bir_öğretmen yazar profili

tarafıma sandık başkanlığı görevi kilitlenen seçimdir.
itiraz dilekçesi de verdim ama %99 ihtimalle itinayla seçtiğim kelimelerden oluşan dilekçem okunmadı bile.

istemiyorum kardeşim sabahlara kadar seçim kurulunda sıra beklemek ve itirazlarla uğraşmak.

gidilmezse soruşturmalardan gözümüzü açamadığımızı anladığımdan seve seve gitmeliyim.

peygamberin vefatından sonra çıkan halifelik tartışmalarını ve hatta savaşa giden gelişmeleri hiç anlayamadım, anlayamayacağım da.
ben diyorum peygamberi görsem, dikkat edin yaratıcı olan allah ile konuşan insanı görsem, onun vefatından sonra kim başa geçmiş, hangi aşiretten hangi kabileden kim devlet kademesine getirilmiş zerre önemsemem.
peygamber gelmiş, canlı canlı konuşup sohbetlerini dinlemişim.
çekilir köşeme ondan öğrendiğim ibadet ve duaları yapar otururum.
konuyu bağlıyorum: peygamberin vefatından sonra evine çekilip ilim ve zikirle uğraştığını, makam peşine düşmediğini öğrendiğim tek insandır.
sonradan işler çok değişiyor, onu da anlamıyorum. ama ilk tepkisini gerçekçi bulduğum insandır (ben de olsam öyle yapardım).

uzak bir tarihtir.
mehmet şimşek’le koordineli olarak çok hazırlık yaptılar.
seçimden sonra bu hazırlıkları uygulamaya başlayacaklar.
görevden alınacak olsaydı ikinci ayında alınırdı.

kar yağmasıdır (istanbul).
çok yağmasa da sınıfta öğrencileri hareketlendirdi, heyecan oldu.
ben de mutlu oldum. kar yağınca neden mutlu oluyoruz? neden yüzümüz gülüyor?

istanbul-konya hattını kullanıp bayıldığım ulaşım aracıdır.
istanbul’dan çıkışta çok durak var, 1-2 tanesi azaltılabilir.

çünkü hristiyanlara göre isa peygamber değildir.
burada anlattım tık tık

isa söz’dü. hristiyanlarda isa (bkz: peygamber) değildir arkadaşlar. tanrının oğlu da değil, 3 tanrıda biri de değil. en alta hatırladığım bir ayeti bıraktım.

o tanrının (bkz: kelam) kısmıdır, yani tanrının insanla konuşan iletişime geçen yönüdür. yani tanrıdan bir bölümdür. tanrının her sözü vahiydir. isa’nın her sözü vahiydir.

islam’da peygamber allah’tan duyar, insanlara söyler. yani peygamber “tanrıdan duyduklarını insana anlatan kişi”dir.
hristiyanlıkta isa’nın yanındaki herkes islam’daki peygamber gibi oluyor. çünkü hepsi “tanrıdan duyduklarını insanlara anlatan kişi” ler oluyor.

bu kişilere (bkz: aziz) deniyor.
bizde (bkz: peygamber) günahsız olmalı, çünkü tanrının sözünü ileten yalan söylerse mevzu baştan kopar.
onlar da azizlere günahsız diyor aynı mantıkla.

alıntı: “başlangıçta söz vardı, söz tanrıyla birlikteydi ve söz tanrıydı” gibi bir ayet var incilde.
isa peygamber değildir.

kendime not: bu entry’yi biraz detaylandırıp düzenleyeyim.

markaların bu tür “duyar kasan” açıklamalarına inanmıyorum.
ama bu duyuldukça daha çok marka “hayvanlar üzerinde deney yapılmadığını” yazar. “hüdy” diye kısaltıp bir logo yaparlar her ürüne basarlar.

tıpkı “helal” sertifikaları gibi.
onlar da başta domuz eti veya alkol olmadığı bilgisi veriyordu. şimdi bakın marketlere, pirincin bulgurun nohutun paketinde helal sertifikası var.
ya bunlar zaten helal, nohuta alkol mü enjekte ediliyor bir yerlerde?
aynı mantıkla bu da öyle logolarda kalıp gider…

çin’li bir vatandaştan duyduğum cümle.
mesela araplar da çölde yaşayan keler isimli bukalemuna benzer bir hayvanı yiyorlar.
bu durumun bir gruba normal gelip bir gruba iğrenç gelmesi, kültürel olduğunu gösteriyor.

