1.
şu an deliler gibi oynadığım tek bir kişi tarafından geliştirilmiş çiftlik oyunu. müziği, pixel artı, kodlaması, hikaye örgüsü, planlaması vs. tek kişinin elinden çıkınca da kendine yeni bir evren yaratmış oluyor eric barone. yaklaşık 4 yılda biten bu oyunla da 34 milyon dolar kazanmış. hala oyuna ücretsiz eklentiler eklemeye devam ediyor. yolun açık olsun temiz kalpli adam bu millet seninle dik dur eğilme.
devamını gör...
2.
bir süre sonra hep aynı şeyleri yapmaya başlasanız da o süreye kadar epey eğlenceli vakitler geçirebileceğiniz oyun. burada devreye modlar giriyor. *
vaktiniz bol ve tatliş hikayeli bir oyun arıyorsanız ve tabii türü ilginizi çekiyorsa mutlaka bir şans verin kendisine.
vaktiniz bol ve tatliş hikayeli bir oyun arıyorsanız ve tabii türü ilginizi çekiyorsa mutlaka bir şans verin kendisine.
devamını gör...
3.
tatlış görselleri ve masum hikayesi olan hikayeli oyundur kendisi. hilesiz ve modsuz oynayınca çok güzel. eğer siz de benim gibi developer console açtıysanız silmişsinizdir muhtemelen. tadını kaçırmamak lazım. hilesiz oynayacağım tekrar ve bu sefer alex'i kendime manita yapıcam.
devamını gör...
4.
concernedape tarafından geliştirilmiş, piksel grafiklere sahip, çok oyunculu da oynayabildiğiniz bir çiftçilik simülasyon oyunu. her ne kadar çiftçilik simülatörü/rpgsi olarak geçse de içerik olarak bundan çok daha fazlası. müzikleriyle, grafikleriyle, hikayesiyle, her şeyiyle insanı aşırı rahatlatıyor. geliştiricisinin geçenlerde yaptığı yeni güncellemeyle oyuna o kadar fazla şey eklendi ki, bir süredir uzaklaşabildiğim oyunun tekrar bağımlısı oldum. şu ana kadar toplamda 284 saat oynamış biri olarak söylüyorum ki alın, aldırın.
devamını gör...
5.
sanılanın aksine sürekli aynı şeylerin yapıldığı bir oyun değildir. bir sürü özel gün ve gizli eventler var takip etmek internetten öğrenmek gerekiyor. açılacak bir sürü yeni yer var ve genele bakıldığında bir hikaye üstünden gidildiği bile söylenebilir.
bu adresten her şeyi öğrenebilirsiniz
coop da oynansa single da oynansa dehşet zevkli ama ben coop oynanılmasını öneririm. zaten oyun içinde birçok save alınabiliyor kesinlikle coop denenmeli.
dünyanın en iyi chill oyunudur. hastasıyız*
bu adresten her şeyi öğrenebilirsiniz
coop da oynansa single da oynansa dehşet zevkli ama ben coop oynanılmasını öneririm. zaten oyun içinde birçok save alınabiliyor kesinlikle coop denenmeli.
dünyanın en iyi chill oyunudur. hastasıyız*
devamını gör...
6.
çıkış tarihi olan 2016'dan beri sanırım 1000 küsür saatin üzerine çıkmışımdır. ancak daha geçen haftaya kadar hep kırılan sürümleri indirerek oynuyordum. en son 1.5 güncellemesinin kırılan sürümünde halkevi kısmında bug olunca "ulan çok sayın elbarto" dedim kendi kendime. "neredeyse 6 yıldır zaman zaman oynuyorsun bu oyunu. hele bir bak steam fiyatı ne kadar?"
baktım ve 24 lira olduğunu gördüm. bir paket sigaraya neredeyse her gün 15 lira veren ben, bu kadar mesaim olan oyuna 24 lirayı çok görmüşüm. bastım parasını aldım. helali hoş olsun yiğidim.
ekleme: müzikleri demişken. 10 liraya da sountrackleri satılıyor. onu da alın. *
baktım ve 24 lira olduğunu gördüm. bir paket sigaraya neredeyse her gün 15 lira veren ben, bu kadar mesaim olan oyuna 24 lirayı çok görmüşüm. bastım parasını aldım. helali hoş olsun yiğidim.
ekleme: müzikleri demişken. 10 liraya da sountrackleri satılıyor. onu da alın. *
devamını gör...
