delinin yıldızı yazar profili

delinin yıldızı kapak fotoğrafı
delinin yıldızı profil fotoğrafı
rozet
kafa izninde
karma: 632 tanım: 41 başlık: 5 takipçi: 23

son tanımları


geçmişe götüren kokular

ansızın hissedilen o tanıdık parfüm kokusu
devamını gör...

sütyen kullanmayan insan

kullanmayınca rahat olamıyorum nedensiz. gece yatarken bile çıkarmam kalır üzerimde. saçma bir alışkanlık olmuş artık
devamını gör...

yargı (dizi)

ilk bölümlerini büyük bir keyif ile izliyordum. ancak ilerleyen zamanlarda artık bıktırdı beni. birinci sezondan sonra hiç bakmadım. ilk sezonda bile sürekli her şeyin bir aile etrafında dönüyor oluşu beni soğutan en önemli etkendi. bu sezonda da sanırım önemli bir karakter de diziden ayrılmış. çok sıktı ve çizgisinden çıktı
devamını gör...

starbucks’ta oturup ekonomi kötü demek

bu başlığı açan yazar neyin kafasını yaşıyor? starbucks artık pahalı gelmiyor bana. çünkü her şey pahalı. artık herhangi bir yerde içtiğin bir bardak çay ya da kahve dünyanın parası. yani starbucks ya da herhangi bir kahve zinciri fark etmiyor. evet ekonomi kötü. berbat. öğrenci olmak zor, ev geçindirmek zor, hobi edinmek zor. insanların içtiği bir kahve. o da belki ayın yılın başında. hadi diyelim sürekli olsun ne fark eder? ekonomi kötü. illa kötü olduğuna inanmanız için açlıktan bayılmak mı gerekiyor acaba?
devamını gör...

küvet

evdeki küveti söktürdüm. iğrenç geliyor küvet bana. temizliği zor bir kere. ayrıca yıkanırken de hiç hijyenik değil.
devamını gör...

hiç yapılmadığı için gurur duyulan şeyler

alkol kullanmadım, sigara içmedim. ve evet gurur duyuyorum.
devamını gör...

sabah ezanı

çok samimi söylüyorum, kendimi güvende hissediyorum. bir tek bu sabah ezanında oluyor. örneğin yatsı da tam tersi hissediyorum. ama sabah ezanı gerçekten ruhuma iyi geliyor. uyku düzenim olmadığı için genelde o saatlerde ya uyumamış ya da uyumaya çalışırken buluyorum kendimi. ve o sesi dinlediğimde hiç zorlanmadan uykuya dalmış oluyorum. her yer sessiz oluyor çünkü. hoşuma gidiyor. seviyorum.
devamını gör...

yazarların itiraf köşesi

ben dün yeni bir başlangıç yaptım. birine şans verdim. uzun süredir biri için savaşıyordum. ama artık yoruldum. mutlu olmak istiyorum, sevilmek istiyorum. beni yoran, sevgimin kıymetini bilmeyen birine daha fazla sadık kalmak istemiyorum. birine şans verdim ben. bu beni korkutuyor. çünkü kalbimde hala bazı şeyler silinmedi. bu belki bencilce, belki yanlış. ama hayatımda bir kez olsun kendim için bir şey yapmak istiyorum. onunla mutlu olur muyum, onu mutlu eder miyim, o doğru insan mı bilmiyorum. hatta çoğu şeyi bilmiyorum. belki de çok geçmeden bu hikaye bitecek. ama sadece anı yaşamak istiyorum. belki sevgi iyileştirir. o gelmesin, bunu umuyorum. çıkmasın karşıma. diyor ya şarkıda 'döneceksin diye ödüm kopuyor.' dönmesin. karıştırmasın kafamı. yine allak bullak etmesin kalbimi. hep derdim, bu hikayeyi başkalarıyla tamamlarsak seni affetmem diye. beni tamamen kaybetti. bitti. ben yeni bir hikayede, yeni bir insanlayım. bu ürkütüyor beni. boğulacak gibi oluyorum. yeni bir insanı tanımak, yine sil baştan aynı şeyleri yaşamak.. zor olacak. yine yıl dönümü kutlanacak, belki yine geleceğe dönük hayaller kurulacak. şarkılar önerilecek.. her şey sil baştan.. yorucu geliyor bu bana. ama artık yoluma bakmam gerek farkındayım. umarım, güzel bir yola çıkmışımdır. aksiyse de mühim değil. ben uzun zamandır hissetmeyi unuttum zaten, işlemez.
devamını gör...