3-4 ay nefes aldıracak artıştır. aa rastlantıya bakın, 3 ay sonra seçim varmış*.
yılbaşında zamları da devlet sınırlarsa (yani 3-4 ay erteletirse) pembe günler yaşayacağız demektir.

kendime tavsiye: şimdi memur maaşları da %50 artar. bu pembe günler bitmeden ihtiyaçları almalı.

aldığıma pişman olmadığım, parasını sonuna kadar hak eden dayanıklı tüketim malıdır.
apple watch 3 kullanıyorum. alalı 7-8 yıl oldu. hala güncelleme alıyor. 9 çıktı en son, arada küçük sensör farkları var, bir eksiklik duymuyorum. işlemci farkı var, ama saatten ne hız bekleyebilirsin ki? gayet memnunum.

genel tanım: teknolojiyi kullanmayı seven, ilgisi olan kişilerin düşünmeden alması gereken alettir. çok uzun ömürlü olup parasını çıkarır.
tavsiye: son modelini almayın, 8 alın, 7 alın, se alın. benim saat bozulsa böyle yaparım.

yoğun sisten kaynaklanan, malesef vefat sayısının 11’e yükseldiğini öğrendiğimiz kazadır.
daha da üzücü olan, 3 kişinin araçlarından indikten sonra gelen otobüsün çarpması nedeniyle hayatını kaybetmesidir.

kaynak

iktidarda olan bir partide olmak isterdim. (akp-chp filan asla farketmez)
eşi dostu besle, parayı kır, bir kurumu ele geçir vs.

bankalarda çok sınırlı para oluyor.
fazla para gelirse hemen merkezlerine gönderiyorlar.

günümüzde mantıklı olmayan eylemdir.
kelleyi koltuğa alıp, bütün hayatını riske atıyorsun, başarılı (!) olsan bile kalan ömründe kaçacaksın, alabileceğin para bütün bu risklerin yanında çok sınırlı.

bu sebeple yıllardır izleyemediğimiz olaydır.

reis aktif olarak işin içinde olduğuna göre beklentilerin üzerinde açıklanacak ücrettir.
toplumda 16-16,5k beklenti var.
17.500 tl açıklanacaktır.

bakın adaylar açıklanıyor bu hafta.
seçim başladı.
herkes biliyor geminin su aldığını, ama kimsenin işine gelmiyor. (yukarıda bu şiiri hatırlatan yazara selamlar..)

3-5 ay önce 152 tl’ye 20 gb paket satması kampanyasında geçiş yaptığım mobil operatördür.
telefonun çekişi çok yükselmedi, okulda yine 2 diş çekiyor, evde 3.
ama 1 diş bile çekerken konuşma kesilmiyor,
karşıdaki insanın sesi çok kaliteli ve dolu geliyor.

memnunum.

başlıkta yazmadığı halde (bkz: sigara) kelimesini okuduğum üçlemedir.
yalnızken tadı daha güzel olacaktır.

yılbaşı hediyesi mesajıyla hatırlayıp, özlediğimi farkederek yazmaya başlayarak yaptığım eylemdir.
kadim ekşicilerdenim. burayı sevme nedenlerimi ayrıca yazarım.

gaza gelip “borsa artıyormuş, mahmut amcam şu kağıdı alın dedi” diyerek bilmeden girenlerin;
yıllardır yapılan silkeleme operasyonlarından birine parasını kaptırıp şaşırdığını izlediğimiz yatırım ortamıdır.

düşünün bir köyde her yıl karlar eriyor ve su baskını oluyor. köye araştırmadan sormadan yeni taşınan bir adam baskın olunca isyan edip ağlıyor.
oysa bu hep oluyordu.
şimdi bu adam taşan dereyi suçlayabilir mi?
yağan karları suçlayabilir mi?
karları biriktiren dağları suçlayabilir mi?

içine hiç bir şey ekletmezseniz 5-6 çeşit kahveden birini alabiliyorsunuz.

ama barista “yumuşak içim olsun mu?” “köpüklü olsun mu?” gibi tuzak sorular soruyor, her soruya hayır deyin.

riske girmeyip adınızı sorduğunda bile “hayır” deyin.