bleusther yazar profili

bleusther kapak fotoğrafı
bleusther profil fotoğrafı
rozet
karma: 1671 tanım: 120 başlık: 10 takipçi: 45

son tanımları


normal sözlük yazarlarının karalama defteri

birlikte uyuyakalsaydık keşke bu gece. bütün ağrılarım dinerdi belki, bütün bulantım kalkardı ortadan. kuşkularım, korkularım... yeniden umutlanırdım yarınlarımız için. dayanamıyorum böyle olmaya desen, kurtarsan bizi...
devamını gör...

yazarların sorunlarını çözme yöntemleri

duruyorum. evet, gerçekten duruyorum önce bi. siz donma tepkisi diyebilirsiniz, ben de aynısını diyebilirim gerçi. neyse.

evet duruyorum. her şeyin yolunda olduğunu, bu sorunun da o yolu yıkamayacağını hatırlatıyorum önce kendime. sonra soruna bi bakıyorum. neden başladı, konumu nasıl ve derecesi yüksek mi... sonra kendi kendime, sesli konuşarak, özellikle sesli konuşarak çözümü doğurtuyorum zihnimden.

her sorunu çözebildiğimi söyleyemem. reflekslerimi betimlemek istedim. son zamanlarda buralardayım.
devamını gör...

yazmaya başlamak

bir şeyler yazmak istediğim zaman "nasıl başlayacağım?" engeli yüzünden saatler süren sancılar çekmekten özellikle yazmaya hevesli olduğum gelişme cümlelerini unutmuş oluyorum. sevgili yazarlar, siz yazmaya nasıl başlıyorsunuz? gerçekten inanılmaz ihtiyacım var bir çözüm cümlesi duymaya, yolumu aydınlatacak bir ışık görmeye. ben gerisini getirebilirim, ancak başlamam için buna ihtiyacım var.
devamını gör...

gösteri peygamberi

zihnimin henüz keşfetmediğim dehlizlerinde geziniyorum, empati kuruyorum. canımı yakar dediğim noktalara tuz basıp merakla okumaya devam ediyorum. bu girdi'yi de bitirince güncelleyeceğim.
devamını gör...

hayatın güzel gitmesi

içimdeki bu çatışma hiç sönmeyecek, acı hiç dinmeyecek değil mi? deliriyorum ben sanırım, kalmadı mecalim. ne doğru ne yanlış bilsem keşke, gösterseler bana. yol göstericim olsa; bak çocuğum bu yol iyidir, bu düşünce yersizdir dese.
her gece ağlıyorum, her gece içim kanıyor derdim eskiden. artık günlerim de böyle benim. solgun bir yaprak görsem, üzülüyorum. mahvoldum.

söylesene anne, ben mi kuruyorum her şeyi? kızmıştın hani, neden kızmadım diyorsun? hep ben mi sanıyorum ki insanlar beni tersliyor, kızıyor? ne zaman bitecek bu yol, ne zaman biteceğim ben?

yaşamayı öğrenememişim, beceremedim haliyle. kırdım, yıktım, döktüm geçtim. ben mi? benden bir parça kalmadı artık. yalnız başıma süzülen bir ruhum. her parçam yanlış takılmış, her parçam eksik.

nasıl toparlanacağım, nasıl unutacağım? nasıl yola devam edeceğim? utanıyorum kendimden. devam etmek istemediğim anın gelmesinden çok korkuyorum. neyim var benim, neyim yanlış?
devamını gör...

uyku öncesi düşünülenler

şu an aklımdan sözlükte yazdığım depresif yazıların çokluğu ile ilgili birtakım farkındalık düşünceleri geçiyor.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

nasıl anlatsam,
öyle bir durgunluk ki, içim dahi titremiyor. çok uzak, çok donuk. ne yapacağız bilmem ama bir şey yapmazsak eğer, sonu hayır olsun.
devamını gör...

yazarların şu an dinledikleri şey

olsun - cem kısmet/pilli bebek
devamını gör...

yaralandığının farkında olmayan insan

bal gibi de farkındayım. yerlerini bilmiyorum sadece. onları bir öğrensem, derman olacağım derdime.

çok üzülüyorum :')
devamını gör...

kitap satın almanın okumaktan daha keyifli olması

bunun sebebi biraz şuna benziyor. hani 1 ay sonra önemli bir sunumun, sınavın, deadline'ın vardır. o 1 ayı çok iyi yönetmen gerektiğini düşünürsün ve oturur plan yapmaya başlarsın. takvimin renkleriyle oynarsın, günleri saatlere bölersin, öğün zamanlarını bile not alırsın. sonra bi yorgunluk ve huzur çöker, bildiniz mi?
işte, beyniniz o işleri "yaptığınızı" düşündüğü için gelir o rehavet. kimseler boşuna dememiş çok heyecanlandığın bir şey olduğu zaman, daha olmadan, herkese anlatma diye.