sözlük yazarlarının ruh halini anlatan görseller

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

diyelim ki o bunu okuyor

nereden başlamam gerektiğini bilmiyorum.. zihnimde bir sürü cümle sıralı. her biri sanki beni boğuyor, içine çekiyor. şuan sanki sen beni duyuyormuşsun gibi seninle konuşmak ıstiyorum, çünkü başka nasıl içimdeki ateşi söndürürüm bilmiyorum. ancak yazarak kurtulabilirim.

beni bilirsin, severim yazmayı. eskiden hep zevk alırdın yazdıklarımı okurken. şimdi okusan alır mısın bilmiyorum.

seni affetmek için her zerremi zorluyorum. seni affetmek ve kırgın hatırlamamak için o kadar zorluyorum ki kendimi. ama yapamıyorum. bazı cümleler bıçak gibi saplanmış kalbime. o bıçakların izi çıkmıyor. bazı cümleler zihnimde canlanıyor. durmadan.. durmadan.. o zaman işte kafayı yiyecek gibi oluyorum.

affetmek o kadar zor ki seni. öyle kırgınım ki sana. keşke diyorum, hiçbiri yaşanmasaydı. gururumu kıran, beni mahveden o cümleler hiç kurulmasaydı. o zamanlar hepsine susup bahaneler uydurdum. hep yalan olduğuna inandırdım kendimi. hiçbirini gerçekten hissederek söylemediğine inandırdım kendimi. ama şimdi araya zaman girdi, daha sağlıklı düşünebiliyorum.

eskiden yaptığımı şuan yapamıyorum, ardımda bırakamıyorum. kalbim öyle kırılmış ki benim. ben eski ben değilim. biliyor musun, artık hiç konuşmuyorum. neredeyse hiç. sadece kitap okuyorum, müzik dinliyorum. hep takılırdın bana çok konuştuğum için. ama artık.. susuyorum. hiç kimseye cevap vermek gelmiyor içimden. artık daha az yazıyorum. sadece düşünüyorum, düşündükçe işin içinden çıkamıyorum.

maviyi hala çok seviyorum ama sanırım maviden siyaha dönüşüyorum. mavi canlı bir renk, umut dolu bir renk. ben ise kendimi öyle hissetmiyorum. bazı şeyleri kafamda bitirmişim ben. duygularımı yitirmişim.

yeni yeni insanlar giriyor hayatıma. hepsinde farklı bir hikaye. ama hiç merak etmiyorum hiçbirini. sadece ediyormuş gibi davranıyorum, ayak uyduruyorum onlara. çevremdeki kalabalığa inat yapayalnızım. o kalabalıkta hep seni arıyor gözlerim. gün için de değilse bile gece olduğunda, herkes köşesine çekildiğinde aklıma düşüyorsun. o an ki ruh durumumu nasıl tarif edebilirim bilmiyorum. çaresiz ve özlem dolu. biraz da kırgın.

eskiye göre daha az aklıma geliyorsun. ama geldiğinde de öyle bir sızı bırakıyorsun ki yüreğimde tamam diyorum.. bu his asla geçmeyecek. sanki tüm güzel duygularımı seninle harcamışım gibi hissediyorum. bunun için kesinlikle pişman değilim. bu acıları tekrar yaşayacağımı bilsem yine senin olurdum ben. yine senin sevgilin olurdum.

ama artık güzel şeyler çok az geliyor aklıma. aklıma düştüğünde hatırladığım şeyler genelde kalbimi kıran anılar oluyor ve bunu hiç sevmiyorum. sanırım unutuyorum bazı şeyleri, bu beni daha da korkutuyor. birlikte dinlediğimiz grubun her yeni şarkısı çıktığında altındaki yorumları okuyorum. belki yeniden görürüm seni diye. ama yoksun. sonra o yorumlarda bazı çiftleri görüyorum. aşklarını itiraf edenleri. o an buruk bir gülümseme oluşuyor işte.

her yeni şarkıda biz de buluşurduk çünkü. ve sen hep beni bulurdun. en son buluştuğumuz yorumda seni sevdiğimi ve bunu umarım görürsün dediğimi hatırlıyorum. sen de karşılık olarak seni seviyorum demiştin. sonra hiç denk gelmedik seninle. ne bir şarkının altında ne de başka bir yerde.

korkuyorum, ya sana sarılmadan ölüm ikimizden birini alırsa? korkuyorum. pişman olmaktan korkuyorum. ama sonra benim elimden gelen her şeyi yaptığım geliyor aklıma. senin ise hiçbir şey yapmadan öylece durduğun. işte o zaman vazgeçiyorum senden.

evet, vazgeçiyorum senden. ne zormuş meğer bu. bir insandan vazgeçmek ne zormuş. bunu içim acıya acıya öğrendim. aşkın ne olduğunu da seninle öğrendim, acısını da.

seni özlüyorum. merak ediyorum. bunlar için kendime çok kızıyorum ama. çünkü sen beni biliyorum ki hiç özlemiyorsun. özleseydin gelirdin değil mi? gelmezdin. sen öyle aptal bir gurura sahipsin ki özleseydin de özledim diyemezdin.

doğum gününde yazmamak için çok direndim, yılbaşında da öyle. ama yine dayanamayıp yazdım. ne bileyim.. belki görürsen mutlu olursun diye. belki.. küçük bir ihtimal işte.

çünkü sen geçen sene doğum günümde gelmediğinde ben çok üzülmüştüm. bunu yaşamanı istemedim. gerçi.. senin için önemi yoktur ama.. işte.. konu sen olunca ben ince düşünmeden yapamıyorum. çünkü hala içimdesin sen. siliniyor olsan da hala benimlesin.

ama ben çok yoruldum. ben bu hikayenin yarım kalmaması ve seninle tamamlanması için elimden geleni yaptım. ama yoruldum artık. olur da bir gün beni birisiyle görürsen, hayatıma birini aldığımı duyarsan bana kızma.

sevgin bu kadarmış işte deme. ben seni bekledim. çok savaştım. seni sevdim. bir tek seni. ve bir gün hayatıma biri girse dahi hiç kimseye karşı bu kadar yoğun duygu besleyemem ben.

insan bir kez aşık olur bence. ondan öncesi aldanış, sonrası ise kaçıştır. ben sende harcadım aşk duygusunu. ileride birisiyle olursam eğer ona sadık kalıp değer veririm elbette. kimseyi yarı yolda bırakmam ben. ama.. hiçbir zaman bir daha bu yoğun duyguları hissetmeyeceğim. hiç kimseye sana baktığım gibi bakmayacağım. hiç kimseye sana dokunduğum gibi dokunmayacağım. ben sadece hayatın koşuşturmasına kapılıp gideceğim.
devamını gör...

kedi sevmeyen insan

eskiden hiç sevmezdim. bir kişi sayesinde o ön yargı kırıldı. o gitti. kedileri gördüğümde hatrımda kalan o anılar kaldı
devamını gör...

üzüntüden zayıflamak

ben üzülürken kilo alanlardanım. moralim bozuk olduğunda yeme bozukluğum az yiyerek değil cok yiyerek ortaya çıkar
devamını gör...

çaya şeker atmayan insan egosu

eskiden çayı asla şekersiz içemezdim. hatta şekeri bırakamadığım için çayı bırakmıştım. neyse efendim bir gün içtiğim ilaç yüzünden hiç şeker kullanmamam gerekiyordu. içtim çayı. ilk bir acı geldi ama sonra alıştım ve çayın tadı harbiden bir başka ve güzel geldi. şimdi asla şekerli içemem. ben bile şekeri bırakıyorsam herkes bırakır
devamını gör...

unutulmaz masallar

annem anlatırdı bizi uyutmak için. efendim işte bir koyun varmış. kuzuları varmış onun. bir gün dışarı çıkması gerekiyormuş çocuklarına demiş ki kapıyı sakın kimseye açmayın. neyse koyun çıkmış. kuzular evde tek kalmış. sonra kurt geliyordu kapıyı çalıyordu. koyunun taklidini falan yapıyordu derken kırmızı başlıktaki son gibi bir son yaşanıyordu
devamını gör...

