evcil hayvanı olanlar bilirler, onlar bir hayvan değil bir evlattır artık sizin için. ben ne yazık ki uzun zamandır evladımı vermemek için savaş veriyorum ama sonunun istediğim gibi sonuçlanmayacağini biliyorum. kendimi buna her ne kadar aliştirmaya çalişsam da alişabileceğim bir durum değil. çünkü bu sadece özlemekle ve kaybetmekle alakalı bir mesele değil. birini terk etmekle alakalı bir mesele. belki başkasi daha iyi bakacak, ama buna hiçbir zaman emin olamazsınız. acı çekip çekmediği, üzülüp üzülmediği düşüncesi sizi kahreder nefes almakta zorlanırsınız. şuan nefes almakta zorlanıyorum. daha da kötüsü keşke dilinden anlasam konuşsak, ne olduğunu ne hissettiğini bilememek çok daha zor. bir sürü belirsiz durum. en sevmediğim şey belirsizlik zaten. şuan geçici bir çözüm buldum ve buna rağmen çok acı çekiyorum. ilerde kalici olarak vazgeçmek zorunda kalirsam diye çok korkuyorum. daha da korkutucu olan en az benim kadar sevecek birini bulamama düşüncesi. umut şuan benim ihtiyacım olan şey. ufacık şeylere bile tutunmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum. bulabildiğin her alternatifi denemek, her yolu denemek. bir çok kişinin bir çok konuda umuda ihtiyacı var biliyorum. umut etmeyi bekleyen, buna ihtiyacı olan herkese şans diliyorum
çok güzel bir durum yazari, kitaplarinda öyle uzunnn olay örgüleri ve kurgular yok. kisa süreli durumlarin duygu geçişlerini ve yine ayni şekilde bu duygunun, bu hissiyatin okuyucuya yansimasi konusunda aşiri derecede başarili.
bilinmeyen bir kadinin mektubu
sevgin o kadar büyük ki, bunu anlamaycak birine, hiç kimseye, bunu anlatmaya çalişarak ziyan etmek istemiyorsun. sonuç ne olursa olsun çok aci şeyler yaşasanda.. elinde sadece sevginin büyüklüğü ve bunu gururla taşimiş olmanin verdiği bir mutluluk kaliyor. bir de acilarin, bunu saklamak için çektiğin ve birçok kişinin değer miydi diye basite indirgeyip asla anlamadiği acilar..
korku
bir şeyler saklamanin ve ortaya çikmasinin, insanin hayatini sonlandirmak istemesine neden olacak kadar büyük bir korku yaşamasinin nasil bir şey olduğu. bir insan korku duygusunu nasil bu kadar az cümle ile bu kadar hissettirebilir bilmiyorum.
sosyal medyanin, yeni dönemde gelişen teknolojinin gerçekten bu kadar net yansimasi olamaz. kuşak çatişmasinin, kirli çıkar ilişkilerinin bu kadar bariz ve dümdüz anlatilmasi, lale'nin asli'yi ve diğer yeni nesil gençleri aslinda çok sallamayişinin, fikirerlere kapali oluşunun ve hafife almasinin ona çok çok kötü bir tokat olarak geri yansimasi, asli'nin "z kuşaği" olarak tabir ettiğimiz nesli çok iyi yansitmasi, hedeflerine ulaşabilmek için bilinçsizce, asla sonuçlarini düşünmeden büyük bir hırs ve bencillikle ne kadar acimasiz ve tehlikeli olabileceğini, malesef yeni neslin başarmak için çabalamak yerine basamaklari zipayarak aşmak gerektiğine olan inanci(ki bu ne yazik ki şu dönemde kismen doğru ) ve bunun sonucunda evet başariya sahip olabilirsin, ama ne kadar bir süre?? kalici olabilmek konusunu asla düşünmeden hareket etmeleri.. yani o kadar çok alt metin vardi ki gerçekten çok kaliteli buldum
o kadar beğendim ki, gerçekten yeni dönemin efsanelerinden.. kurgu harika, oyunculuklar çok iyi.. mimikler, yani bazen yilmazin sadece bakişlarina 5 dk gülüyorum. öyle güzel ifade ediyor kendini. ümidim yeşeriyor ya, kaliteli şeyler hala var çok şükür
bunu çok yaparim ve geçen gün ilginç bir tespit okudum. kaygi bozukluğu olan insanlar, bilmedikleri bir şeyi izlerken ilerisini göremedikleri için bilinç altinda kaygilari artiyormuş bu nedenle bilmedikleri bir şeyi izlemektense bildikleri bir şeyi izlemeye daha yatkinlarmiş. artik piyasada kaliteli film kalmadiği için mi, izleyip çoooookkk beğenip ayni batağa tekrar tekrar düştüğünüz için mi yoksa kaygi bozukluğunuz olduğu için mi izliyorsunuz bilemiyorum...
son çare aklima gelen ve kedi sahiplenme/sahiplendirme başliği var midir acaba diye düşünüp var olduğunu görünce çok sevindiğim normal sözlük ve değerli üyeleri. kizim meriç 3 yaşina girecek. kisirlaştirildi, aşilari tam, herhangi bir sağlık problemi de yok. aileme karşi bir süredir savaş veriyorum artik ne yazik ki daha fazla devam edemiycem, zira kedi gitmezse sokağa atarim noktasina geldim ne yazik ki. bebeğimi vermenin derin üzüntüsünü geçtim (bir şekilde katlanmak zorundayim) şuan en büyük kaygim yuva bulunamamasi durumu. çünkü ayri eve çikacak maddi imkanim yok. karşi gelebileceğim bir seviyeyi de aşmiş bulunmaktayim. ağlamaktan harap olmuş bir vaziyette sizlere durumumu bildiriyorum. hayvansever birileri varsa yardim edebilecek beni çok mesut edersiniz. ankara/yenimahallede oturuyorum ama iyi bir yuva olduğu taktirde farkli ile getirebilirim sorun olmaz..
o kadar çok ki her kategoriden var
polisiye : john verdon, dan brown var
romantizm-gizem : kristin hannah
tarihi : yavuz bahadiroglu
türk edebiyatı : zülfü livaneli, sabahattin ali,
yabancı edebiyattan : stefan zweig, gabriel garcia marquez, jane austen, adam fawer...
aklımda (bkz: cem yılmaz)ın
uluslararası ilişkiler tanımı :
himmm danimarka ile mektup arkadaşlığı,
-sevgili danimarka bu aralar bana karşı çok soğuksun,
- sana değil iklimim öyle
soylemi geldi nedense
üzerinde baskı kurmaktır. bir kadın sebiyorsa yaptığınız bir çok kötü şeyi malesef ki göz ardı edecektir ama üzerinde baskı kurduğunuzda buna tahammül edeceğini sanmam
sürdürülebilirlik kavramı hayatın her noktasında yer almalı aslında. her şeyi çok çabuk tüketen bir toplum olduk. sadece fiziki şeyler değil duyguları da çabuk tüketiyoruz.
yalnız değilsin arkadaşım. her insan illaki hayatının belirli zamanlarında kendini sorgular. benim de kendime olan dürüstlüğüm %80 ancadir. herkesin kendine itiraf etmekten utandığı bir düşüncesi, bir umudu, bir hayal kırıklığı, isyanı, nefreti, hasreti vardır.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.