#willpower #istenç
devamını gör...

hayattaki en güçlü an

anksiyetenin dibine düştüğüm, varlığını bildiğim halde yardım almadığım için tüm sinir hücrelerimin zıplamasına sebep olduğum andır... diye düşünüyorum. olumsuz hisler her zaman daha kuvvetlidir gibi geliyor.
devamını gör...

normal sözlük'ün gececi yazarları

sabahları bünyem kaldırmıyor.
devamını gör...

bir üstteki yazar hakkında düşünülenler

hevesli ve zihninden geçen kelimeler arasında bağlantı kurmayı seven biri canlanıyor gözümde. muhtemelen görsel hafızası kuvvetli, tatlı bir insan.
devamını gör...

sözlük yazarlarını hayata bağlayan şey

hislerim, hislerime sebep olan şeyler ve biriciğim.

çok gelgitli, heyheyleri olan bir insanım ben özümde. şöyle bir bakıyorum da, kendimi şu ana kadar nasıl büyüttüğüme dair ufak kırıntılar aradığım zaman gerçekten bazı spesifik anlardan fazla bir şey göremiyorum. zaten ben yaşamaya 19'umda başladım. gerisini hatırlama gereksinimi duymuyorum.

işte, bu 19 dolaylarıma kadar beni hayatta tutan şey nasıl olduysa hayatıma olan inancımdan çıkıvermiş sayılabilir aslına bakılırsa. çok net hatırlıyorum, ölmeme ramak kala "ben hislerim için yaşayacağım" demiştim. çünkü duygularımı ilk defa birilerine bir şey hissettim zannederken keşfetmiştim. meğer içimdeki boşluğun yarısını dolduracak olan o şey, buymuş.

o gelgitler, heyheyler hep bundan işte. ruhum o eski harabenin semalarında süzülüyorken ettiğim o cümle. bir gün bir şey hissetmezsem, o hisler eski haline dönerse... işte o zaman biterim, sönerim.

tabii yorulur zihnim. ben travmalarını, geçmişini deşmeyi seven biriyim. artık anılar değil, anlarla dolu benim zihnim.
inşa ettiğim şu hayata, alabildiğim en büyük riski alarak aşık olduğum kişi ile huzurlu bir yaşama adım atmak için o anları tekrar zikredenim, acısını hatırlayıp kendimi iyileştirenim.

başlık nerede kaldı, ben nereye ulaştım...

sözgelimi, ben o yaşam için ayaktayım. beni hayata bağlayan şeyi çok da sorgulamamak lazım. kimsenin ğzerine sorumluluk, yük bindirmemek lazım.
devamını gör...

nilgün marmara

şimdi'nin bedeni yok,
yontuyor geçmiş bilgisiyle
gelecek belki olur diye taşı,
taşını kokluyor
yontu dağılıyor...


şimdi'si yitik
bundan boyuyor
boyuyor evine aldığı
ağacın üzerine tüneyip
duvarını, tavanını, geçmişi
ve geleceği ve her yanını;
dal kırılıyor...


şimdi'si yitik
diziyor diziyor notalarını,
göğe ışık üzerine boncuklarını,
ucuza getiriyor varlığını
sonsuzun sessizliğiyle
sonlunun gürültüsü arasında,
o bitirince kıyısında gezindiği
yol çöküyor...

şimdi'si yitik
bundan yazıyor
yazıyor enine boyuna
içini ve dışını ve yeri
ve göğü ve suyu,
bindiği kadırga
o inince batıyor
devamını gör...

sen kimsin

sahi, kimim?
ne zaman bileceğim, ne zaman biteceğim?
belki de ruhum, bir gün teslim olacak kendi kendine.
o güne kadar diyeceğim: "ben kendimi bilemeyeceğim. "
devamını gör...