7.
müziklerine aşığım bu oyunun. abigail'le evlenmek hayalim.
devamını gör...
8.
çilek ekeceğim, tavuk besleyeceğim diye başlanan ancak oyundaki karakterleri ve atmosferiyle size inanılmaz huzur veren ve bağımlılık yapan bir rol yapma oyunu. (bkz: rpg)
devamını gör...
9.
tek bir kişinin, dört yıl uğraşıp didinerek ortaya koyduğu eser.
karakterler, olaylar, yerler, hepsi çok güzel. oyunun bir ruhu var.
ama en iyisi, her zamanki gibi, yine müzikler.
the wind can be still
bu eric barone denen adamın bir değişiği de, (bkz: toby fox) (bkz: undertale)
şu dünyada indie game developerlar kadar bende saygı uyandıran çok az grup var.
karakterler, olaylar, yerler, hepsi çok güzel. oyunun bir ruhu var.
ama en iyisi, her zamanki gibi, yine müzikler.
the wind can be still
bu eric barone denen adamın bir değişiği de, (bkz: toby fox) (bkz: undertale)
şu dünyada indie game developerlar kadar bende saygı uyandıran çok az grup var.
devamını gör...
10.
son zamanlarda günde 6 saat oynadığım oyun. pikselleri terrarriagibi tatlı mı tatlı, bi alıştığınızda elinizden bırakamayacağınız bir o oyun bu. sadece çiftlik yapıp yumurta toplamaktan da ibaret değil, şahsen ben kasabalılarla takılıp hayatlarına dahil olmaya bayılıyorum. gerçek hayattan kopup köyümdeki tavuklarımı sevmek ve canım karım abigail' ın mor saçları, gerçek huzur bu.
küçük not: same-sex marriage'in tamamen okey olması da ayrı bir yüz güldüren detay.
küçük not: same-sex marriage'in tamamen okey olması da ayrı bir yüz güldüren detay.
devamını gör...
11.
bir ara çok sevip günde 16 saat oynadığım sonra da bıraktığım oyun.
devamını gör...
12.
bağımlılık yapan simülasyon tadında oyundur.
devamını gör...
13.
6 gündür oynadığım ve aşırı bağımlısı olduğum oyun 60+ saatim var oyunda 2.yıla girmeme az kaldı ve buna rağmen yapılacak tonla şey var . oyunun çok tatlı grafikleri var ve dahası tek bir kişi (bkz: eric barone)
yani namıdiğer (bkz: concernedape)
bu oyun için tamı tamına neredeyse 10 yıl süren bir oyun ve bu sürede eric'in eşi (bkz: amber hageman)
masrafları tek başına üstlenip gece-gündüz 2 işte çalıştığı bile olmuş. kısacası çok zorlu bir süreçten geçen çift işin sonunda bunun meyvelerini almış ve stardew valley oyunu 10 milyon satış sayısını ardında bırakmıştı. bu türe meraklılar kan ter ve pikseller kitabını okuyabilir .
yani namıdiğer (bkz: concernedape)
bu oyun için tamı tamına neredeyse 10 yıl süren bir oyun ve bu sürede eric'in eşi (bkz: amber hageman)
masrafları tek başına üstlenip gece-gündüz 2 işte çalıştığı bile olmuş. kısacası çok zorlu bir süreçten geçen çift işin sonunda bunun meyvelerini almış ve stardew valley oyunu 10 milyon satış sayısını ardında bırakmıştı. bu türe meraklılar kan ter ve pikseller kitabını okuyabilir .
devamını gör...
