kaç kelime ile cümlesini kurmuş yine kenara çekilmiş. sonuçtan da işte bu başlık çıkmış.
ama bu durumda birbirimize hiç bir şey katmamis oluruz. aynı yerde düşeriz biri diğerini tutup kaldıramaz, aynı şeye sinirleniriz biri diğerini sakinleştiremez.ayni yerde kiriliriz biri diğerinin gönlünü alamaz.ilişki iki farklı insanın bir olup,bize dönüşmesidir.
ne güzel şeydir o. söz senden çıkıyor hiç bir sapma olmadan hooop karşındakine ulaşmış.
bir de onun nirvanasi var ; sesinin hafif değişen tonundan, bakışından ,sustuklarindan anlaşılmak..
o noktaya gelmek kolay olmamıştır. önce ne istemediğini fark edersin sonra ne istediğini.
sonrasında istediklerinle yaşadıkların arasındaki uçurumu sindirmeye çalışırsın ki muhtemelen hey yavrum hey dedirten cinstendir ama sonrası asla öncesi kadar zor olmayacaktir (bilinmezlik kadar insanı yoran şey var mıdır ) bu da ödülündür.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.