oslo 3'lemesinin ilk filmi. 2007 yapımıymış. istanbul film festivalinde altın lale almış. tabi ki ben de hem oslo 3'lemesini hem yönetmen joachim trier'i hem de bu filmi, 2021 yılında çıkan (bkz:
dünyanın en kötü insanı) filmini izledikten sonra öğrendim. o filmi ve oyunculukları ve yönetmeni çok beğenmiştim. dün akşam da reprise (tekrar) izledim. gerçekten muhteşem bir film. yönetmene bir kez daha hayran oldum.
yazarlık, yaratıcılık, dostluk, edebiyat, müzik dolu bir film.
yaratıcılık üzerinde baya durulmuş, yazmadan önceki geçen zamanda neler yaşanıyor, yazarların başlarına neler gelebiliyor -psikoz dahil- ilham dediğimiz şey hep aynı şekilde mi gelir. bu konular güzel işlenmiş.
filmde benim için çok can alıcı bazı durumlar vardı, ana konusu dışında. eril bir gözden ortaya çıkmış, yönetmen bunu bile isteye yapmış. güzel bir ayrıntı. erkek arkadaş gurubu, ciddi ilişkisi olanla dalga geçilen bir gurup, evli olan arkadaşlarının evini pencereden gördüklerinde ortam kötü deyip çekip gidiyorlar, ancak aradan yılar geçtiğinde hemen hemen hepsinin ciddi ilişkileri olduğunu da görüyoruz.
norveç sahneler baya iyi bence. insanın bir kuzeye gidesi geliyor.
not: aradaki ikinci film (bkz:
oslo, 31 ağustos) ben onu heniz izlemedim. bu filmle onun arasında 5 yıl var. üçüncü film ise ikinci filmden 11 yıl sonra çekilmiş. bence dikkat çekici bir 3'leme...
devamını gör...