yazarların çocukken yaşadıkları kazalar

kaç yaşındayım hatırlamıyorum. ama altı yaşlarında falan olmalıyım. bir yere gideceğiz. çocuklar için etkinlik yapılan bir yerdi. benimle birlikte tanıdığımız bir sürü daha çocuk daha vardı bizle gelen. biz bir arabaya binmiş gelmiştik işte. gideceğimiz yer ise arabaların vızır vızır geçtiği yolun karşısında. ben tabi o heyecanla annemden habersiz karşıya geçmeye çalıştım bir an önce gitmek için. sonra o hızla gelen araba bana çarpmasın mı.. kaç yıl geçti hala onun acısını unutmuyorum. nasıl bir ağrıdır o yarabbim. uçmayı öğrendim resmen. ilginçtir ki fiziksel olarak bir şeyim olmamıştı. sadece aşırı ağrım vardı. sonrası doktor vs işte. efendim bir gün de ananemdeyiz. o şiş ile bir şey örüyordu. koltuğun üzerine yaptığı el işini bırakmış ve mutfağa gitmişti. tabi ben onu nasıl görmedim bilmiyorum ama üzerine oturmuştum. ve o koca şiş benim bacağıma saplanmıştı.. ya sabır ya sabır bu nasıl çocukluk!
devamını gör...

kürtleri sevmemek

bir şeyi sevmemek düşünce özgürlüğüdür. neden bu bu kadar abartılır anlayamıyorum. eğer karşı tarafa kişisel bir zarar verecek saldırı yoksa bunu söylemek kişinin hakkıdır. bu arap sevmiyorum diyen insan için ya da x ırkını sevmiyorum diyen insan için de geçerlidir. insanların zihnindeki düşüncelere kilit vuramazsınız ki. zorla mı sevecek? herhangi bir zarar veren bir durum yoksa ortada bunu deme özgürlüğüne sahiptir kişi
devamını gör...

en yakın arkadaşının en sevmediğin özelliği

en yakın arkadaşım yok ki. olsaydı keşke
devamını gör...

üzgünüm leyla (dizi)

eski dizileri izleme gibi bir alışkanlığım vardır. bu dizi tam olarak bunalımda olduğum bir dönemde izlediğim bir diziydi. jeneriğini ne zaman duysam o günleri hatırlarım. o karanlık günlerimde zihnimi dağıtmam için iyi gelmişti. internet üzerinden bölümlerini bulmak zor olabilir. trt uygulamasından tamamına ulaşabilirsiniz. konu leyla karakterinin mücadelesini anlatıyor. leyla yıllarca kocası tarafından eziklenmiş bir kadın. kendi tercihlerini hep geri plana atarak kendi benliğini unutmuş bir karakter. hikayemiz ise kocasının kendisini aldattığını öğrenmesi ile başlıyor. bu olaydan sonra kızı ile birlikte kendi ayaklarının üzerinde durmaya başlıyor. yeni bir eve geçiyor. işini kurmaya çalışıyor. ancak dizi sonralara doğru saçmalıyor. özellikle leyla karakterinin orhan ile olmaması, orhan rolünün diziye veda etmesi ve dizinin sonunda leyla'nın alakasız biriyle olması diziyi kötü etkilemiş. ancak her şeye rağmen o kötü günlerimde zihnimi dağıtmaya yardımcı olduğu için bu dizinin yeri ayrı olacak bende.
devamını gör...

beni böyle sev (dizi)

eski zamanların dizisi bir başkaydı be dedirten dizidir. son sezonu çok güzel olmasa da ilk sezonlar oldukça güzeldir. dizide sevdiğim şey ayşem ve ömer'in aşkı değil. hatta oldukça sıkıcı geliyor. daha çok diğer karakterler renk katıyor diziye. özellikle reyhan ve fahriye karakterleri izlerken zevk veriyor. öğrenci evindeki sahneler oldukça hoş. son sezonda senarist saçmalamış olsa da reyhan ve mazhar aşkı oldukça derin işlenmiş. şimdiki içinde aldatma, şiddet gibi ögeler barındıran dizilere inat oldukça iyi bir aile dizisi.
devamını gör...

yazarların favori çiçekleri

lale, beyaz gül ve şakayık
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim