edremit`in zeytinli beldesinden yukarıya doğru giderek ulaşılır. zaten filminde de zeytinli beldesinde kahvede bekler kaymakam. öykü sıradan bir öykü değil aslında, modern leyla mecnun hikayesi denebilir. kavuşuluyorsa aşktır kavuşulmuyorsa efsanedir. bu aşk ise imkansızdır. baktığımız zaman kız dağlı oğlan ovalıdır, kız alevi oğlan sünnidir. severler birbirlerini ve bu niyetlerini büyüklerine bildirirler. kızın obasındaki alevi dedesi denizden 1200metre yukarıda olan obaya 40 okka yani 51kg tuz çıkartmasını ister. oğlan gemilerini yakmıştır emine`yi almadan ovaya dönmem demiş, bunu da kıza söylemiştir. yavaş yavaş tırmanırlar dağı hasan yorulur terler, terledikçe tuz erir tenini yakar. hasan bir yere gelir emine `ye ben bu yükü taşıyamıyorum gel ovaya inelim dese de kız dinlemez tuzu alır ve hasanı bırakıp gider. hasan bu yüzle obana gelemem seni almadan ovama da dönemem der ve büyük büğet denen göle kendini atar. o büğet derin değildir aslında fakat hasanın yaşadıkları ağır gelir. ertesi gün kızın aklı başına gelip de hasanı aramaya gider, bulamayınca büyük büğetin üzerindeki ağaca kendini asar. o günden sonra büğet hasan boğuldu ağaç ise emine ağacı olarak anılır. tarihte ve mitolojide bile yeri olan gölet ve şelaleler o günden sonra farklı mana taşır. bana göre sebahattin ali`nin en önemli eseridir. birazda gidip ortamı görünce çok duygusal bulunan bir öyküdür. gerçi bugünlerde mangal alanı olsa da efsane bir mekandır.
devamını gör...