14.
müzikleri çok tatlı. cidden insani bambaşka yerlere götürüyor.
devamını gör...
15.
sihirli bir dünyaya dalmak gibi bir histir bu oyunu oynamak.
ne zaman dinlenmek, eğlenmek, rahatlamak isterseniz açın oynayın.
indie oyunların en iyilerinden biridir.
ne zaman dinlenmek, eğlenmek, rahatlamak isterseniz açın oynayın.
indie oyunların en iyilerinden biridir.
devamını gör...
16.
aklımın kaçış oyunu.. şu an anlamsızca oyunuyorum. işimi bitiriyorum, oynuyorum. dersten çıkıyorum oynuyorum. türünü beğeniyorsanız mutlaka şans verin. heroes might and magic 3 fazla zaman alıyor derken bu oyuna sarmış olmam da ayrı bir patoloji sanırım..
devamını gör...
17.
bu lanet oyuna öyle bir bağlandım ki, iki haftada tam tamına 50 saat oynayarak rekorumu kırdım.
sadece piksellerden oluşan bir oyun için fazla detaylı ve derinlemesine bir oyun, ve daha çiftliği adam akıllı tertibe sokamadım bile. insanlarla uğraş, ağaç kes, taşları kır derken bir de bir ton ev masrafıydı, hayvanın kümesiydi vs. cabası oldu. yine de nihayet kanser hücresi gibi üreyen ağaç tohumlarından çiftliğimi temizledim ve bundan sonra yeni ağaçlarımı kontrollü bir alan içerisine ekebileceğim. çitleri falan yenilemekle de uğraşmıyorum artık, sağ olsun onu oyundaki sanal eşim hallediyor.
sırada ise çiftliğime full buğday ekip biradan para kazanmayı düşünüyorum. oyuna yeni başlayanlar için önermesem de uzun vadede içki üretimi oldukça karlı bir iş diyebilirim.
neyse çok konuştum. gidip buğdaylarımı fıçıya doldurayım bari...*
sadece piksellerden oluşan bir oyun için fazla detaylı ve derinlemesine bir oyun, ve daha çiftliği adam akıllı tertibe sokamadım bile. insanlarla uğraş, ağaç kes, taşları kır derken bir de bir ton ev masrafıydı, hayvanın kümesiydi vs. cabası oldu. yine de nihayet kanser hücresi gibi üreyen ağaç tohumlarından çiftliğimi temizledim ve bundan sonra yeni ağaçlarımı kontrollü bir alan içerisine ekebileceğim. çitleri falan yenilemekle de uğraşmıyorum artık, sağ olsun onu oyundaki sanal eşim hallediyor.
sırada ise çiftliğime full buğday ekip biradan para kazanmayı düşünüyorum. oyuna yeni başlayanlar için önermesem de uzun vadede içki üretimi oldukça karlı bir iş diyebilirim.
neyse çok konuştum. gidip buğdaylarımı fıçıya doldurayım bari...*
devamını gör...
18.
keşke manitam olsa da onla oynasam dediğim oyunlardan ama o kadar çok oynamışım ki gına geldi sanırım :d
devamını gör...
19.
tüm müzikleri, tasarımı, hikayesi, her şeyiyle tek bir kişi tarafından yapılan müthiş oyun. bir süre sonra tekrara dönse de o noktaya kadar çok büyük çeşitlilik sunuyor. müzikleri şahane kesinlikle. bu 8bit,16bit oyunları yapanlar gerçekten müzikten anlıyor. benzer bir durum undertale için de geçerli. onun da müzikleri harikaydı. bahsedildiği gibi tam sevgiliyle oynamalık oyundur.
bu oyunda ekmeğimi denizden kazanırdım ben. köyde bana ica kaptan derlerdi...
bu oyunda ekmeğimi denizden kazanırdım ben. köyde bana ica kaptan derlerdi...
devamını gör...
20.
yaklaşık 300 saatimin olduğu, pandemide ders çalıştığımın düşünülmesine sebep olan rahatlatıcı oyun. içinde türlü türlü hikaye, türlü türlü mini oyun gizli. üstelik bu kadar detayı da tek kişi kurgulamış. tasarlayan kişinin adı eric barone. nam-ı diğer concernedape.
oyun içine girmeden sadece bir çiftlik oyunu olarak görünüyor lakin öyle değil. bir kasabadaki hayatı ve oradaki insan ilişkilerini anlatıyor genel olarak ama bunu kasabalılarla sohbet etmeden de öğrenemiyoruz. karakterlerin insan ile ilişkisi arttıkça hikaye derinleşiyor, bazen ufak ufak yardımlar yapıyor bazense kendini entrikanın tam ortasında buluyorsun. bu entrikalara bazen oyun yönlendiriyor bazense birden bire karşına çıkıyor. bazen de entrikanın ta kendisi oluyorsun çünkü hikayenin gösterdiği şeyden önce sen başka birine göz koymuş oluyorsun.
oyunun başında hayatından bıkmış bir beyaz yakalının ölmüş dedesinin çiftliğine gelme serüvenini gösteren bir animasyon var, bence çok şirin. oyunda birkaç gün geçirdikten ve temel mekanikleri öğrendikten sonra başkan yıkık dökük bir binanın tamiri konusunda senden yardım istiyor. bu bina için ya kapitalizmin kölesi olup jojo kolayi seçerek her şeyi para ile hallediyor ve o binayı jojoya satıyor, ya da işçiyim ben işçi kal nidaları ile minimum 1 oyun senesinde tamamlıyor ve sonrasında tüm köyü mutlu ediyorsun. bunun dışında da oyun senin vicdanını ara ara yokluyor elbette, sürekli sana birilerinin bir isteğini iletiyor, evi olmayana ev yaptırıyor vs vs.
böyle şirin minik ama aynı zamanda kocaman bir oyun işte canım stardew. expanded versiyorunu da var mod indirerek ama daha oynamadım onu, oynar mıyım bilmiyorum. çünkü bir bağımlılık kendisi *.
oyun içine girmeden sadece bir çiftlik oyunu olarak görünüyor lakin öyle değil. bir kasabadaki hayatı ve oradaki insan ilişkilerini anlatıyor genel olarak ama bunu kasabalılarla sohbet etmeden de öğrenemiyoruz. karakterlerin insan ile ilişkisi arttıkça hikaye derinleşiyor, bazen ufak ufak yardımlar yapıyor bazense kendini entrikanın tam ortasında buluyorsun. bu entrikalara bazen oyun yönlendiriyor bazense birden bire karşına çıkıyor. bazen de entrikanın ta kendisi oluyorsun çünkü hikayenin gösterdiği şeyden önce sen başka birine göz koymuş oluyorsun.
oyunun başında hayatından bıkmış bir beyaz yakalının ölmüş dedesinin çiftliğine gelme serüvenini gösteren bir animasyon var, bence çok şirin. oyunda birkaç gün geçirdikten ve temel mekanikleri öğrendikten sonra başkan yıkık dökük bir binanın tamiri konusunda senden yardım istiyor. bu bina için ya kapitalizmin kölesi olup jojo kolayi seçerek her şeyi para ile hallediyor ve o binayı jojoya satıyor, ya da işçiyim ben işçi kal nidaları ile minimum 1 oyun senesinde tamamlıyor ve sonrasında tüm köyü mutlu ediyorsun. bunun dışında da oyun senin vicdanını ara ara yokluyor elbette, sürekli sana birilerinin bir isteğini iletiyor, evi olmayana ev yaptırıyor vs vs.
böyle şirin minik ama aynı zamanda kocaman bir oyun işte canım stardew. expanded versiyorunu da var mod indirerek ama daha oynamadım onu, oynar mıyım bilmiyorum. çünkü bir bağımlılık kendisi *.
devamını gör...