çocukluğunu unutmak

bir gün ben de unutmayı diliyorum.
devamını gör...

uykunuzu kaçıran şeyler

bilmiyorum, hiçbir şeyi kaçırmama isteğiyle boğuşuyorum. gecenin sessizliğinde kalmak iyi geliyor, belki... vs. vs.
devamını gör...

yeni bir şey hissetme arzusu

uzun zaman oldu yazı yazmayalı; gece vakitlerini kendimle, zihnimle baş başa geçirmeyeli.

az önce bana gerçekten hissettiğimi düşündüğüm dönemimi hatırlatan bir filmi bilmemkaçıncıya izledim.
"la belle personne", bir milat sanki benim için. ancak artık eskisi kadar hissedemiyor, yazamıyor, düşünemiyor ve dokunamıyorum zihnimin ufak tomurcuklarına.

eskiden o tomurcukları görüp açardım ellerimle, narince. açardım ki bitmesin bu yaşama hevesi, hedonist hazlarım.
bitti elbet, elbet bitecekti. çok farklı yerlere aktardım ya da, bağlantılı ancak okunmadan anlaşılmaz. anlayamazsın.

sahnemi özledim, ana karakterdim ben. acılarımla, duygularımın yoğunluklarıyla dolu bir senaryom vardı dokuduğum. o zamanlar şimdiki halimden çok uzaktaydı, şu anki bluesther'e inanmazdı. çıkmak, kaçmak isterdim hep. kendimden, evden, ondan, dünyadan.
yıldızları yakalamak isterdim mesela, geceler boyunca yıldızları seyrederdim. kulağımda çalan lodos esintili şarkılar, gökyüzünde dans etmemi sağlarlardı. hayatım şarkı sözlerindeki atıflara bağlıydı, gördüğüm ve anlam biçtiğim semboller uğruna yaşıyor, uğruna hayatta kaldığım hislerin yok olmaması adına ağlıyordum saatler boyunca.
ereksel düşünce sistemim, yıldızlara ulaşabileceği inancından vazgeçemiyordu. vazgeçemezdim, inanarak hislerimi diri tutuyordum. onca acı, bunca keder... hepsi bulunduğum yerden kaçarak ulaşabileceğim, huzura ereceğim o yere olan inancımı kanıtlıyordu. ne kadar üzülüyorsam o kadar gerçekti. her gözyaşım, oradaki bir bitkiyi yeşertiyordu.

ne var ki artık kaçamayacağımı biliyorum. kendimden kaçamayacağımı işte o zamanki bleusther'den kaçarak öğrendim. ne var ki artık eskisi kadar ağlamıyorum.
ne güzel değil mi?

artık o yerde çiçek bitmiyor, sular akmıyor.
artık gördüğüm semboller, çizgilerden ibaret.

artık hislerimle değil, rüzgarın şiddetiyle yaşıyorum. o nereye eserse, oraya sürükleniyorum. kuru bir yaprak gibi, sürüklendikçe parçalanıyorum.


memnunum ben hayatımdan, dinginim oldukça. yalnızca bazen çok özlüyorum o gözlüğümü. umudumun olmasını özlüyorum. boğaz kenarında yürürken aldığım nefesi her hücremde hissetmeyi özlüyorum.

tüm bunları anlattıktan sonra, hissetmeyi en sevdiğim ve hiçbir haline anlam veremeyip mantığıma oturtamadığım bir aşka bakıyorum derinlerimde. o aşkı temizliyor, ferahlatıyor, rahatlatmaya çalışıyorum.
elimdeki en değerli ve benden kalan tek parçadan söz ediyorum. işte o kıpırtı. evet.

deli gibi korkuyorum zarar görmesinden, onu oraya yerleştiren kişiye kızıyorum bazen. çok korkuyorum benim de nasıl kırılacağını, zarar göreceğini bilmediğim kuluçkasının sarsılmasından. çok korkuyorum uçup gitmesinden, nefes alamamasından.

özledim bir şarkı eşliğinde akmayı.

aşkım, mon amour, my love,

deneyelim mi birlikte akışla bir olmayı?
devamını gör...

yazarların itiraf köşesi

yıllardır beni kıran, yıpratan, belki de travmatize eden herkesi neredeyse affettim. pek inançlı biri olduğum söylenemez ancak konu buraya geldiği zaman bakış açım sanırım biraz değişiyor.
her insanın kendi senaryosu var kendince. ister yazılıyor kabul edin ister yazılmış. o senaryoda yer alan hiçbir karakterin tam anlamıyla figüran ya da ana karakter oluğ olmadığını bilmiyoruz, bilemeyiz.
ancak inandığım şey şu, her ne yaşanmış olursa olsun ya da her kim şu ana kadar hayatımdan çıkmış olsun, her birinin şu anki bleusther'in oluşması için bir müdahalesi olduğuna inanıyorum. hayatımdan çıktıklarında ya da birkaç basamak aşağı yuvarlandığımda elbette çok üzülmüştüm, ve bundan sonra da bu farkındalık dolayısıyla üzülmeyeceğim diye bir şey yok. herkese müteşekkirim, bu yüzden kişisel yaşantımda pek de politik biri olamıyorum zaten.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim